Yıldız İlhan Foto
Yıldız İlhan

EDEBİYAT DÜNYASINA PANZEHİR SORULAR 2023

2023 yılında yoğun bir edebiyat gündemi yaşandı. Yepyeni kitaplar okurların beğenisine sunuldu. Biz de Panzehir Dergi olarak yayınladığımız metinlerle, söyleşilerle, eleştiri-tanıtım yazılarıyla edebiyat  ve sanat ortamına katkıda bulunmaya çalıştık.
Bu yıl ikincisini yayımlayacağımız Panzehir Sorular’la,  yazarların penceresinden bir tür bellek tazelemesi yapmayı amaçlıyor, edebiyat tutkunları için ufuk açıcı olacağına inanıyoruz.  
Bir yılı daha geride bırakırken 2023’ün edebiyatını, edebiyat dünyasından isimlere sorduk. Değerli görüşlerini bizlerle paylaşan tüm edebiyat dostlarına teşekkür ederiz.
Yeni yılda panzehriniz edebiyat olsun…

 

 

Edebiyat eserlerinin değerini hangi ölçüt belirler? Okur mu, satış mı, eleştiri mi, ödül mü?
Hiçbiri, kesinlikle hiçbiri.
Yazarın ölümünden sonra basılabilen pek çok harika yazar ve kitap var. Daha geçenlerde okuduğum Lucia Berlin mesela. Temizlikçi Kadınlar İçin El Kitabı, 2015’te basılmış. Oysa Berlin, bize 2004’te veda etmiş. Gerçi yaşarken sadık bir okur kitlesi varmış, hatta bir öyküsüyle Jack London ödülünü bile almış ama tanınmışlık ve ödüller ölümünden sonra gelmiş.
Kült kitap Motosiklet Günlüğü, kaç yayınevi tarafından geri çevrilmiş. John Kennedy Toole’nin Alıklar Birliği ölümünden sonra annesinin gayretiyle basılmış. Böyle milyon sıkı kitap zamanında görmezden gelinmiş.
Okur imgesi diye bir şey var, görmezden gelinemez. Her okuyucu Ulysses’ten tat almaz. Kimi klasikçidir, azı çağdaş edebiyat takipçisi. Birileri yerli okumam derken diğerleri Dünya edebiyatının peşindedir.
Ödüllere inanırsınız, inanmazsınız. Değişir ama etkileri vardır. Dünyadaki en önemli ödüllerden biri olan Nobel sahiplerinin çoğunu bilmez iyi okur bile. Yine de geçen yılın Nobel’i, Anne Ernaux’u gündeme taşıyıverir.
Bizde önemli öykü ödüllerinden Sait Faik’te dönen dolapları, odun parası yok diye şu anda adını anamadığımız bir yazana verilen ödülün hangi değerli öykücümüzü yıllarca yazmaya küstürdüğü küçük bir araştırmaya muhtaçtır. Müze evini gezerken iyi bir öykü okuru olarak bir avuç ismi çakılı oldukları kütükten bahçeye fırlatmamak  için kendimi zor tuttuğumdan söz etsem ayıp etmiş mi olurum.
Hele bu yıl 4×4’ü gördükten sonra bir ödülde, söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil dedirtiyor bana.
Satış; artık güçlü yayınevi, güçlü piar, bol sosyal medya takipçisi, aidiyet, çeteleşme bıdı bıdı demek.
Eleştiri mi, onun yeni adı tanıtım.
Son dönemlerde değerinin yeterince bilinmediğini düşündüğünüz öykücüler ve romancılar var mı?
Var elbet. Ama üstteki soruda saydıklarımdan sonra, baaaak ben kimleri keşfettim demek biraz da iyi okur kibri barındırıyor içinde. Geçtiğimiz yıl şanssız bir yıldı yeni yerli kitaplar için.
Daha ikinci ayın başında yaşadığımız deprem felaketi yazanı da okuyanı da uzaklaştırdı mecradan. Kendimizi az biraz topladıktan sonra yeniden sığındık okumalara. Sığındık da, pek çok yeni yayınlanan kitap göz göre göre sessizce çekildi gündemden. O yüzden yeni yıl kafasına girmeksizin ince ince ve tekrar bakmak lazım bu sürece.
2023’te tadı damağımda kaldı dediğiniz o film hangisi?
Az gittim sinemaya. Hepi topu üç film, saymam gereksiz çünkü kime sorduysanız dillendirmiştir bunları. Eski dönemlerdeki merakımdan sonra gerçekten suçluluk duyuyorum. Evde izlediklerimin çoğu iz bırakmamış baktığımda. Bilimkurgudan, distopyadan, fantastikten uzaklaştım. Dönem dizileri filan daha iyi geldi sanki, oyunculara, dekor kostüm ve mekanlara sardım içimi. Her alandaki belgesel yapımlarla (merakımda olmayanlar da dahil) geçirdim yılı. Daha iyi geldi sanki.
Sizce 2023’te edebiyat gündemine damgasını vuran olaylar ve tartışmalar nelerdi?
Frankfurt Fuarı’nda Filistinli yazar Adania Shibli’nin ödülünün savaş yüzünden verilmemesi canımı sıksa da bu olay üzerine Zizek’in konuşması harikaydı.
Ernaux, Nobel’le hatırlandı geçen yıl dedim ya, İstanbul’a bile geldi.
Bu yıl da Nobel Fosse’yi, sundu gündemimize, seviyorum Kuzey Avrupa edebiyatını.
Bilge Karasu Günleri (izleyememiş olsam da), Nurdan Gürbilek ve Jale Parla’nın şahane kitaplarının bizimle buluşması önemliydi.
Marquez’in yeni keşfedilen kitabının müjdesi içimi ısıttı.
Sanat Kritik ’in Fatih Bakırcı editörlüğünde hazırladığı Bilge Karasu ve Şule Gürbüz sözlükleri beklediklerimden.
Yalnız ve okuma gruplarımda okuduğumuz kitaplar haricinde hiçbir tartışmaya fiili ve kalbi dahil olmadım. İçimden gelmedi. Olan bitene uzak ve soğuk kaldı içim. Biraz okudum daha az yazdım, dostlarla dedikodumsu sohbetler yaptım. Ismarlama işlerle boğuştum.
Hepsi bu.
Daha fazla Panzehir Söyleşiye  buradan ulaşabilirsiniz.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir