Kayıp Aranıyor

 

Önce kendimizden başlıyoruz.

Nerede, ne zaman, neden, nasıl kaybolduk?

Hepimiz Birer Yıldız Tozuyuz

Carl Edward Sagan’a ait olan cümle şöyle devam ediyor. “DNA’mızda ki karbon, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, içtiğimiz sudaki oksijen kendi içine çökmüş bir yıldızdan yapılmıştır. Bu da bizi birer yıldız tozu yapar.” Evrendeki her bir galakside büyüklü küçüklü milyarlarca yıldız bulunur. Hidrojen atomlarının çekirdekleri kimyasal tepkimeler sonucu çarpışarak, şiddetli bir şekilde patlar ve ömürlerini tamamlarlar.

Yukarıdaki paragrafa göre aslında her bir kayboluşun içinde bir varoluş var, ya da tam tersi. Fazla bilimsel mi geldi? Carl Sagan dünyaca ünlü bir astrofizikçi ve en ünlü eseri ‘Cozmos’ da bu durumu ayrıntıları ile detaylandırmış. Hatta belgesel filmi de var. Meraklısı bilir, bilmeyenler de internetten izleyebilir.  Şiddetle öneririm.

Aramaya kendimizden başladık ancak birden şok olduk. Nasıl yani hepimiz birer yıldız tozuyuz?

Geceleri gökyüzünü seyrederken hepimiz gözlemliyoruz, yıldızlar ışıl ışıl parlarken, bazen de aniden kayarlar. Hangimiz aksini iddia edebilir ki?  Varken aniden kaybolan yıldızlar, hem de milyarlarcası. Koskoca evrendeki galaksilerin milyarlarca yıldızı ve biz. Bir yıldız kardeşliği içinde evrende varız ve yokuz. Aslınca sonuçta dünyadaki her bir birey birer yıldız. Kayıp bulundu mu dersiniz?

Sana dün bir tepeden baktım aziz dünya. Milyarca yıldızı bağrında barındıran evrenin samanyolu galaksisinde bir gezegen olarak ne kadar da gururluydun. Oysa çok gururlanmamalısın ey dünya, senden başka çok uzaklarda belki de yakınlarda başka gezegenler de var. Dünya sana söylüyorum, dünyalı sen anla.

Yeryüzündeki milyarlarca insan farklı dil, milliyet, cinsiyet, din ayrımı nedeniyle çatışıyor ve hatta birbirlerini yok ediyorlar. Pekala yıldızlar için aynı şey söz konusu oluyor mu? Elbette olmuyor.  Uzay bilimi ile uğraşanlar, uzaya gidenler bu kısır döngünün, bu insanlık vahşetinin ne kadar saçma ve boş olduğunu biliyorlar. Bunu anlamak için hepimizin uzaya gitmesi gerekiyor sanırım. Şimdilik bu olanaksız, ama gelecekte uzay yolculukları olacak. Kim bilir ne kadar yakın bir gelecekte  olur, bunu bilemesek de Mars’a yapılan inişler ve incelemeler bunun yakın bir gelecekte olabileceğine dair umut veriyor.

İnsanlık, adalet, vicdan, paylaşım, ortaklaşma, yardımlaşma bu gibi erdemlerimizi uzun zamandır sorguluyoruz. Adeta yok olmaya yüz tutmuş olan erdemlerimizi, hepimizin birer yıldız tozu olduğunu düşünürsek bulmamız çok kolay değil mi? Dünyanın ve evrenin birer yıldız tozu olarak ortaklaştığımız ve birleştiğimizde artık kavgalara, savaşlara, katliamlara, ırkçılığa, cinsiyetçiliğe, türcülüğe, ayrımcılığa son veremez miyiz? Bu evren hepimizin ne bu şiddet bu celal?

Kozmik evrendeki kayboluşlarımızın izinden gidebilsek, kendimizi bulmamızla birlikte yaşamın döngüsünü de yakalayabiliriz oysa.  Tüketmektense üretmek,  savaşmaktansa barışmak, nefrettense sevgi, ayrışmaktansa birleşmek, hep bana hep banadansa paylaşmak zor değil ki.  Hep diyoruz ya başka bir dünya mümkün, o dünya bizim ellerimizde.  Kayıp bulundu mu dersiniz?

Kaybolan insanlar için ilanlar veriliyor. Kampanyalar düzenleniyor. Çok azı bulunurken, birçok insan nasıl ne şekilde olduğu belirsiz kötü niyetli çetelerin elinde kaybolup gidiyor. Ya da sosyal medyanın ve hayatın, çıldırmış çirkin ruhlularının birer kara deliğe dönüşmüş girdabında yaşarken yok oluyor. Kadın cinayetleri,  şiddet, tecavüz, çocuk istismarları, aile içi şiddet, hayvan ve doğa katliamları, ırkçı ve dinci katliamlar, soykırım, emek ve emekçi düşmanlığı belki de çağımızın en ağır en hazin kayboluşu. Hepimiz birer yıldız tozuyken biz ne zaman bu hale geldik? Bu dünya ne zamandır bu kadar kanlı oldu? Yoksa dünyanın sahipleri olduğunu varsayanların bileşenlerinde bir tuhaflık mı var? Milyarlarca insan kıtlık, açlık, yokluk çekerken bir avuç insan oluşumu nasıl oluyor da hiçbir sıkıntı yaşamıyor? Bu soruları sorduğumuzda bulduğumuz cevaplar, aradığımız kayıplarımızı bulmamıza yardımı oldu mu dersiniz?

Kendimizi ararken bulduğumuz yerden bir adım ileri gitmeye cesaretimiz varsa, o zaman şimdi değilse ne zaman?

Sevgili yıldız tozu kardeşlerim, gezegenin değerli yıldızları, evrenin ortak varlıkları kayıplarımızı bulalım, kayan yıldızlarımızla vedalaşalım, karanlık gecelerimizi aydınlatalım ve birlikte başka bir dünyaya adım atalım.  Kımılda!

 

Gülay Öktem

 

 

 

 

 

1 thoughts on “Kayıp Aranıyor/ Gülay Öktem

  1. Birsen Karaloglu dedi ki:

    Kısa, öz, net nalatımınız ve haklı çağrınız için teşekkür ediyorum.
    Yıldız tozu kardeşliği kavramının yaygınlaşması ve içselleşmesi dileğiyle.

Birsen Karaloglu için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir