Botticelli-primavera.ilkbahar
Seyhan Can

BOTTİCELLİ'NİN İLKBAHAR ALEGORİSİ VE İTALYA

Sandro Botticelli Floransa Rönesansı’nın altın çağında yaşadı.

The Economist Dergisi’nde kendisi hakkında çıkan bir makalede “Günümüzde yaşasaydı, moda ve güzellik dergisi Vogue’da çalışırdı,” denen sanatçı, asıl ününü “Müneccim Kralların Tapınması” adlı eseriyle kazandı ama “Venüs’ün Doğuşu” ve “İlkbahar Alegorisi” en tanınmış eserleridir.

Floransa’nın en güçlü ailesine mensup olan Lorenzo de Medici’nin himayesinde çalıştı. Yazdığı şiirlerle himayesindekilere takılmayı seven Muhteşem Lorenzo’nun Sandro Botticelli için kaleme aldığı şiir:
“Botticelli, ki az değildir şöhreti,
Botticelli diyorum, hiç doymaz gibi,
Bir sinekten daha düşüncesiz ve ısrarlı
Hatırlarım ne sersemlikler yaptığını!
Eğer davet edilmişse yemeğe
Onu davet eden her şeyi alır göze
Çünkü ağzını açmaz konuşmak için bile
Hayır, aklına bile gelmez, öylesine doludur
Küçük bir şişe olarak gelir, dolu bir şişe olarak ayrılır.” 1
Lorenzo Medici’nin “küçük bir şişe” sözüyle “küçük fıçı” anlamına gelen soyadına kinayeli bir gönderme yaptığı Botticelli, güzellik tutkunu bir Rönesans ressamıdır.
Lorenzo Medici’nin düğünü için “bir yatak odası hediyesi” olarak Botticelli’ye sipariş edildiği düşünülen “İlkbahar“, alegorik bir resim. Romalı şair Ovidius’un Dönüşümler (Metamorfozis) adlı eserinden esinlenen Botticelli, dokuz figürün yer aldığı İlkbahar Alegorisi isimli bu eserde iki farklı mitolojik hikâye anlatıyor:
Geleneksel bakış açısıyla tablo, sağdan sola doğru yorumlanıyor. Batı rüzgârı tanrısı Zephyrus, su perisi Chloris’e âşık olur ve onunla evlenir. Venüs ve Chloris’in arasında görülen kadın, Chloris’in evlilikten sonraki hâli, yani çiçeklerin ve baharın tanrıçası Flora’dır. Baharın gelmesi, çiçeklerin açması için rüzgâra ve suya ihtiyaç olduğunu, mitoloji böyle açıklamış.

Soldan sağa: Merkür, Üç Güzeller, Eros (üstte), Venüs(ortada),  Flora, Chloris,  Zephyrus

Merkezde yer alan figür, aşk ve güzellik tanrıçası Venüs’tür. Venüs, sağında ve solunda anlatılan iki mitolojik hikâyenin hem ayrıştırıcı hem de birleştirici unsurudur. Eliyle tablonun solunda bulunan Kharitler’i, yani Üç Güzeller’i işaret eden Venüs’ün başındaki güllerden örülmüş taç, mitolojide “Paris’in Kararı” olarak anılan güzellik yarışmasına gönderme yapmaktadır. Venüs’ün başının üstündeki aşk tanrısı Eros (Cupid) ise elindeki okla Üç Güzeller’den ortadakini hedeflemiştir.
Tablonun solunda yer alan kırmızı kıyafetli figür, haberci tanrı Merkür’dür. Merkür, hekimlerin simgesi kanatlı yılanın sarıldığı asası Caduceus ile bahçenin baharına gölge düşmesini önlemek için bulutları dağıtmaktadır.  Botticelli’nin beş yüz civarında çiçek ve bitkiyi resmettiği İlkbahar Alegorisi, bu hâliyle bir botanik bahçesini andırıyor. Portakal, Medici ailesinin sembolüdür.

 

İlkbahar Alegorisi’ndeki Sır

İlkbahar Alegorisi, sanat tarihçilerini en çok uğraştıran eserlerden biri. Botanikten, mitolojiye kadar çeşitli yorumlar (2) yapılan tabloyla ilgili sıra dışı yaklaşımlardan biri, Roma Üniversitesinden Prof. Enrico Guidoni’ye ait. Çünkü bu ezber bozan yaklaşım (3), tablodaki başka bir sırrı açığa çıkarıyor ve bu yönüyle ilgiyi fazlasıyla hak ediyor.
Geleneksel bakış açısının tersine, tabloyu yorumlamak için soldan, yani Merkür’den başlamak gerekiyor. Merkür, Botticelli’nin kendisidir ve yukarıya kaldırdığı asasıyla bulutları saat yönünde hareket ettirerek resmin soldan sağa okunması gerektiğini vurgulamakta; bir anlamda bize tablonun sırrını keşfetmenin yolunu göstermektedir.
Ellerini havaya kaldırmış, bakışlarını da ellerine yöneltmiş bir şekilde dans eden “Üç Güzeller”in birbirlerine derinden bağlı oldukları anlaşılıyor. Çünkü üçü de birbirine kenetlenerek bir küme oluşturmuşlar. Üçünün de elbisesi suyu andırırcasına şeffaf. Üçü de inci takmış.  İncinin denizden çıkarıldığını göz önüne alınırsa, üç güzelin bir deniz gücü ittifakını simgeledikleri söylenebilir.
“Üç Güzeller” İtalya’daki üç liman şehrini sembolize ediyor. Sola doğru eğilmiş ortadaki figür, Pisa’yı temsil etmekte. Çünkü bu figürün başının üstünde iki kadının birleşen ellerinin arasında oluşan boşluk, Pisa Kulesi’ni andırıyor. Cupid de okunu Pisa’yı temsil eden ortadaki Kharit’e yöneltmiş. Soldaki Kharit, Medici ailesinin bireylerinden Guiliano de Medici’nin eşi Simonetta’nın portresidir. Simonetta, Cenovalı’dır ve “Cenova’nın incisi” olarak anıldığından, Cenova şehrini; üçüncü Kharit ise Napoli şehrini simgelemektedir.
Resmin ortasında defne yapraklarından oluşmuş bir kemerin altında duran Venüs, Romalılara özgü bir elbise giymiştir. Diğer kadınlar, baharı hissettiren tiril tiril elbiseler giymişken sadece Venüs’ün kıyafeti diğerlerinden farklıdır. Venüs’ün elbisesi aslında bir gelinliktir. Gelinin pelerininin minyatür haçlarla süslenmiş olması da Venüs’ün Roma’yı temsil ettiğinin bir işareti.  Bilindiği gibi Venüs, aşk tanrıçasıdır. Aşk sözcüğü Latince’de “Amor” demektir. “AMOR” sözcüğü tersten okunduğunda “ROMA”nın çıkması, Venüs’ün Roma şehrini temsil ettiğinin kesin bir işaretidir.
Flora ise alnının tam ortasında mor bir menekşe, boynunda çiçeklerden bir çelenk; elinde pembe güller; belinde güllerle bezenmiş bir kuşak ve giysisinde peygamber çiçeği, papatya, bohça otu, müge, unutma beni, Cezayir menekşesi, kiraz çiçeği, narçiçeği, karanfillerle adeta bir çiçek bahçesi gibidir. Eteğindeki otuz iki gül de, pusula gülündeki otuz iki uca bir göndermedir. Pusulanın işlevi, yön göstermektir. Flora’nın diğer figürlere göre daha önde yer alması, Medici Ailesi’nin yaşadığı Floransa şehrinin diğer şehirler için pusula işlevi gördüğünün bir işareti olabilir mi acaba?
 Chloris’in temsil ettiği şehir Venedik’tir. Venedik, o dönemlerde denizcilikte rakip tanımayan bir şehir devletidir. Chloris’in ağzından dökülen gül, mavi kantaron, anemon ve Cezayir menekşesi; dört ana rüzgârı simgeliyor. Rüzgâr gülünde de dört ana rüzgâr vardır. Rüzgâr atları da tanrıça Chloris’in çocuklarıdır.
Rüzgâr tanrısı Zephryrus, Bolzano şehrini; Botticelli’nin modeli olduğu haberci tanrı Merkür ise Milano’yu simgelemektedir. Böylelikle ortaya yedi figürün temsil ettiği yedi şehir çıkıyor: Pisa, Napoli, Roma, Floransa, Venedik, Bolzano ve Milano. “Yediler” yani bu yedi şehrin yöneticisi; Roma’daki Papa’nın da onayıyla, ordularını ve ekonomik güçlerini birleştirerek İtalya’yı kurmayı planlamaktadır. Floransa şehir devletinin en etkili ismi ve yöneticisi olan Lorenzo Medici de bu planın yaratıcısıdır. Medici Ailesi’nin siparişiyle yapılmış olan Primavera da bu düşüncenin veya birleşik İtalya hayalinin resimdeki yansımasıdır.
Merkür’ün belindeki kılıcın ucu, Cenova’yı temsil eden Kharit’in giysisine değmektedir. Bu da Cenova’nın “Yediler” olarak anılan yedi şehir devletinin birleşme idealinin dışında kaldığını düşündürmektedir. Bunun nedeni, Cenova’nın Lorenzo tarafından oluşturulan imparatorluk kurma planına katılmayı reddetmiş olma ihtimalidir. Bu ihtimali destekleyecek bir durum daha var aslında. Yedi figürün de sol başparmağı bilinçli bir şekilde gizlenmiş gibi. Cupid’in bile sol başparmağı elindeki yayın arkasında kalmış. Sadece Cenova’yı temsil eden Kharit’in sol başparmağı görülmekte. Botticelli’nin her detayı ince ince düşündüğü göz önüne alınacak olursa, figürlerin başparmaklarının görünmemesinin de bir anlamı olmalı. Bu konuya şöyle bir açıklama getiriliyor:(4) “Bu topraklarda meydan okuduğun birine bakarak başparmağını ısırmak âdettendir. Sanırım bu davranışın kökleri şövalyelik dönemine kadar uzanıyor. O zamanlar meydan okuyan kişi, dişlerinin yardımıyla sol başparmağından başlayarak zırh eldivenini gevşetir, daha sonra sağ eliyle sol eldivenini çıkartarak meydan okuyacağı kişinin suratına fırlatırdı.” Bu düşünceden hareket edersek, yedi figürün sol başparmaklarını gizlemesinin anlamı, aralarında oluşan bir ittifaka işaret olamaz mı? Sadece Cenova’yı temsil eden figürün sol başparmağının görünmesi de Cenova’nın bu şehirler dışında kaldığına ya da kalacağına yorumlanamaz mı?
Profesör Enrico Guidoni’ye göre, resimdeki figürler, İtalyan kent devletlerini simgeliyordu ve İlkbahar da, Medici ailesinin birleşik İtalya hayalinin alegorik bir temsiliydi. Medicilerin bu hayali, üç yüz yıl sonra gerçekleşti. 1871 yılına kadar şehir devletleriyle yönetilen İtalya Yarımadası’nda, bu tarihten sonra tüm şehir devletleri birleşti ve günümüz İtalya’sının temelleri atıldı. Bu yeni ülkenin başkentliğine, tabloda Venüs’ün simgelediği Roma seçildi.  Böylece Muhteşem Lorenzo’nun hayalini sipariş ettiği ve Botticelli’nin İlkbahar Alegorisi’ne gizlediği muhteşem sır da açığa çıkmış oldu.

[1] https://www.kriyus.com/blog/sandro-botticelli/ (Son Erişim: 3 Eylül 2020)

[2] “İlkbahar” tablosu, Charles Dempsey’in “Aşkın Portresi: Botticelli’nin Primavera’sı ve Muhteşem Lorenzo Dönemindeki Hümanist Kültür” isimli kitabında akademik bir bakış açısıyla, Mirella Levi D’Ancona’nın  “Botticelli’nin Primavera’sı; Astroloji, Simya ve Mediciler Işığında Botanik Bir Yorum” adlı kitabında da botanik açıdan yorumlanmıştır.

[3] Prof.Enrico Guidoni “La Primavera di Botticelli: L’armonia tra le citta nell’Italia di Lorenzo il Magnifico”

[4] Marina Fiorato “Botticelli’nin Sırrı” Arkadaş Yayınları (2012) Sayfa: 554

 

Yazarımızın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir