labirent
Onur Ulusoy

PARANOYA

O mesajı attığımdan beri hayat kâbus bana.

Gölgeler arasında sessizce adım atarken, karanlığın kollarında fısıldayan rüzgârla birlikte her köşede bir göz ve her seste bir fısıltı beni takip ediyor. Kalbimde yankılanan şüphe ve korku marşlarıyla, gizemli bakışlar ve gizli anlamlar dolu her yüz bir maske, her söz bir bulmaca haline geliyor.

Zihnimde dönen sonsuz düşünce çarkında, gözlerimdeki parıltı paranoyanın dansını yansıtıyor. Bu dünyada yalnız hissediyor, her adımda bir gölge her gölgede bir hikâye buluyorum. Kuşkuların labirentinde kaybolmuş bir ruh olarak, paranoyanın pençesinde sonsuz bir avım. Uykusuz geceler, rüyalar ve hayaletler içinde gerçeğin ve hayalin bulanık sınırları arasında gidip geliyorum. Her şüphe bir ipucu, her gerçek bir yalan gibi görünüyor.  Bu düşüncelerin arasında bir çıkış arıyor, aklımın derinliklerinde bir umut ışığı arıyorum. Belki de gerçek bu, ya da sadece bir hayal. Paranoyanın dünyasında her şey bir muamma. Telefona bakmaya korkuyorum.
Kendi gölgemden bile şüphe duyarken her adımda seni, takip eden gözleri hissediyorum. Sokakların boşluğunda yankılanan adımlar, arkamda birisinin olduğunu hissettiriyor ama göremiyorum. Her yabancı bir gözcü, her araba bir takipçi gibi. Kafeteryanın köşesinde, otobüs durağında, gölgelerin içinde, sessiz ve sabırla bekliyorlar. Neden ben? Neden şimdi? Sorular zihnimde dönüyor. Her gülümseme bir aldatmaca, her selam bir tuzak gibi. Yalnızım, takip edilen bir adam olarak, görünmez düşmanlarım her an, her yerde. Telefonumda tuhaf sesler, e-postalarımda gizli mesajlar var. Her teknolojik alet bir casus gibi. Paranoyanın sarmalında, gerçeklikle hayalin arasında, kafamın içinde bir mahkumum. Ama bu sadece bir his, bir yanılsama olabilir. Her adımda takip edildiğimi hissediyorum, gölgelerin dünyasında. Mesajı tekrar okuyamıyorum.
Gözlerim açık uyurken, sessizlik içinde fısıltılar duyuyorum. Dostlar bile şüpheli, yabancılar düşman. Hayatım bir labirent haline geldi. Günler geçiyor, geceler uzuyor, zamanın anlamı kayboluyor. Aynaya baktığımda tanımadığım bir yüz görüyorum. Bu takipçiler gerçek mi, hayal mi bilmiyorum. Korkum gerçek. Kaçmak istiyorum, ama nereye? Her adım bilinmeze doğru. Belki bir gün bu gölgeler dağılacak, güneş yeniden doğacak. Şimdilik bu karanlık labirentte bir çıkış arıyorum, gerçekle hayalin arasında bir yolcuyum. Son bir hamle mesaja bakıyorum. Bilinmeyen ağ hatası mesaj ulaştırılamadı. ERROR!

Daha fazla Panzehir Öykü okumak için buraya tıklayınız.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

4 thoughts on “PARANOYA / Onur Ulusoy

  1. Dilek dedi ki:

    Paranoya hastalığını edebi bir dil ile çok güzel ve anlatmış. İnsanın zihninde biri canlanıyor okurken…

  2. Ersin dedi ki:

    Emeğinize saglik

  3. Vedat dedi ki:

    Devamının gelmesini dileriz

  4. Dilek Acar dedi ki:

    Paranoyanın insan zihninde yarattığı şüphe ve kaosun gri renklerini, içsel korkularını , bakış açısının labirentte gitgide nasıl da karanlık bir kargaşaya dönüştüğünü çok güzel anlatmış,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir