????????????????????????????????????
Sedat Karacalar

SÖZCÜĞÜN KÖKENİNE YOLCULUK; “MUHAKKAK; HAK, HUKUK, ADALET! "

Hak, hukuk ve adalet bir devletin temel direğidir. Son zamanlarda sıkça kullanılan bu sözcüklerin kökenine bir yolculuk yapalım istedik.

Hak sözcüğü Arapçadan dilimize girmiştir. Türkçede ilk anlamı hukuka uygunluk, adalet; ikinci anlamı ise hukukun, adaletin gerektirdiği ve birine ayırdığı şey, kazanım, kazançtır.  Hukuk da onun çoğuludur ve “haklar” anlamına gelmektedir.

Günümüzde ise hukuku “bağlayıcı kurallar bütünü” anlamında kullanmaktayız. Örneğin hukuk fakültesi denilince hakların değil, hukuk biliminin öğretildiği yer anlaşılıyor. Başlığımızda kullandığımız muhakkak da aynı köke bağlı bir sözcüktür. Doğruluğu ve gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş, kesinlikle anlamlarında kullanılmaktadır.
Tevfik Fikret’in 1908 yılında kaleme aldığı Millet Şarkısı adlı şiirde haksızlık ve hukuksuzluğa isyan vardır.
Haksızlığın envâını gördük. Bu mu kanun?
En gamlı sefaletlere düştük; bu mu devlet?
Devletse de, kanunsa da artık yeter olsun;
Artık yeter olsun bu denî zulm ü cehâlet.
Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol;
Ey hak yaşa, ey sevgili millet yaşâ, var ol!.
Adalet sözcüğü de Arapçadan dilimize girmiştir.
Kökü; hak gözetme, adillik anlamındaki “adala” sözcüğüdür. Denge gözeten, adaletli anlamındadır ve dilimizde erkek adı olarak kullanılan “âdil” sözcüğü de aynı kökten gelmektedir. Ayrıca dengeli olma, denge anlamındaki “itidal”, dengeli olan anlamındaki “mutedil” sözcüklerinin de aynı aileden olduğunu belirtelim.
Özdemir Asaf Adalet adlı şiirinde bakın neler diyor.
İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun.
Bertolt Brecht ise Halkın Ekmeği adlı şiirinde adaleti halkın ekmeği olarak somutluyor.
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek, başlar açlık,
bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.
Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yuğurulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!
Bolsa insanın önünde ekmek, lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsa da olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire…
Bilirsiniz, nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.
Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o, günde birçok kez gerekli.
Sabahtan akşama dek, iş yerinde, eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin.
madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?
Öteki ekmeği kim pişiren?
Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.
Bol, pişkin, verimli.
Sözcüklerin kökenine yolculuğumuzu sonlandırırken tahkik, tahkikat, muhakkik, tahakkuk gibi sözcüklerin de “hak” kökünden geldiğini hatırlatalım.
Başka bir sözcüğün kökenine yolculukta buluşmak umuduyla…

 

Diğer Panzehir Sözcüklere  buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir