MİHAİL YURYEVİÇ LERMONTOV
Senarist ve yönetmen sevgili Cem Başeskioğlu’nun film okumasında, Rus Edebiyatı’nın isyankar dâhisi, şair ve yazar Mihail Yuryeviç Lermontov (1814-1841) hakkında söylediklerinden sonra araştırma yapma ihtiyacı duydum ve okuduklarımı derleyerek sizlerle de paylaşmak istedim.
Kayhan Yükseler tarafından dilimize kazandırılmış öylesine güzel bir kitap – Özgürlüğün Son Oğlu ve çevirmenin Lermontov’un Yaratıcılığı başlıklı önsözü var ki bazı bölümlerini paylaşıyorum. Ayrıca kitapta Lermontov’un kronolojisi de yer alıyor.
Saraya yakın çevrelerin kışkırtmaları sonucu giriştiği düelloda henüz 27 yaşında hayata veda eden, Rus devrimci romantizminin önde gelen temsilcilerinden Mihail Yuryeviç Lermontov (1814 – 1841) Rusya’da çar rejiminin ağır baskı ve şiddet politikalarının acımasızca sürdürüldüğü bir dönemde ürünlerini verdi.
Özgürlüğün Son Oğlu’nda şairin yarım bıraktıkları hariç yirmi şiir yer alıyor.
Rus edebiyatında o döneme kadar devrimci romantizmin en seçkin örneklerinden biri kabul edilen Mtsıri’de özgürlük ve yurt sevgisi; İblis’te yalnız kalmaya mahkûm insanın trajedisi; İsmail Bey, Özgürlüğün Son Oğlu ve Litvan Kızı’nda yiğitlik ve kahramanlık, Boyar Orşa ve Günah Çıkarma’da sosyal adaletsizliğe, köleliğe, kilisenin katı yasalarına karşı açık bir protesto; Çar İvan Vasilyeviç ile Genç Muhafızı ve Yiğit Tacir Kalaşnikov’un Şarkısı’nda yiğitlik, hak, onur temaları işlenmiştir.
Lermontov’un Yaratıcılığı – Kayhan Yükseler
Rus edebiyatında devrimci romantizmin önde gelen temsilcilerinden şiir roman ve oyun yazarı Mihail Yuryeviç Lermontov’un yaşamı devrimci patlamaların Batı Avrupa’yı sarstığı fırtınalı bir döneme rastlar. Fransa’da devrim olmuş, Polonya’da isyan çıkmış, Rusya’da Novgorod ve Sivastopol askeri garnizonlarında başlayan isyan güney eyaletlerinde kadar yayılmıştı.
Baskıcı çar rejimine karşı örgütlü ve bilinçli bir hareket olarak doğan ve kısa zamanda geniş toplumsal bir mücadele biçimine dönüşerek felsefede, sanatta ve edebiyat alanında derin izler bırakan, sonradan Dekabrist olarak adlandırılan hareketin 1825 Aralık ayında kanlı biçimde bastırılmasından sonra Rusya’da demokratik hareketler acımasızca bastırılmış, anayasal monarşi biçimi bir yönetimden yana olan Dekabristlerin önde gelenleri idam edilmiş, diğerleri sürgüne gönderilmişti.
Kimi aydın yazarlar başlatılan baskı ve şiddet politikalarını kendilerine göre değerlendirip kabullenirken, Dekabrist ilkelerine inançla bağlı ilerici aydınlar farklı biçimde tepki göstererek, çarlığın baskıcı polis düzenine karşı mücadeleye giriştiler. Yapıtlarında devrimci romantizmin geleneklerini geliştirirken gerçekçi edebiyat akımının temelini oluşturdular.
Gençler Lermontov bu eylemin içinde yer alırken daha 15 yaşında kaleme aldığı “Monolog” şiirinde eylemsizliğe mahkum edilen gençlere mücadele çağrıları yapmıştı.
Düello sonucu 27 yaşında hayata veda eden Lermontov, 1 roman, 2 uzun öykü, 25 poema, 5 drama ve yüzlerce şiiri o kısacık ömrüne sığdırmayı başarmıştı.
Lermontov’un dünyası arayışların, yoğun düşünce ve duyguların, çözülmemiş sorunların endişeli dünyasıydı. Coşkuların, aşk ve dostluk gibi yüce duyguların var olduğu bir dünyanın kahramanları uğradığı haksızlıklar ve adaletsizlikle ve sarsıntılar geçiren, baskı ortamında bunalarak eylemsizliğe ve yalnızlığa sürüklenmiş, geleceğinden umutsuz, öfkeli kişilik tablosu çizerler.
Şiirleri doğrudan insan yüreğine sesleniyordu. İçsel duygularla ülkülere duyulan özlemle, ateşli tutkularla, yaşamla, doğa imgeleri ile iç içeydi. “İblis” poemasına daha 15 yaşında başlamış, üzerinde 9 yıl çalışmıştı. İsyancı duygularla dolu güçlü insan tipleri yaratmak Lermontov’un en büyük tutkusuydu. Bu tipleri pek çok yapıtında kullanmıştır. Bunların arasında en yetkin olanları romantik ve fantastik imgelerin yoğun biçimde kullanıldığı “İblis” ve devrimci romantizmin en seçkin örneklerinden biri olarak kabul edilen Mıtsiri’dir…
Lermontov hakkında bahsetmek istediğim başka konular da olduğundan bu harika önsözün tamamına burada yer veremiyorum, tamamını okumak isteyenlere kitabı okumalarını tavsiye ederim.
Lermontov, Puşkin hayranıydı ve Puşkin’in bir dülleoda öldürülmesinden sonra – kendisinin de aynı kaderi paylaşacağından habersiz – yazdığı “Şairin Ölümü” şiiri aşağıdaki dizelerle biter.
Ve tüm kara kanınızla, şairin
haklı kanını yıkayamayacaksınız!..
Elden çoğaltılarak hızla dağıtılan şiir Saray’da olumlu karşılandı. Fakat katilin yabancı olduğu için yargılanamayacağını, olayın sıradan bir onur düellosu olarak ele alınıp kapatılacağını öğrenen Lermontov bir hafta sonra şiire neredeyse doğaçlama sayılacak bir hızla, 15 dakika içinde 16 satırlık bir ekleme yaptı ve bu ekte olaydan doğrudan Saray’ı ve yüksek sosyeteyi sorumlu tuttu. Lermontov 21 Şubat 1837’de tutuklanarak Petropavlovski Kalesi’nde askeri hapishaneye kondu. 27 Şubat’ta Kafkasya’ya, Nijegorod süvari alayına gönderildi, rütbesi indirilmedi. “Şairin Ölümü” şiiri onu bir anda üne kavuşturmuş, Puşkin’in varisi yapmıştı.
Ülkemizde daha çok Zamanımızın Bir Kahramanı romanı ile bilinen Lermontov aslında romandan çok şiir alanında ün kazanmıştır. Hatta romanın Bela bölümünde, hikayedeki karakterlerden biri olan Kazbiç’in türküsünü şiir haline getirir ve okuyucuya şu notu düşer:
“Kazbiç’in türküsünü şiir haline getirdiğim için okuyucudan özür dilerim. Bana düzyazı olarak aktarılmıştı tabii; ama ne yapalım, can çıkar huy çıkmaz.”
Bizim köylerimizde güzel kızlar oturur,
Nice yıldızlar parlar içinde gözlerinin.
Onlarla sevişmenin eşsiz bir tadı vardır;
Ama daha tatlıdır özgürlüğü yiğidin.
Altın versen verirler dört kadın birden sana,
Ama güzelse eğer, kim vazgeçer atından:
Bozkırda rüzgar bile yakalayamaz onu.
Sahibini aldatmaz, kandırmaz hiçbir zaman.
Lermontov’un, romantik akımın baş eserlerinden biri olan, cennetten kovularak ebedi yalnızlığa mahkûm edilen şeytanın bir ölümlüyle aşkını konu alan İblis adlı şiiri dilimize Madam Gülnar tarafından roman tarzında tercüme edilmiş olup 1891’in Mart ve Nisan aylarında yayımlanmıştır ve günümüzde 2018 yılında yapılan 1. baskısı bulunabilmektedir. Madam Gülnar’ı yani Olga de Lebedev hakkında kitapta şu tanıtım yer almaktadır.
1889’da II. Abdülhamid tarafından VIII, Milletlerarası Müsteşrikler Kongresi’ne Osmanlı’yı temsilen katılmakla görevlendirilen Ahmet Mithat Kongrenin yapıldığı Stockholm yolculuğunda “sekiz dokuz dil bilen”, hem doğu hem de batı kültürüne aşina bir “madam” ile tanışır. Uzunca bir sohbetten sonra ismini sorduğu bu Avrupalı hanımdan “Gülnar” cevabını alınca çok şaşırır. Sohbetlerinin devamında bu kültürlü hanımın Olda de Lebedev isimli bir Rus yazarı olduğunu ve Fransız bir kontla evlendikten sonra Kazan şehrine yerleşerek orada yaşadığını öğrenir. “Madam”ın Osmanlı medeniyetine olan hayranlığı nedeniyle kendisini Gülnar diye tanıttığını anladığı anda ise Ahmet Mithat’ın şaşkınlığı hayranlığa dönüşür. Bu karşılaşma Madam Gülnar’ı Tercüman-ı Hakikat’in yazarları arasına sokacak ve onun imzasıyla Osmanlı okurları Puşkin’den başlayarak Rus edebiyatıyla tanışacaklardır.
Madam Gülnar yazdığı önsözde İblis şiirinin ünlü Rus piyanist, besteci ve orkestra şefi, St. Petersburg Konservatuarı’nın kurucusu Anton Grigoryeviç Rubinstein tarafından operasının da yapıldığını, eserin güzelliğini tamamen meydana koymak için gerek kaside de gerek operada en güzel neleri bulduysa aldığını belirtmiştir.
Lermontov’un şeytanı tıpkı bizim gibi acı çeken, hayalperest, duygusal, yalnız, melankolik, sevgiye aç bir varlıktır. İyi ve kötünün karışımıdır. Lermontov’un şeytanından çok etkilenen Rus ressam Mikhail Vrubel de bizlere şeytanı, Tamara’yı görüp aşık olmadan önce yalnız ve melankolik bir varlık olarak resmetmiştir tıpkı Lermontov’un anlattığı gibi.
İblis, yukarıda daha önce bahsettiğim Özgürlüğün Son Oğlu kitabında da şiir olarak yer almaktadır.
Lermontov hakkındaki yazımızın 2. bölümünde Zamanımızın Bir Kahramanı Pechorin ile birlikte sizlerle olacağız.
Sevgiyle kalın…
Kaynakça:
- Özgürlüğün Son Oğlu – Mihail Yuryeviç Lermontov – Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi
- Zamanımızın Bir Kahramanı – Mihail Lermontov – Can Yayınları
- İblis – Lermontov’un İblis Şiirinin Romanı – Çeviren: Madam Gülnar, Hazırlayan: Semih Doğan – Büyüyenay Yayınları
- Senarist ve Yönetmen Cem Başeskioğlu İle Film Okumaları
Byronic kahraman nedir? sorusu için detaylı bir yazı okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.
Lermontov şiirleri ile benim sevdiğim bir başka yazıyı okumak için buraya tıkalayabilirsiniz.
Yazarımızın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazımızı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.
Merhaba Sedef Hanımcığım, yazınızı merakla bekliyordum, önce. siz yayımlayın diye bekledim. Son derece güzel araştırılmış, meraklısını kitaba ve yazara doğru yönlendiren bir tanıtım yazısı, kutluyorum…
Merhaba Berna Hanım, araştırdıkça o kadar çok, o kadar etkileyici şey çıktı ki yazının tamamlanma süresi uzadı:) Hatta bu yazıda Zamanımızın Bir Kahramanı romanına değinemedim, 2. bölüme kaldı. Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Sizin yazınızı da bekliyoruz. Selam ve sevgiler…
Teşekkürler Sedef Hanım keyifli bir okumaydı benim için. Puşkin ve Lermontov genç yaşta gitmeseler kimbilir neler okurduk. Halet-i ruhiyesi farklı bir millet Rus milleti. Suyu Arayan Adam da Şevket Süreyya çok güzel betimler.
Elinize sağlık yeniden, selamlar
Keyif almanıza çok memnun oldum Hülya Hanım, teşekkürler. Gerçekten çok farklı ruh halleri. 2. yazıda Dostoyevski’nin Lermontov hakkında söyledikleri de yer alacak, genç yaşta ölmeseydi kısmıyla ilgili olarak. Selam ve sevgiler.
keyifle okudum Sedefcim. Devamını merakla bekliyorum. <3
Devamı da bitmek üzere canım, sevgiler…
Sevgili Sedef Hanım,
Bugüne kadar ne Lermontov’un yazdığı tek bir sözcüğü, ne de onu hakkında yazılan bir metni okumadığımı itiraf edersem, kaleme aldığınız bu metnin benim için ne denli bilgilendirici ve ufuk açıcı olduğu anlaşılacaktır. Size zoru seçtiğiniz ve popüler olmayan, kolay okunmayan metinler üzerinde çalıştığınız için çok teşekkür ediyorum. Başvuru kaynaklarınız, yazarın kendi kitapları derken siz aylarca Lermontov ihtisası yapmışsınız.. Emeğinize ve kaleminize sağlık arkadaşım. Sevgiyle,
Teşekkürler Birsen Hanım,
Araştırmak, yeni bilgiler edinmek benim için çok keyifli. Sizlerin de keyifle bana eşlik ettiğinizi öğrenmek bu keyfimi daha da çok arttırıyor. Teşekürler, sevgiler
Sedefciğim,
Ne güzel bir tanıtım yazısı olmuş ellerine sağlık sevgiler