orasay
Oresay Özgür Doğan

YÜKSEK EDEBİYAT GÜNLERİNDE IX

Yaş dönemi hüneri değildir bu Şey’ler. Bu trajik Şey’ler, Şey’lerin histrionik kalp üfürümleridir.

Gör bak, şiir için bir anda ikiye üçe beşe bölünmenin de hüznün de bir matematiği var, ayrıntısında bir aritmetiği var.

Aşınıp değişen yollar çiziyor kor gece tomurcukları, suyun içinden.

 

Ah sağaltıcı bir baş ağrısı, bir kara köpek yazmalıyım bu arınık heyecanın sonrasına.
Sen ki kendinden çok şey öğreneceksin.
***
Biz burada;
İnsan olmanın inceliğinde pıhtılaşıp derin uykular demliyoruz hevesimize kursak dikerek, krokisini çiziyoruz şair olmak için yürünecek meşakkatli yolların, ıslıkla geçilecek yol hikâyeleri anlatıyoruz edebi atılan çığlığa, kuşatıp sarnıcı duygu yükünden damıtıyoruz şiirsel transın özsuyunu, körkütük uzlaşmalar ısmarlıyoruz aşka.
Hissedilebilir yüzey arıyoruz karanlıkla ördüğümüz acılarımıza, ayıklanmış yüksek yorumlarla tılsımlı çözümler öneriyoruz ateşi canlı haz yalnızlığa, alkışlatıyoruz görücülere kışkırtıcı sessizliği, başıboş sevinçlerden yakaladığımız.
Yakışıklı bir algıyla yaratılmış çağrışım zenginliğiyle çoğaltıyoruz çelişkileri, yakın bulduğumuz her şiirin içine kapanıp lirik gülümsüyoruz kavram şişirdiğimiz eleştirel analizlerle.
Bir ölçme ve biçme siyasetiyle itibar oluşturup talimat veriyoruz kalfalara, her bir kitap fuarından daha bir şair olarak çıkıyoruz ateşleyip imgeli dargınlıklarla şiirin av tüfeğini.
Ödüller bekliyoruz iş bölümüne peşkeş çektiğimiz yeteneğimize, müthiş taktiklerle edebi yorgunluklar biçiyoruz köpüklenen hâllerimize bak buna bir şiir yazılır diyerek.
Direnme biçimleri yazıyoruz varlığımıza, eleğini duvarına asan. İş bilen bir ideolojiyle büyümüş soylu tavırların sayfalara dökülmüş hâllerini ısıtıyoruz ayrıcalıklı bir vefa duygusuyla, hiçlikten çıkarılan dingin bir tuhaflıkla açıp pencereleri, yüzümüze ve dizelerimize sinmiş mesleğimizi havalandırıyoruz hatır gönül mayalayan esintilerimizle.
İşlevi hoş estetik sonuçlar doğuruyor popüler aklımızın yaratıcılığı, şiirsel bunalıma girdiğimiz anlarda usa vurgun yüksek bir yeterlikle kesiklerimizin duygusal aktarımını sergiliyor çözdüğümüz kişilik testleri, neydik ne olduk diyoruz bu uzaklaşmaya. Sonra bir bulmacada yakalanıyoruz kendimize seviniyoruz çoğalıyor kusursuz imgesiyle şiirsel mana.
Büyük özgeçmişine mühür vurmuş fi tarihinden düşürüyoruz gerçekle düş arasında yeşeren yaşamsal eylemlerin taklidini. İçeriği şişmanlatan yamalı yeniliklerle patron çıkarıyoruz acısına sürgün kınalı şair demleyen seçkin kalabalığa.
Sevimli korkularıyla pozuna poz ekliyoruz anlam yıkımlarının, yenilgi için özne arıyoruz tadına doyum olmayan haşin gerekçelerle, en güzel zamanlara yazıyoruz saf değiştiren masumiyeti. Şiirin içine çekilecek imgesiz lirik bir dönüşüm için ışığının altında dolgusunu karıyor çatlaklarımız, zorluk çıkarmıyor tutkumuza ve işimize gelmeyen sesler.
Zekâsı belgeli temiz öfkeli imgeli apolitik entelektüel kişiliğimize uygun ve pekiştiren bir okuma tarihi yazıyoruz geçmişimize küçük kırılmalarla, geçiyoruz az konuşulan ham bir hâlden çok konuşulan olgun bir hâle, şahlanıyor sezgisiyle kadrolu esin perimiz, başarıları geriniyor aidiyet karnemizin yepyeni başlangıçlara.
Yarışlar düzenliyoruz mansiyona gözyaşı olan çıraklar arasında, her çırağı kötülüğe karşı barikat nöbetçisi yazıyor cilalı kastın yaşlı duacıları. Cazibeye cazibe katmak şiirsel belleğe borcumuzdur diyerek nazar boncuğu takıyoruz birbirlerini büyük şair ilan edenlerin can yakan şiirlerine.
Bir avlu pozu için sözleşiyoruz, kopya çekip boşluk ekiyoruz kaygılarını uslandırmış şiir seyircisine, yanaşıp elden gelenin fazlasına derdini anlatacak kadar şeylerle şey olup ustamızın ipiyle kuyuya inmeye çalışıyoruz.
Çözülen dalgınlığımızla şiirsel yağmaların anılarını süslüyoruz lekeli belleğimizde. Monden bir dayanışmayla yeşermek istiyoruz büyülü sıfatlarla karışmak için elekten dökülen yitime. Yakıştırılmış yakıştırıyoruz kalemi ve mürekkebi rolleri özenle yazılmış protagonistlere. Güneşlensin istiyoruz hamağında ruhumuzun kamburu.
Çok boyutlu birikim ve verimleriyle ölüleri de besleyen direşken sözlerle mayalanmış şairlerin itilimiyle giydiriyoruz korkuluklarımızı.
Biz burada, bu şaşırtan gölgelikte meşru eylemlerle bölünerek çoğalıyoruz ötekine.
Biz burada, takdir ve teşekkür almış görkemli alışkanlıkların aktörleriyiz.
Biz buradayız işimize bakıyoruz. İyi gidiyor şiirsel hayat.
***
 
Bazı sıkı şairler bazı çok iyi kitapları okumakta çok geç kalmışlar, dedi.
Küçük zaaflarımızla varız. Enerji verir küçük zaaflar. Bakın, kitap fuarında birkaç saat içinde yüzlerce okura kitap imzalamış gibi bölünmez bir yorgunlukla ve dalgın dalıp bir şiir sokağına eleştiri masası kurarak, kendini daha bir şair hisseden de geleceğe kalacak, dedi.
Ah canım şairim, artık bir görselliğin eşliğinde çeyrek sayfalık öyküler bir sayfalık romanlar ve bir dizelik şiirler zamanına sürükleniyoruz, dedi.
Benim kibrimle okuyucunun kibri bir mi ya, olmaz öyle şey!
Tırıs gelir, tırıs gider, vallahi, dedi.
Engelleriyle süslenmiş olanlar için günahkâr bir ay ışığı altında saflığı arıyormuş.
Nesne konuşturan yalnızlığı damıtıyormuş, bulaşsın diye imgeler.
Falanlar filanlar…
Konuşuyor hâlâ, aynanın önünde. Neyin provasını yapıyor ki? Neyse!
Yeni bir yazım var. İyi bir başlık arıyorum. Başlık önemli. Can yeleğidir çoğu zaman. En az gelişmiş 5 ülkeye ihraç etmeyi düşünüyorum. Aynadaki yolculuğundan dönen Kedi çok beğendi. Ne romantik, dedi. Yutkundu. Ben de bir şiir kitabı çıkarmaya karar verdim, dedi. Hiç acımadım: Umarım, algısı şiire acemi okuyucusu bol olur, dedim. Sayenizde inşallah, diye karşılık verdi. Bay Z, çalımı şık, dedi. Desin!
Bu aralar, zamanı ve mekânı, öznesi ve nesnesi ile birlikte büküyorum, daraltıyorum, genişletiyorum. İyi oluyor böyle atraksiyonlar, iyi geliyor, kökleşmiş şiirsel alışkanlıktır işte. Kısmen bir negasyon.
Taşar sözcüklerle sürüklenen bu yaratıcılık boğar bizi.
Çoktandır görüntü fotoğrafım için selfie çalışması yapmıyordum. Şöyle e-alışverişle üstüme başıma bir şeylerle o şeylere uygun birkaç kitap alayım diyorum, fotoğraf önemli. Taşı yoldan kaldırır.
Hepsinden daha önemlisi: Mavi bana yakışıyor.
Maviye yakışan birkaç kitap olmalı.
Diyorum ki oldu olacak şairlikten istifa ettiğime dair bir de duygusal açıklama kaleme alayım. Elbette şiir kamuoyunun takdiri önemli. Ki memleket meselesidir böyle işlenmiş şeyler. Lütfen devam et, zor bir dönemde şairlik yaptın, diyen olursa, dönerim. Olmazsa yeni uyum sürecini, şiirsel yangın çıkaran sıfatsız bir eleştirmen olarak atlatırım.
Son not da çarşamba günlerine ilişkin. Bir şair-düşünür olarak çarşamba günlerimi incelikli şiirsel işlere ayırmayı düşünüyorum.  Ayrılmış günler önemlidir. Şairi yazarı yaşama incelikle yakıştırır. Bu zamanlar diliminde, şiirsel ahdi hukuk gereği kullanabileceğim üzünleme örneği cümleler de kuracağım.
Ayrıca biraz önce, elimin altında bulunsun diye şu şiirsel cümleyi yazdım: “Şimdiden kutlarım sonra birkaç defa daha kutlayacağım.”
Paylaşımlarını beğenen insanlar var. Sileyim diyorum.
Küsenler kayboluyor.
Ah çiçeği burnunda bir tutkuyu örüyorum, baş dönmelerime.
Ama kendimi görmeseydim bütün bunlar başıma gelmezdi.
Evet ya olacak böyle şeyler.
Biraz sonra hep birlikte Melankoli filmini izleyeceğiz.
 
***
Ah, ne zaman pompalansa her türden taze şiirsel kanlar ışıldayan kırmızı kalplere, güzel bir şiirin belki küçük güzel bir öykünün yaşadığını müjdeleyen veya yaratıcı şiirsel zamanları başlatacak olan, işte o zaman kendimizle tanışıyoruz, kendimizden geçiyoruz.
Bundan böyle uzamının daito katana’sı müfredatın bahçesine su olan şiirlerimin altına bir samuray olan adımın Japoncasını da yazacağım. Al işte gör, オレザイオズグルドガン dedim.
Ayağa kalktı ve ağlayarak alkışladı.
Yuvarlandı görkemli sıkıntının yumakları yokuş yukarı.
Valla kıskandım nasıl oldu da aklıma gelmedi. Ben olsam bu uluslararası yeniliğe bir şiir etkinliği düzenlerim, isterseniz belediyenin kültür işleriyle bi görüşeyim. Lütfen bu tür edebi belleğe layık düşünceleri kitaplaştıralım, dedi.
Dalıp gittim, şiirsel havai fişeklerin sesiyle.
Olayların olayları estetik bir biçimde karşılaması ne şahane doyurucu hoşluklar oluşturuyor.
Ve şiir tanrısının planladığı sürprizleri seviyorum.
Sevgiyle Kedi’ye dönerek, şimdilik gerek yok, dedim.
Ah, bir su birikintisi bulmalıyım ruhuma yapışan bu sevince.
***
Laf kalabalığı bir hikâye yazıversem, özenle süslemeye çalıştığım, adına sıkı şiir diyebileceğim. Dizeler birbirine sahip çıksa enjambment bir yürüyüşle, anlamı kıstırıp yakalayan. Övgüye hazırlanıverse bellek protokolü özneler.
Bir hikâye şiir, kuşattıklarıyla yüzleşmiş: Gerilmiş bir yay.
Sarıverse muhteşem hüznü benlikleri gece soygunlarında.
Her ağaçtan şiir insanlarını bile kıskandıracak düzeyde bir şey.
Görseliyle yakışan ve hep ışıldayan çok bir şey, raflarda yerini alacak olan.
Birisi, hisli bir sanatsal tutumla dese ki: “Şiirleriniz kadar tarzınız da muhteşem.” Meyvesi taşlanan bir şair gibi yaslanarak havama, yazın ve yaşam üzerine özlü sözlerimle gülümsesem, gülümsesem.
Bir ara bir baş dönmesiyle asker selamı versem ölülerin üzerine bir karış toprak yazan sıkı eleştiri ve imge ustalarına.
Sonra bir international avlu poetry festivaline hatıra bir wanted afişinde tırmansam varlıktan hiçliğe. Orada, saf ve kıvranan la luna.
Sonra bir başkası da dese ki: Şimdi en az 3 yerli eleştirmen, şiirinizi dört mevsim incelikler defterine işleyecek en güzel tanıtım yazıları yazmalı ve akabinde size, büyük şiir ödüllerinden biri verilmeli. Çok vakit kaybetmeden, şiirsel aşk uçup gitmeden, sıcağı sıcağına ve elbette yaşarken, dese.
Lütfen, hep böyle tatlı yaramazlıkların içinde kalalım.
***
Ah ben, harlanan ateşiyle zıplayıp duran kınalı avluda şiirsel yaşamı sulayan kısa yürüyüşler yüküyle, kendimden uzaklaşmadan, kendimi özleyecek duruma düşmeden, şeytanları uzlaşmış şahıslardan bir şahıs oluşturarak, zamandan mekâna fark yaratacak yerleşmiş alışkanlıklardan sıyrılmış sıyrık bir derin orman ruhuyla ve imge oylumunda sancısıyla acıya güzelleme estetik etik cümlelerle ağır başlı şiirsel tatava yaparak ülkeyi ve şiiri kurtaracak, düzlüğe çıkaracak şahane düşüncel çözümler üretebilirim. İstesem yaparım, yani.
Neyse, işin özü sizi seviyorum. Yine buluşalım.

 

Yazarımızın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir