KAPAK (48)

Pınar Özçelik

BİR ZAMAN FELSEFESİ ROMANI “ZAMAN SIĞINAĞI”

“Biz hatırladıklarımızın bir bütünüyüz; sabit olmayan şekillerden, kırılan ayna yığınlarından oluşan hayali bir müzeyiz.”

                                                                                    Jorge Luis Borges

Bulgar şair ve yazar Georgi Gospodinov, Sofya Üniversitesi’nde Bulgar filolojisi okudu. 1992’de yayınladığı ilk şiir kitabıyla edebiyat dünyasına başarılı bir giriş yaptı. İlk romanı Doğal Roman’ı 1999’da, ilk öykü kitabı Ve Başka Öyküler’i 2001’de yayınlandı. İkinci romanı Hüznün Fiziği, 2016 Jan Michalski Edebiyat Ödülü dâhil olmak üzere birçok ödüle layık görüldü. Georgi Gospodinov’un Zaman Sığınağı adlı romanı, ülkemizde 2022 yılında Metis yayınlarından çıktı. Kısa bir zaman önce de Man Booker Uluslararası Ödülü’ne layık görüldü. Kitabı Bulgarcadan dilimize çeviren Hasine Şen Karadeniz’dir.

“Peki bizim zaman organımız nedir? Bana bunu söyleyebilir misiniz?”
Thomas Mann’ın Büyülü Dağ’ından yapılan bu alıntıyla, yazar bizi bir zaman yolculuğuna çıkarır.
Peki, biz zamanı nasıl algılarız?
“Zaman” bir işin ya da oluşun, bir eylemin içinde geçmekte olduğu, geçtiği ya da geçeceği süredir. Aristoteles zamanı “nun” adını verdiği Türkçeye “an” olarak çevrilen kavramla anlatır. Zamanın ölçüsünü iki an arasında meydana gelen hareket olarak nitelendirmiş, zamanı tanımlamaya çalışırken “hareketi” merkezi bir noktada koymuştur. Kavramsal olarak zaman sürekli bir akış ve değişim halindedir. Önceden sonraya, geçmişten geleceğe doğru hareket eden bir dinamiktir.
“Bir şey var, zamanla zayıflamak yerine sanki yoğunlaşan hüzün ve özlem var. Bu da hafızamıza ait odaların gittikçe daha hızlı boşalmasıyla ilgili olmalı.” S.145
Şimdicilik anlayışını insanlara empoze eden Yeni Çağ, modernleşme ve dijitalleşme ile tüm yaşantımızı, alışkanlıklarımızı değiştirmiştir. 
İnsanın doğaya ve dünyaya hâkim olma hırsı, teknolojiyle birlikte kendi kendini yok edecek boyutlara ulaşmıştır. Şimdiki zamana odaklı dünyada geçmiş, eskimiş ve geçerliliğini yitirmiş ölü zamanlardır. Anın ruhuna göre de sürekli yeniden yazılır. Mekân ve nesneler güncellenir çağa uygun hale getirilir.
“Sürekli geçmiş üretiyoruz. Bizler geçmiş fabrikalarıyız. Canlı geçmiş makineleri, başka neyiz ki? Zaman yiyoruz ve geçmiş üretiyoruz. Ölüm bile çözüm değil. İnsanın kendisi gider ama geçmişi kalır. Sonra tüm bu şahsi geçmiş nereye gider? Onu satın alan, toplayan, atan birileri var mı? Yoksa rüzgârın sokakta savurduğu eski bir gazete gibi yuvarlanıp durur mu? Tüm o başlayıp tamamlanmamış hikâyeler, terk edilen sevgililer, kesilen ve kanamaya devam eden ilişkiler –‘kesilen’, sözcük tesadüfü değil, kasaplık terimi- nereye gider?”  S.110
Gospodinov geçmişte kalan zamanları, hatırlamanın, yaşatmanın unutmamanın derin sularına bizi indiriyor. Öğretilerinizi ve bildiklerinizi derinden sarsıyor. 
Güncel zamanın sorunlarıyla hemhal olurken, durmanın mümkün olmadığı hayatlar yaşıyoruz ve zaman algımızı yitiriyoruz. Hayat şimdiye sığdıramayacak kadar derin anlamlar içeren bir dinamiktir. İnsan sadece bir andan var olamaz, insan yaşadığı ve yaşayacağı zamanların bir bütünüdür. Geçmişinden asla kopamaz, ondan bağımsız hareket edemez var olamaz.
“Birilerinin hafızasında ufacık bir yerimiz bile yoksa, hatırlanmıyorsak, bizi geleceğe taşıyan geçmiş hikâyelerde yoksak, biz gerçekten var olmuş muyuzdur?” S.56
Gospodinov’un çağın hastalığı Alzheimer üzerinden yarattığı Gustin adlı kurgu karakter, anılarını kaybetmek üzere olan, bellek yitimine uğramış hastalara Geçmiş Kliniği açmak üzere çalışmaya başlar.
Kliniğin her katında on yıllık bir geçmiş yaratılır. Altmışlar katı, yetmişler katı, seksenler katı olacaktır. Bu katlar o döneme ait nesneler ve eşyalarla dekore edilir. O güne ait gazeteler odalarda yer alır, radyoda o döneme ait müzikler çalar. Kliniğe gelen hastalara bu katlar gezdirilir.
Yaratılan geçmişlerde kayıp zamanlarını, anılarını arayan hastalar, kendilerini buldukları zamanda kalır ve orada ömürlerini sonuna kadar yaşamak isterler.
Klinik uygulamalarda, nesnelerin ve imgelerin hatırlama üzerinde ne kadar etkili olduğuna da şahit oluruz. Geçmiş Klinikleri bir zaman sonra şehir ve ülke sınırlarını aşar, tüm Avrupa’ya yayılır. Ülkeler halklarına “Hangi on yılda yaşamak isterdiniz?” diye referandumlar yapmaya başlar. Ülkelerin yaşadıkları geçmiş deneyimlere yer verilir, yazar da kendi ülkesine gider, geçmişin bireysel ve kolektif olarak nasıl inşa edildiğini anlatır.
“Kesin olan bir şey varsa o da geçmiştir. Geçmişteki elli yıl gelecekteki elli yıldan daha güvenlidir.” S.120
Hatırlamanın ve geçen zamanların öneminin “Geçmiş Kliniği” üzerinden yapılması, kurgu olarak çok dikkat çekicidir.
Yazar yarattığı meta kurmacada, sürekli değişen gelişen karakterle bizi mekânlarda ve zamanlarda gezdiriyor. Romanın anlatıcıları da sürekli değişiyor. Aralarda yazar da romana dâhil olarak metne yön verir. Meta kurgunun alt metinlerinin derinine indiğinizde de Borges’in zaman felsefesi romanı yönlendirir.
Zaman Sığınağı geçmişin, birikerek katman katman hayatlarımıza nasıl yön verdiğini, yitip giden bir zamandan ibaret olmadığını, zaman kavramında, hatırlamada mekânların, nesnelerin ne kadar önemli olduğunu anlatan bir zaman felsefesi romanıdır.
Dijital hayatlarımızın bize sağladığı konforla hafızalarımız ve geçmişimiz tahribata uğruyor. El kadar aletlerin içerisine anılarımızı ve umutlarımızı sığdırarak,  istediğimiz zamana, mekâna gidebilir olduk. Ancak sırtımızda sorgulamaya fırsat bulamadığımız geçmiş ve zaman ağırlığıyla da yaşamaya devam ediyoruz. Geçmiş hiçbir zaman yitip gitmiyor en gerçeği ile içimizde hayatlarımızın sonuna kadar bizimle yaşamaya devam ediyor.  İstenildiği kadar siyasi tarihlerimiz yeniden yazılsın, unutmazsan yaşayamazsın denilsin, geçmişimiz ve anılarımız yok edilmeye çalışılsın, geçmiş kalbimizde ve belleklerimizde yaşamaya devam edecektir.
“Durum basit geleceğin yoksa, oyunu geçmişten yana kullanırsın.“ S.120

 

Diğer kitap analiz yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir