KAPAK (34)
Zerrin Saral

AKIN ERSÖZ’LE “ALLI GÜLLÜ PERDELER” ÜZERİNE

Akın Ersöz’ün Allı Güllü Perdeler adlı yeni öykü kitabı, geçtiğimiz günlerde Mühür Kitaplığı etiketiyle okurla buluştu. Yazar Ersöz ile kitabı Allı Güllü Perdeler’i konuştuk ve öykü, yazma eylemi, edebiyatın güncel konuları üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

İlk öykü kitabınız Aşina Karşılaşmalar’ın ardından Gizemli Mektuplar’la romana yöneldiniz. Allı Güllü Perdeler ikinci öykü kitabınız. Romana bir ara verip yola yeniden öyküyle devam etme sürecinizden bizlere bahsedebilir misiniz? Yeni öykülerin ortaya çıkmasında sizi harekete geçiren, daha doğrusu yazma sürecinizi başlatan duygu neydi?
Ben yazmaya öykü ile başladım. “İnsan kendini anlatmak için yazar” sözünü önemserim. Uzun yıllar günlük tuttum. Son yıllarda daha çok yolculuklarımda notlar alıyorum. İlk öykülerim çiçeği burnunda bir öğretmenken yayınlanmaya başladı. Aşina Karşılaşmalar uzun bir damıtma süreci sonrası otuz yıl sonra kitaplaştı. Roman yazma gibi bir düşüncem yoktu. Son kitabıma da aldığım bir öyküyü geliştirmemle Gizemli Mektuplar kısa romanı oluştu. Roman yazayım diye çabalamadım. Mektupların Gizemi öyküsü “yaz beni” dedi sanki. Kısa öykü, 150 sayfalık kısa bir romana dönüştü. Okurdan ilgi gördü ve salgın günlerinde ikinci baskıyı yaptı.  Allı Güllü Perdeler, bir yıldır hazırladığım bir dosyaydı. İstediğim gibi bir çalışma oldu. Sorunuza dönersek öyküye hiç ara vermedim. Ben kendimi öykücü değil de “öykü sevdalısı” diye nitelendirebilirim.
 Allı Güllü Perdeler ile Mutluluk Anları adlı öykülerinizde “perde” yi farklı açılımlarda kullandığınıza tanık oluyoruz. Perde, sizde neye karşılık geliyor?
İki öyküdeki “perdeler”e tanıklığınız için teşekkür ederim. Metafor ya da mecazları kullandığımı ben de sonradan keşfettim. Sözcüklerin farklı anlam ilgileri etkiliyor beni ama bunu bilinçli yapmıyorum. “Perde” gerçek anlamından çıkarak anılara yapılacak yolculuklara kapı açan bir sinema perdesine dönüşebiliyor. Karşı penceredeki menekşe gözler de olabiliyor, dünyaya az önce merhaba demiş bir bebeğin bakışları da.
 
Her Yüz Bir Öykü adlı öykünüzde Tolstoy, Salinger, Charles Dickens, Sabahattin Ali, Orhan Pamuk, Yaşar Kemal gibi gerek dünya edebiyatından gerek bizim edebiyatımızdan önemli yazarlara yer veriyorsunuz; yine onların eserlerinden ilk cümleye dair örneklemeler dikkat çekiyor. İlk cümleyi muhteşem kurma çabası sizin yazınsal sürecinizde ne denli etkili ya da ilk cümlenin önemi hakkında neler söylemek istersiniz?
İlkler önemlidir, diye sıradan söz söylemek istemem. Bir müzik albümündeki ilk şarkıyı, bir filmin girişindeki etkileyiciliği çoğu insan gibi önemserim. Öyküde ilk cümle vurucu olmalı gibi bir düşüncem olmadı hiç. Bir önceki soruya verdiğim yanıt gibi metaforlar ilgimi çekiyor. Kimi zaman bir söz kimi zaman bir tamlama öyküye dönüşebiliyor. Marmara Adası’nda yürürken duyduğum bir cümle Yağlı Açma öyküsünün oluşmasına kaynaklık etti.
Hikâye Anlatılır, Öykü Yazılır adlı öykünüzden yola çıkarak sormak istiyorum. Öykücü-yazar, hikâye anlatıcısı değilse üstlendiği rol nedir? Keşfedenle yazar arasındaki bağa siz nasıl dikkat çekersiniz?
Edebiyatımızda tahkiye geleneği vardır. Bir anlamda sözlü edebiyat ürünleri masallar, destanlar, halk hikâyeleri bu bağlamda düşünülebilir. Biz anlatmayı severiz de yazmayla işimiz yoktur. Yazma eylemini besleyen okumanın hali de gazete ve kitap okuma oranlarının düşüklüğüyle ortada. Okuduğum bir yazıdan hareketle oluşturduğum kurguda “hikâye anlatılır, öykü yazılırçelişkisine değindim.
Eğitimci kimliğiniz yazma serüveninize ne gibi katkılar sağlıyor ya da zaman zaman bunun zorluğunu (metinlerinizde) yaşadığınız, hissettiğiniz oluyor mu?
35 yılı aşkın bir süredir öğretmenim. Farklı kentlerde, değişik yörelerde çalıştım. Rize’nin Fırtına Deresi de Ayder Yaylası da, Bitlis’in karlı dağları da, yöre halkının deniz dediği Van Gölü de, doğduğum kadim kent Diyarbakır’ın surları da, Dicle Nehri de ve yaşadığım kurtuluş kenti Samsun’un denize açılan sokakları da besliyor beni. Kentler ve akıp giden yaşam çekiyor beni. Yazarken zorluğunu yaşıyor muyum? Sanmıyorum.
Öykü kahramanlarınızı belirlerken nelere öncelik tanıyor, nelere dikkat ediyorsunuz?
Öykülerimde doğal olarak kendimden izler varken tanıştığım nice insandan da izler var. Çoğunlukla erkekler öykü kahramanlarım oluyor. Öykü kahramanları kadın olan erkek öykücüleri hayranlıkla izliyorum. Geçen gün Geçmişi Beklemek kitabında bir öyküdeki kadın kahramanı anlatma becerisinden ötürü Üzeyir Karahasanoğlu’nu kutladım.
Etkilendiğiniz yazarların sizde bıraktığı etkiye neden olan yapıtlar hangileri?
Ağırlıklı olarak yaşamdan anlarla beslenen durum öyküleri yazıyorum. Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal, Oktay Akbal olmazsa olmaz yazarlarım. Son dönem öykücüleri içinde Ayna Çarpması ve Sarı Kahkaha ile Murat Özyaşar, Sahiden Hikâye ile Kemal Varol ilk aklıma gelenler. Her ikisi de metafordan beslenen öyküler yazıyorlar. Rastlantı belki her ikisi de Diyarbakırlı ve öğretmen. Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde ve Olduğu Kadar Güzeldik ile Mahir Ünsal Eriş, Muhtelif  Evhamlar Kitabı ile Ömür İklim Demir hayranlıkla izlediğim yazarlardan.
Bir hikâyenin öyküye dönüşme süreci günlük yaşantınızı nasıl etkiliyor? Güne nasıl uyanıyorsunuz üretimde olduğunuz zamanlarda?
Beni huzursuz ediyor. Uykumu kaçırıyor. “Yaz beni” diyor. Düzenli çalışmanın verimi artırdığına yürekten inanıyorum. Yaşamın dayanılmaz koşuşturması ve sorumluluklarımız yazma edimine sekte vuruyor. İşte o zaman ödevini yapamamanın üzüntüsünü yaşayan bir öğrencinin ruh halini yaşıyorum.
Bu soruyu sormayı seviyorum; yazarın yazdığı ile okurun okuduğu aynı metin midir sizce. Metni tamamladıktan sonraki macerayla ilgili misiniz?
Kesinlikle değildir. Yazar ürününü yayınladıktan sonra ondan çıkar. Adı öykü, şiir ya da roman olan ürün her yeni okurda yeni duygulanmalara yol açar. Ben yukarıda adını andığım yazarlarda bu duyguya kapılıyorsam okurda bu duygu sağanağı neden olmasın.
Bu söyleşi için teşekkür ederim Zerrin Hanım.

 

Daha fazla Panzehir Söyleşiye  buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir