Kumarbaz
Selin Deniz

KUMARBAZ DOSTOYEVSKİ

Kumarbaz, Dostoyevski’nin kumar borcunu ödemek için ticari kaygıyla kaleme aldığı, yazarın kendi hayatından da izler taşıyan bir eser olarak karşımıza çıkıyor.

Dostoyevski, ilk eşi Mariya Dmitriyevna İsayeva’nın ve çok düşkün olduğu kardeşi Mikhail’in ölümüyle derin bir buhrana sürüklenir. Kardeşinin yardımıyla Vremya ve Epoch isimli iki dergi piyasa çıkarır. Mikhail’in ölümünden sonra da onun ismini yaşatmak için dergiyi çıkartmakta ısrar eder ancak içinde bulunduğu maddi sıkıntı onun uzun süre içinden çıkamayacağı bir borç batağına düşmesine neden olur ve bu batak onu hayatının tamamen değişmesine sebep olan kumarla tanıştırır.

Dostoyevski eline ne kadar para geçerse geçsin bu parayı ilk fırsatta kumara yatırdığı ve her seferinde kendini daha çok borcun içinde bulduğu bir döngüye girmiştir. Tam da bu sıralarda “Stellovski” adında bir yayıncı ona bir teklifte bulunur. Dostoyevski’den iki sene içerisinde belirli bir uzunlukta kısa bir roman yazmasını ister. Eğer romanı zamanında teslim ederse onun tüm borçlarını kapatacak ve ona iki sene boyunca yetecek kadar para verecektir. Ancak romanı bir gün bile geç teslim ederse şimdiye kadar yayımlamış olduğu ve gelecekte yazacağı romanların bütün hakkı Stellovski’nin olacaktır. Aradan aylar geçer teslim gününe bir aydan az süre kalmıştır. Ancak Dostoyevski tek bir satır bile yazmamıştır. Çareyi bir stenograf olan Anna Grigorievna Snitkina’ya romanı dikte ettirmekte bulur ve tam günü geldiğinde romanı bitirir. Sayesinde romanı zamanında teslim ettiği Anna ile evlenecek ve ömür boyu ayrılmayacaklardır. Dostoyevski’nin hayatında dönüm noktası olan bu roman birazdan pek çok açıdan ele alacağımız Kumarbaz’dır.
Kitabın başkahramanı Aleksey İvanoviç, bir kumar bağımlısı olan General’in yanında kalmakta ve çocuklarına özel öğretmenlik yapmaktadır. Aynı zamanda General’in üvey kızı Polina’ya da âşık olmuştur. General’in Fransız arkadaşı Des Grieux’a yüklü miktarda borcu vardır. General ve paraya oldukça düşkün sevgilisi Matmazel Blanche’nin tek umudu ise General’in yaşlı ve zengin halası Antonide Vasilyevna’nın ölümünden sonra onlara kalacak olan büyük mirastır.

Romandaki karakterlerin ortak noktası parayı kolay yoldan, emek harcamadan -kumar oynayarak veya miras yoluyla- elde etme çabası içinde olmalarıdır. Dostoyevski romanda bunu şu şekilde dile getirir: “Tarihsel olarak uygar batı insanının erdem ve meziyetlerin başlıca temellerinden biri para biriktirmek olmuştur. Oysa bir Rus para biriktirme yeteneğinden mahrum olmakla kalmaz, kazandığını boş yere, hem de çirkin bir biçimde harcar. Her hâlükârda biz Ruslara da para lazım olur, diye ekledim, bu yüzden hiç emek harcamaksızın iki saat içinde birden zengin olabileceğimiz rulet gibi yollara pek düşkünüz. Böyle şeyler bizi hemen cezbeder fakat hiç emek harcamadan, aklımıza estiği gibi oynadığımız için hep kaybederiz!”
Aleksey İvanoviç; soylu, eğitimli, kendini yetiştirmiş zeki biri olmasına rağmen bağımlı kişilik bozukluğuna sahip bir karakterdir. Sadece kumara değil Polina’ya da saplantılı bir şekilde bağlıdır. Ruh hâli, verdiği kararlar ve aldığı riskler Polina’nın söylemlerine, isteklerine ve tepkilerine göre şekillenir. Hatta ilk ruletini de Polina’nın isteği üzerine, Polina adına oynar. Aleksey’in Polina’ya ne denli bağımlı olduğunu şu cümlelerinden anlayabiliriz:
“Sizi her gün daha fazla seviyorum, oysa bu handiyse imkânsız. Bundan sonra da nasıl aşırı davranmayayım? Hatırlayın, geçen gün Schlangenberg’de beni kışkırttığınızda size tek sözcüğünüzle kendimi uçuruma atacağımı fısıldamıştım. O sözcüğü söyleseydiniz atlardım.”
Aleksey İvanoviç Dostoyevski’nin içindeki “kumarbaz”dır. Kitapta Bay Astley aracılığıyla içindeki kumarbaza şöyle seslenir: “Katı yürekli olmuşsunuz, dedi, Sadece yaşamdan, şahsi ve sosyal çıkarlardan, insanlık ve vatandaşlık sorumluluklarımızdan, dostlarınızdan (her şeye rağmen dostlarınız vardı), kazanmak haricinde her tür amaçtan uzaklaşmakla kalmamış, hatıralarınızdan bile uzaklaşmışsınız… Ben sizi yaşamınızın en tutkulu, en güçlü olduğunuz zamanındayken hatırlıyorum, ama kendinize dair o zamanki en iyi izlenimleri unuttuğunuza eminim; hayalleriniz en acil günlük arzularınız artık pair ve impair, rouge et noir, ortadaki on ikiden öteye gitmiyordur, bundan da eminim!”
Peki Aleksey İvanoviç neden kumar bağımlısı olmuştu? Kitaptaki çoğu karakter gibi paraya düşkün olduğu için mi? Yüksek statü ve saygınlık için mi? İvanoviç toplumda saygı gören soylu biriydi. Aşk ve para ikileminde kendini kaybetmiş gözükse de para hiçbir zaman onun için ön planda olmadı. Polina’nın kendisine âşık olduğunu görememesine, ona olan hislerinin ikinci planda kalmasına sebep olan şey para kazanma arzusu değil sadece bir kumarbaz olmasıydı. Bunu Matmazel Blanche ile evlendiğinde kumarda kazandığı tüm parayı onun harcamasına göz yummasından anlayabiliriz.
Freud kumar bağımlılığını bilinçdışı suçluluk duygusuyla ilişkilendirmişti. Dostoyevski sürekli oynayarak ve sürekli kaybederek mazoşistçe intihar ediyordu. Freud’un tanımına göre kumar bağımlılığı kişinin kendi kendini farkında olmadan bilinçdışı süreçlerin etkisi altındayken cezalandırıyor olma sürecidir. Peki Dostoyevski neden kendini cezalandırıyordu?
Dostoyevski oldukça otoriter, şiddete meyilli, cimri ve alkolik bir babanın oğluydu. Aynı zamanda bir doktor olan babasını ailede dizginleyebilen tek insan ise Dostoyevski’nin annesiydi. Annesi zayıf ve hasta bir ev kadınıydı. Ebeveynleri arasında dikkate değer bir çelişki vardı. Güçlü ve otoriter bir baba, zayıf bir anne; doktor bir baba, hasta bir anne…
Dostoyevski’nin annesinin ölümünden sonra kendi topraklarına dönen babası, kendini alkole verdi. Orada hizmetçilerine ve kölelerine çok kötü davranıyordu. Bazı söylentilere göreyse babası bu zulme katlanamayan insanlar tarafından öldürülmüştü. Babasının ölümünden sorumlu olmasa bile hayatı boyunca onu öldürmek istemiş onun ölümünü hayal etmişti. İşte babasının ölümünden sonra bu düşünceler yerini, büyük bir suçluluk duygusuna bırakacaktı. Freud bunu 1927 yılında yayımladığı “Dostoyevski ve Baba Katli” başlıklı yazısında şöyle açıklar: “Herkesçe bilinen görüşe göre, baba katli tek kişi kadar tüm insanlığın işlediği ilk ve temel suçtur. Suçluluk duygusunun başlıca kaynağıdır kuşkusuz. Ne var ki, söz konusu duyguyu doğuran daha başka kaynakların da bulunup bulunmadığını bilmiyoruz; araştırmacılar suç ve ceza gereksiniminin dayandığı ruhsal nedeni henüz ele geçirememiştir. Pekâlâ birden çok olabilir bu neden. Psikolojik durumun karmaşıklığı, konunun açıklığa kavuşturulmasını zorunlu kılmaktadır. Oğlan çocuğu babasıyla psikanaliz dilinde ambivalent (çelişik) sözcüğüyle anlatılan bir ilişki içinde yaşar. Bir yandan, kendisine rakip saydığı babasını ortadan kaldırmayı amaçlayan bir kin ve nefret besler içinde; öte yandan, yine babasına karşı belli bir sevgiye her vakit ruhunda yer verir, her iki tutum da bir araya gelerek baba özdeşleşmesini doğurur. Gerek hayranlık duyduğu babasına öykünme arzusu, gerek kendisine rakip gördüğü babasını ortadan kaldırmayı amaçlaması, oğlanın kafasında babasının yerini alma düşüncesini uyandırır.”

Dostoyevski babasını öldürmek istemesinin getirdiği suçluluk ve pişmanlık duygusu etkisindeyken kendini cezalandırmak istiyor ve bunu da kumarda kaybederek yapıyordu. Freud bu durumu sözü edilen yazıda şu şekilde dile getirmiştir: “Dostoyevski’ye göre, kumar oynamaktan amacı, kazanacağı parayla Rusya’ya dönme olanağını ele geçirmek, kendisini hapse tıktırmalarına fırsat bırakmadan oradaki alacaklılarına borcunu ödemekti. Ama bu bir bahaneydi yalnızca; nitekim sanatçı da bunu görecek kadar keskin zekâlı ve bunu itiraf edecek kadar dürüsttü, asıl önem taşıyan şeyin oyunun kendisi olduğunu biliyordu. İçgüdüsel ve anlamsız davranışının tüm ayrıntıları, bunu ve bunun ötesinde daha pek çok gerçeği kanıtlamaktaydı. Oyuna oturdu mu, üzerindeki bütün parayı kaybetmeden rahat edemiyordu; oyun kendi kendini cezalandırmasını sağlayan bir araca dönüşmüştü.”
Dostoyevski romanlarında karakterler derindir. Uzun ruhsal çözümlemelere yer verilir. Ancak bu eseri bir aydan kısa bir sürede dikte ettirerek yazdığı için ve roman ticari bir kaygı taşıdığı için karakterler oldukça yüzeysel. Buna rağmen yazarın kendisine, yaşamına, çelişkilerine dair pek çok şey bulabileceğiniz okunmaya değer bir Rus klasiği.

Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir