Ozge-Kilicoglu
Özge Kılıçoğlu

EDEBİYAT DÜNYASINA PANZEHİR SORULAR 2023

2023 yılında yoğun bir edebiyat gündemi yaşandı. Yepyeni kitaplar okurların beğenisine sunuldu. Biz de Panzehir Dergi olarak yayınladığımız metinlerle, söyleşilerle, eleştiri-tanıtım yazılarıyla edebiyat ve sanat ortamına katkıda bulunmaya çalıştık.
Bu yıl ikincisini yayımlayacağımız Panzehir Sorular’la,  yazarların penceresinden bir tür bellek tazelemesi yapmayı amaçlıyor, edebiyat tutkunları için ufuk açıcı olacağına inanıyoruz.
Bir yılı daha geride bırakırken 2023’ün edebiyatını, edebiyat dünyasından isimlere sorduk. Değerli görüşlerini bizlerle paylaşan tüm edebiyat dostlarına teşekkür ederiz.
Yeni yılda panzehriniz edebiyat olsun…

 

Edebiyat eserlerinin değerini hangi ölçüt belirler? Okur mu, satış mı, eleştiri mi, ödül mü?
Çok güzel bir soru. Bence hiçbiri belirlemez diyerek komple muhalefet olacağım. Bu cevabımı açmaya satıştan başlarsam, çok satanlar listelerini hepimiz biliyoruz. Genel olarak yüksek edebiyat diyemeyeceğimiz kitaplar bu listelere giriyor, nedeni bana göre, sürü mantığı ile yakından ilişkili. Çoğunluğun okuduğu, illa edinilmesi- satın alınması gereken ( mutlaka okunacak diye bir kaide yok) bir meta gibi algılanıyor. Eleştiri ile devam edersem, ülkede eleştiri müessesesi yok ki sebep bu olsun. Körlerle sağırlar birbirini ağırlıyor adeta. Arkadaşlar, tanıdıklar birbirlerinin yazıları, kitapları hakkında birkaç kelam ediyor. Hiç mi yok var ama bunlar eleştiri değil analiz kıvamında. Yıldız Ecevit, Nurdan Gürbilek ve Berna Moran’ı en tepeye koyabilirim yine de. Ödül dersek yine aynı kısır döngü ile karşı karşıyayız. Fakat bazı ödüllere ben hala inanıyorum mesela Sait Faik, mesela Haldun Taner gibi. Fakat son yıllarda adeta ödül bolluğu başladı. Vikipedia’ya göre 27 adet ödül var ama bir de belediyelerin açtığı yarışmalar var. Bu kadar bolluğun iyi olup olmadığı hakkında kendi kendime soruyorum. En önemlisini en sona bıraktım: Okur. Bence okur bir edebiyat eserine layık olduğu değeri verebilirdi ama maalesef. Çünkü okumuyor. Okuyan kısım da şu ekonomik şartlarda zorla kitaba ulaşabiliyor. Okumamakla ülkenin gelişmişlik derecesi arasında doğrusal bir ilişki var diye düşünüyorum. Aslında herkes Platon’un Mağarası’na bir girse, o algı düzeyine erişse ne güzel olurdu.
Son dönemlerde değerinin yeterince bilinmediğini düşündüğünüz öykücüler ve romancılar var mı?
Çağdaş yazarlardan Ali Teoman bence yeterince kıymeti bilinememiş bir yazardı. Maalesef çok verimli olabileceği bir yaşta, 2011 senesinde kendisini kaybettik. 1991 senesinde mahlasla yazdığı Gizli Kalmış bir İstanbul Masalı Haldun Taner Öykü Ödülü’nü almış ve 2007 de beyninde bir tümör olduğunu öğrendiğinde durumu açıklama gereği duymuştu. Bu konuda bu kadar uzun zaman nasıl sessiz kaldınız soruna şöyle cevap vermiş: İnsan ağzını açmayınca, ses de çıkmıyor inanın.  Ne doğru bir cümle. Ömer Türkeş onun hakkında aralarında Borges’in İzinde olmak üzere birçok eleştiri metni kaleme almıştır. Onu tanıyan ve okuyanlarda derin bir iz bıraktığını düşünüyorum.
Bir diğer kıymeti bilinmemiş yazar da Aslı Erdoğan. Şimdi sürgünde hastalıklarla ve parasızlıkla, hayatta kalma mücadelesi veriyor. Kırmızı Pelerinli Kent’deki gibi yalnız ve bu sefer Rio’nun sokakları yerine Berlin Strasse’lerinde hayatın anlamını arıyor. Ve son olarak Bora Abdo diyebilirim. Çok yetenekli ve yaratıcı bir kalemi var. Maalesef hakkında çıkan haberlerden sonra bir nevi çarmıha gerildi. Yine de şu günlerde yavaş yavaş küllerinden yeniden doğuyor.
2023’te tadı damağımda kaldı dediğiniz o film hangisi?
Ah kitaplardan sonra en sevdiğim şey sinema. Bu sene yine birbirinden güzel filmler vizyondaydı. Sadece bir tane filme odaklanmak çok zor o yüzden. Şöyle diyebilirim, Amerikan filmlerinden çok Avrupa ve Asya filmleri seyrettim bu sene. İçlerinden tadı damağımda kalanlar var elbette. Hepsi bu sene çıkan filmler değil ama ben bu sene seyrettim. Özellikle bazı yönetmenlerin neredeyse bütün filmlerine bayıldım. Bunlardan biri Ruben Östlund. İsveçli yönetmenin Square (Kare) adlı filmi müthişti. Güven meselesini böyle vahşice ve zekice işleyen bir film olamaz dedirtti bana. Force Majeure bir ilişkide güç durumlarda kadın ve erkeğin durumunu ortaya koyması açısından insanın yüzüne bir tokat çarpmış etkisi yapıyor. Triangle of Sadness filmi başarılı ve zengin insanların felaket anında nasıl da hiçbir işe yaramadıklarını ve alt sınıfın hayatta kalma kabiliyetleri sebebi ile onların kölesi haline kolayca gelebileceklerini göstermesi açısından çok çok iyi bir kara mizah örneği.
Michael Haneke’nin Happy End filmi, Wim Wenders’in Perfect Days’i çok taze vizyona girdi ve bu senenin izlediğim son iyi filmi oldu. İzlandalı direktör Valdis Öskarsdöttir’in Country Wedding filmi, İzlanda kırsalında otobüsle çıkılan görsel bir şölen olmasının yanında bir türlü bulunamayan kilise ve kıyılamayan nikâh ile insan ilişkilerinin dilemmasını ortaya koyan şahane bir film. Japon direktör Ryusuke Hamaguchi’nin Drive My Car filminde insanın süregelen davası olan yalnızlık, konuşma isteği, duyulma ve anlaşılma ihtiyacı üzerine kurulmuş çok güzel bir film. Miyazaki’nin The Boy and the Heron animesi, yıllar sonra gelen şahane bir sürpriz oldu benim için. Last but not least diyerek, Martin McDonagh’ın yönettiği, arkadaşlık üzerine muhteşem bir film olan The Banshees of Inisherin tadı hâlâ damağımda olan filmlerden biri oldu bu sene.
Sizce 2023’te edebiyat gündemine damgasını vuran olaylar ve tartışmalar nelerdi?
Türkiye edebiyat gündemini takip etmeme rağmen, olaylardan biraz uzağım. Ve fakat Cem Alpan’ın Can Yayınları’ndan ayrılmasına sebep olan olay beni çok şaşırtmıştı. Konuyu çok kısa da olsa Cem Alpan’ın ağzından dinleme şansım olmuştu çünkü okuma atölyesine katılıyordum… Kendisinin iyi bir editör olduğunu düşünüyorum. İyi kitaplar okuyor ve seçiyor. Bunun dışında diyecek bir sözüm yok açıkçası.
Ayrıca aniden dünya kâğıt piyasasında yaşanan dar boğaz ve bunun Türkiye’de kitap basımını ve hemen sonrasında fiyatları etkilemesi bir diğer önemli konuydu benim için. Günümüzde dünyanın bir yerinde olan olay kelebek etkisi ile hepimizi etkiliyor. Gündemimiz komple değişti, diye düşünüyorum.

 

Daha fazla Panzehir Söyleşiye  buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir