????????????????????????????????????
Didem Atay

PERÇEM

Durumu nasıl” diye sorup cevap beklemeden hasta odasına dalan kadının ardından koridordaki tüm gözler onu süzdü. Odada yatan hastanın eşi olduğunu öğrenenlerin aksine bakışlarımdaki nefret ve özleme hâkim olamıyordum. Farkındaydım ama umurumda mıydı?

Seni anlamak için kollarıma ilk geldiğinde filizlenen kinim gittikçe perçemlendi. Sen kadınlığından uzak durdukça beni köşe bucak kovalaması, akşamları yatağa seninle girebilmesi ona acı ile dönse de o bunu şehvetle kabullendi. Yıllarca bekledim yamacında, şimdi varlığın ellerimden kayarken yanında ben yokum.
Bak sanki umursuyor. Durumu nasılmış. Nasıl olsun, bu hayatta seninle evli olması yetmezmiş gibi bu illet de onu yedi bitirdi. Bak şu üzgünlüğüne yapış yapış bayağılık akıyor. Doktor da ondan taraf zaten. “Aile yakını değilseniz size söyleyemem.” Hah, ne oldu birkaç yüzlüğe baktı durumunu öğrenmem.
Sevgi dolu, fedakâr eş yine kocası için bitap halde yatağının yanında, bense yine bekleme odasındayım. Yine bekliyorum. O sobasına odun alamadığımız tek göz odadaki öğrencilik günlerimiz gibi, kıvırcık perçemlerin avuçlarımda uyuyacağımız gün galiba gelmeyecek. Bir daha o günler geri gelmez değil mi?
Şimdi yatağının başında endişeyle otururken kalçasındaki gamzeler de acaba eziliyor mu? Ezilmiş hali bile güzel değil mi? Senin onlara bir kere dokunduğunu bilmek gölgeni takip etmeme yetiyorken “artık değişti her şey” demen bile köprüleri yakamadı. Sen yak onları ben tamir ederim.
Köprülerden birini yaktığın şu üzgün eşe bak hele, seni çözememiş. Onunla evli olup onun gibi bir kadına nasıl bakmazmışsın! Hiç anlamadı. Yüzük taksan bile kalbini o yüzükle aynı limana bağlayamadığını. Bütün yıllar boyunca ona da bana da yaklaşamamak yaktı seni ve böyle yataklardasın değil mi?
Perçemlerin ellerinde, rakı masasında kuruyorum, diye hastalığını itiraf ettiğinde bile dokunamadım sana, dokundurmadın. “Yapma, bakma öyle” deyip kopan perçemlerini alıp uzaklaşırken benden, dudaklarının değdiği kadehten kaç duble içtim biliyor musun? Bilme, artık üzülme.

Daha fazla Panzehir Öykü okumak için buraya tıklayınız.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

 

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir