BUGÜN YAPACAĞIM
Bugün yapacağım. Kesin! Ertelemek yok. İşlerimi bitirince çıkar söylerim, bu ne canım her gece her gece. Yani arada sırada olsa neyse idare edilir ama rutine döndürdü, bir gece bile aksatmıyor. Saat biri geçince açıyor çamaşır makinesini. Makinesi de eski belli ki, sıkmaya geçerken yer yerinden oynuyor, yataktan fırlıyorum. Tam bir ay oldu uyumak mümkün değil. Kendisi nasıl rahatsız olmuyor ya da biri şikâyet edecek diye düşünmüyor, anlamıyorum. Anlasam ne olacak o da ayrı mesele.
Akşamı mı beklesem birazdan mı gitsem acaba? Az önce süpürge sesi duydum sanki ama emin değilim, belki yan dairedendir. Eşofman geçirip çıkayım en iyisi iki dakikalık konu zaten, söyleyip inerim. Yok ya eşofman çok günlük olur hem çamaşır suyu lekesi olmayan eşofmanım mı var! Dizlerdeki büyük beyaz biçimsiz daireler, küvet ve seramik temizliği, göbek hizasındaki küçük beyaz sıçrama noktacıkları lavabo, musluk, tezgâh temizliği demek. Asla beyazlamayacak soluk sarı renkli koridor ve merdiven taşlarını dizlerini parçalayarak temizlerken, tahta fırçasına gri kıvırcık ovma telinden saç yapmış çırpı bacaklı, sarı saçlı, kızıl çilli kız çocuğunun ceza alma, aç yatma korkusu demek. Nerelere geldi bak konu ama biliyorum bunu niye yaptığını, ertelemeye uğraşıyorsun. Yok öyle yağma, bugün bu iş bitecek!
Bi kot bi tişört daha iyi. Nasıl biri acaba, tartışır mı anlar mı? Gerçi anlayacak olsa yapmazdı di mi? Ben yine de güler yüzlü ve sıcak davranayım ama yılışık da olmamak lazım, rica minnet durumu da olmasın öyle ezik gibi. Mesafeli ama kavgacı değil evet tam olarak böyle olmalıyım. Kek filan mı yapsam acaba tartışmaya mahal vermez ortamı ısıtır sanki. Evet evet kek iyi fikir, neli yapsam bi de güzel olmazmış, ya da içinden saç tüy filan çıkarmış malum kedi de var ne rezillik! Yok yok vazgeçtim bu riski göze alamam, kaş yapayım derken göz çıkarmayayım. Belki de takıntılı veya hasta biridir geri çevirir daha da kötü olurum hiç gereği yok, nereden çıkardın keki aptal şey! Hiç ders almıyorsun hep fazla iyi olmak zorundasın sanki. Şu varlığından habersiz dünyada insanları kırmaktan korkan son kişi kalmışsın haberin yok.
Giyinip saçımı toplayayım, açık mı bıraksam yok yok toplayayım daha resmi görünür, süslenmiş gelmiş gibi olmaz. Ama bakımsız kendinden vazgeçmiş ev kadını görüntüsü de vermek istemem. Öyle değilim ki! Vazgeçmedim ben daha kendimden, hala olmasından ya da kaybetmekten korktuğum şeyler var, demek ki vazgeçmemişim.
Güzelce toplarım saçımı azıcık pudra sürerim biraz da parlatıcı tamamdır. Merdivenden çıkarım bir kat için asansör garip olur, ne geri zekalıyım sanki nereden bilecek nasıl geldim. Salaksın kızım!
“Merhaba” derim, “alt komşunuzum, nasılsınız?” Ne der? Ya da bir şey demesini beklemem gerekir mi? Hemen konuya mı girmeliyim? Sıkıntı bastı bana vallahi yedim kafayı. İlla bir şey söyleyecek ona göre cevap verir, çamaşır makinesini gece yarısından sonra çalıştırmamasını söyler, teşekkür eder inersin. Kavga çıkarmazsa tabii belki de bağırıp çağıracak… Ya da tam tersi durumunu anlatıp özür dileyecek biridir, kim bilir bakarsın arkadaş bile oluruz. Kahveye bekliyorum filan derken bi bakmışsın aşımı, tasamı, kahkahamı paylaştığım biri olup çıkmış.
Hadi bakalım bırak şimdi bu düşünceleri de hazırlan çık, koca kadınsın amma uzattın! Bak bi anda ateş bastı gördün mü kızardım bile. Sesim titrer benim söyleyeceğimi de unuturum heyecandan iyi mi! E ben hep kadın olduğunu düşünüyorum ya erkek açarsa kapıyı ya da açan olmazsa? Daha da kötüsü evdeyse ve kapıyı açmazsa ve ben bunu anlarsam ne fena! Dur dur, otur biraz dur bakalım. Belki bu gece çalıştırmaz makineyi, geçici bir durumdur. Yok ama bir aydır aynı, zaten taşınalı bir ay oldu, bu hep böyle gidecek. Kibarca uyarmak gerek. Keşke sitede oturuyor olsaydım, söylerdim güvenliğe uyarırdı ne güzel. Hangi daireden şikâyet edildiğini bilmediği için kimseye düşman da olamazdı. Hem düşman olacak ne var bunda, hatalı olan kendisi. Apartmanda yaşamanın kurallarını bilmiyor olamaz değil mi?
Yok yapamayacağım ben bu işi kimseyle kavga edecek halim yok, uğraşamam. Hayır korkmuyorum ben de kavga edebilirim elbet ama istemiyorum. Sonu yok ki kavgaların gönül tüketiyor. Hayır insanlar gönül tüketiyor aslında her temasta, her sözde, her dokunuşta eksiltiyorlar. Kendi kurtlarını salıyorlar üzerime çiçek açtıranı görmedim henüz…
En iyisi yazı yazıp asayım üst katın koridoruna, tam asansörün karşısına, görmemelerine imkân yok. Hatta bozuk bir Türkçeyle yazayım, aksanlı gibi, yabancı olduğumu düşünsünler daha etkili olur.
“Sayın komşu gecede çamaşırı açmayınız.”
Daha fazla Panzehir Öykü okumak için buraya tıklayınız.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.