TUNDA
su toplayan yanığın içindeyiz
korkunç ve bücür bir kalabalık vardı
yokuş yukarı koşan
kedi oturduğu sandalyeyi altından çekti
ki sıkılınca yapar böyle atraksiyonlar
ben ona uçlarında
kendini boşluğa asan derin bir yalnızlık
büyüsüyle deliler koğuşuna sığınmış
bir aşkı ve kızıl bir yaşamı süsleyen
zamanı dile dökmeden hemen önce
çatladı uzamın ince yeri
süzüldük dingin yıkımdan ve kaygılardan
ay kaçağı bulutlarla
ormanda bir başımıza sarıldık ağaçlara
gülümsedi yanımızdan geçerken
boynu bükük flamingo
geride bir mektup bile bulamadığını söyleyen
uzandık aylak ve duru avuntularla
ağrı yitimi durumlar yaratan haz fırtınasına
tunda hırçın dalgalarımızla
ey sürgünü bekleyen yoksulluk
belki yine geçeriz menekşelerle
imgesi süslenmiş varlığına yorumlar fısıldanan
kibirli o göğün altında
en güzel günlerin içinden
sonra kapattık fincanı burkulan yüreğimizle
döndük içimize yapışarak saf sözcüklere
acımasız bir zıpkın gibiydik