BİR MASAL, KULENİN ŞARKISI
Az sonra okuyacağınız her şey yalan. Hatta yalan da değil masal, sakın inanmayın.
Günün belirli saatlerinde tepesine sadece erkeklerin çıkabildiği kulelerle çevrili ülkenin birinde doğan ikinci kız çocuklarının babaları yok, anneleri hiç olurmuş. Doğan çocuk o ailenin ikinci kızı ise bu doğum hiç olmamış kabul edilir, annenin memelerinden süt bile gelmezmiş. Vücudu, bir bebek büyütüp dünyaya getirdiğini tüm hücrelerinden silermiş.
Annenin bebeği orada öylece bırakıp çıktığı yer, tüm erkek ve ilk kız bebekler için bir doğumevi, ikinci kız bebekler içinse sorgun ağacından örülmüş sepetlerle arka kapıya bırakıldıkları feda eviymiş. Bu bebekler hiç ağlamaz, ağlayanı duyulmaz, duyulanı yaşamazmış. Ağlamadığı için yaşamayı başaranlar, esirgenmek üzere kamulaştırılıp türlü eğitimlerle terbiye edilip memeleri göze gelince, sadece onların gidebildiği patikalardan, tepesine sadece erkeklerin çıkabildiği kulelere gönderilirmiş. Bitene kadar sütleri, bitince de kanlarıyla kuledeki canavarı beslerlermiş. Kulenin tepesine çıkabilen erkeklerin görevi ise her gün aynı saatlerde söyledikleri şarkıyla canavarın sağlığını ve memnuniyetini yaşayan tüm erkekler ve ilk kız çocuklarına müjdelemekmiş.
Canavar, gün içinde birkaç kere duyduğu bu şarkıyla keyiflenir, kurduğu düzen sayesinde hiç ölmeyeceğine emin olurmuş. Aylar yıllara yıllar asırlara döndükçe canavar semirmiş, semirdikçe iştahı daha çok açılmış, ülkede doğan ikinci kız çocukları yetmemeye başlamış. Kulenin tepesine çıkabilen erkeklerin gün içinde söylediği şarkı sayısı artmış önce. Memnuniyet ve sağlık müjdelerken, hoşnutsuzluk ve kızgınlık bildirir olmuş. Bu geçiş çeyrek asır sürmüş. Ülkede yaşayan erkekler ve ilk kız çocukları gün içerisinde duydukları bu şarkının eskiden ne anlama geldiğini hatırlamıyorlarmış. Memeleri göze gelene kadar esirgenen ikinci kız çocukları artık elbiselerinden ayakları görünmeye başladığında kuleye gönderiliyorlarmış.
Bu yeni kanla, canavar eskisinden güçlü hale gelmiş. Daha çok kule yaptırıp daha çok şarkı söyletip varlığını ve bu varlığın sürmesi için yapılması gerekenleri hiç unutturmaz olmuş. Gel zaman git zaman feda evlerinin arka kapısına daha az sepet bırakılmaya başlanmış. Doğan çocukların çoğu erkek, bir kısmı ilk kız, çok daha azı da ikinci kız çocuklarıymış. Artık ülkede kulenin şarkısı gün doğumundan gün batımına kadar durmadan söyleniyormuş. Güçten düşmeye başlayan canavar hizmetinde olan ilk erkek çocuklarından beşer kişilik beş grubu çevresindeki ülkelere gönderip ikinci kız çocuklarını toplatmaya kalkmış. Ancak giden ilk erkek çocuklarından dönen olmamış. Zamanı kalmayan, bir an önce eski gücüne kavuşmak isteyen canavar, ikinci erkek çocuklarının doğar doğmaz kuleye gönderilmesini istemiş.
Ülkedeki erkekler ve ilk kız çocuklarının şaşkınlıkları, kulaklarından gitmeyen şarkılar yüzünden kısa sürmüş. Eskiden sadece ikinci kız çocuklarının olan bu kader artık ikinci erkek çocuklarının da gerçeği olmuş. Bu sefer ki geçiş çeyrek asırdan daha kısa sürede kabul görmüş. Canavar durumunu geçici olarak düzeltebilmiş ancak ikinci erkek çocukları ikinci kız çocukları gibi etki etmiyormuş. Artık ülkede geceleri de kulenin şarkısı söylenmeye başlanmış. Komşu ülkedeki canavarı alt edip orayı ele geçirmekten başka çaresi kalmayan bizim canavar, güçlenebilmek için ilk kız çocuklarının doğar doğmaz kuleye gönderilmesini buyurmuş. Ülkedeki erkekler ve ilk kız çocukları durumun geçici olduğunu ve sadece yeni doğanların etkileneceğini, kendilerine bir zarar gelmeyeceğini düşünüp hızlı bir şekilde uyum sağlamışlar. Esirgenmeden, ayakları elbiselerinden görünmeden, memeleri göze gelmeden doğar doğmaz kuleye gönderilen kız çocukları canavarı güçlendirmeye yetmemiş. Yaşamakta olan ilk kız çocuklarının memelerindeki süte ve kanlarına göz diken canavar, yaşamakta olan ilk erkek çocuklarıyla onlara dokunmayacağı şartıyla anlaşmış. Önce doğurdukları ikinci kız çocuklarını, yetmeyince doğurdukları ikinci erkek çocuklarını, o da yetmeyince doğurdukları ilk kız çocuklarını büyük bir uyumla feda eden, yaşamakta olan ilk kız çocukları, sıra kendilerine geldiğinde kulelerden söylenen şarkıya eşlik ederek patikalara yönelmişler. Beraber yaşadıkları ilk erkek çocuklarının öğrettiği kadar bildikleri canavara, verecekleri süt ve kanlarıyla sonsuz mutluluğu yakalayacaklarına olan inançları tammış yaşayan ilk kız çocuklarının.
Feda edilen kadınlarla palazlanan canavarın, komşu ülkeyi ele geçirdikten sonra kendilerine yeni ilk kız çocukları getireceğinden emin olan ilk erkek çocukları, her zamankinden yüksek sesle söylemişler kulelerinden canavarın şarkısını.
Artık her şeyi biliyorsunuz. Size bunun masal olduğunu söyleyecekler. Sakın inanmayın.
Daha fazla Panzehir Öykü okumak için buraya tıklayınız.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.
