YOGA CANDIR

Bütün kalbimle söylüyorum ki ben iyi ki buradayım! Yalnız değilim hatta rengarengim.

Sayenizde en zarif hocalarımdan biriyle buluştum iyi ki varsınız canım ailem. Öğrencilik yılları zorlu yollardan geçmiş olanlar bilir, bazen aynı konuyu defalarca dinlersin ama bir türlü anlamış hissetmezsin. İşte ben o hissin en çok yakalayıp burduğu insanlardan biriydim. İlkokuldan başlayıp üniversiteye hatta meslek hayatıma sirayet eden bir süre boyunca bana anlatılanı anladığımdan bir türlü  tam olarak emin olamadım. Hatta çoğu eğitimi yarım bıraktım, birçok eğitim sınıfından da kibarca kovulduğum, sorularıma gözlerini devirerek cevap veren eğitmenlere kırılmışlığım oldu. Bu durumun peşine düştüğümde çok sevdiğim psikolog bir arkadaşım disleksi olabileceğimi söylese de bununla yüzleşemedim . Malum heves kırılınca tamiri zor zanaat ama gönül  öğrencilik de ömür boyu devam etsin istedi. Nasıl çözülür diye düşünürken sağ olsun Covit hepimizi eve kapattı.

Pandemi ve iyileşme  günlerinde instagram aracılığıyla çok kıymetli bir hocayla tanıştım ve bu gün onunla karşınızdayım. Ben kendisiyle  “Çakraların Dili Var” adlı eğitim  sayesinde buluştum. Okuduğum onca kitaba, elimdeki onca kaynağa rağmen bir türlü tam da anlayamadığımı hissettiğim çakralar hayatımın içinde kolaylıkla temas edebildiğim, dengesizlikleri fark edebildiğim enerji kaynaklarına dönüştüler. Hatta eğitimle birlikte hangi duygumla neden buluştuğumu ve bu buluşmanın ne işe yaradığını öğrendim.

Yaşam enerjisine dokunabileceğimi görmek hayata izin verebilmeme destek oldu. Sadece çakraları ve yaşam enerjimin kontrolünü değil, altı çok güzel kadını da hayatıma soktu. “Başkalarını eleştirme heyecanımız kendimizle olan barışsızlığımızla ilgili” mottosuyla hayatıma sevgiyle dokunan canım Hocam YOGACANDIR’ın kurucularından (Bir diğer kurucu hocamız da Gökçe Göksu Zeynep hocamla evliler)  Zeynep İncir!

Keşke siz bu ismi okuduğunuzda ekranınızdan konfetiler çıksa, balonlar uçsa. Kendisinin bilgi denizi uçsuz bucaksız, bir o kadar sevgi dolu ve bildiklerini öyle güzel harmanlayarak paylaşıyor ki onun ağzından çıktığında dinleyenin hayatının bir parçası oluveriyor. Ben kendisine sorularım tam olarak bir cümle olduğunda hocam yüce diye seslenir, güzel kahkahasını duymaktan pek keyif alırım.

Hocam yüce hoş geldiniz  kendinizi anlatmanızı istesek neler söylersiniz?

1984 Ankara doğumluyum. 2002 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği’nden mezun oldum ama bir gün bile mühendislik  yapmadım, öğrenci kalmak istedim. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde de Tiyatro Tarihi Teorisi okudum. Hızımı alamayıp bir de Orta Doğu Teknik Üniversitesi  Felsefe Bölümü’nde yüksek lisansa başladım. Buradan bakınca öğrenci kalmaktan vazgeçmeyeceğim açık :))

Peki yoga, nasıl başladınız ve hayatınızda neler değişti?

Gökçe ve ben ODTÜ’de aynı bölümde okurken tanıştık ama ilişkimiz mezun olduktan sonra başladı. Beraberliğimizin hemen başında spor yapmak için yogaya başlamıştık. Başlangıçta spor yapmak  amacıyla başladığımız bu öğretinin, aletsiz bir pratik olması ve nefes pratikleri de içeriyor olması beni cezbetmişti. Bunu düzenli bir pratik haline getirmek için birlikte bir stüdyoya üye olduk. Zamanla gittiğimiz stüdyoda eğitmenlik eğitimi almamızı önerdiler. Biz de bu fikir üzerine araştırmalar yapmaya başladık.  Hindistan’da  inzivalı bir eğitim vardı  ama bizim bunun için ayırabileceğimiz bir paramız yoktu. İş için Avustralya’ya taşındık ve videolardan yogaya devam ettik.

Derinleşme yolculuğunuz nasıl oldu?

Avustralya’da işler hayal ettiğimiz gibi gitmedi.  Son paramızla Türkiye’de hayat kurmak ve eğitim almak arasında bir seçim yapmamız gerekti.  Avustralya’dan Türkiye’ye dönmeden hemen önce Türkiye’ye dönüp hayat kuracağımız parayla Bali’ye gidip eğitmenlik eğitimi aldık. Çılgınlıktı evet, tüm birikimimiz orda bitmişti. Gökçe’yle birlikte, annemin evine; benim  genç kızlık odama yerleşmek zorunda kaldık bir kaç ay. O dönem  Gökçe ile çok dalga geçtim  iç güveysi geldin diye :))

Derken Bali’de eğitmenlik aldığım okuldan ret edemeyeceğim bir teklif gelince çok mutlu olduk . İki yılımı Bali’de uluslararası bir okulda (Shades of Yoga) yoga eğitmenleri eğiterek geçirdim. Yani bu yolculukta dünyanın çeşitli yerlerinde işler bulduk, evler kurduk bozduk ama tüm bu zaman boyunca yoga yapmayı hiç bırakmadık.

Eğitimle birlikte hayatınızda neler değişti?

Yogayla ilişkimiz değişti ve hayat tarzı olmaya başladı. Fiziksel pratiğim ilerledikçe felsefesini de anlama fırsatım oldu. Matımla yaptığım pratik birbirinin üzerine ne kadar örtüşüyor gibi incelikleri düşünmenin yolları açıldı.

Yoga felsefesiyle aldığınız eğitimler sonucunda mı ilgilenmeye başladınız?

Ben yogayı çok sevmiştim. Yoganın hep hayatımda olmasını istedim ancak insan doğası gereği yaşlanmayla beraber hareketleri kısıtlanan bir varlık.
Fiziksel olarak pratiğime devam ederim fakat yaşlanırsam ne olacak, diye düşündüm. Ve yoganın felsefesine yöneldim. Yogayla ilgili okumalar yaparken kendimi Shri Vidya geleneğine yakın buldum. Şu an hala  Shri Vidya  geleneği üzerine eğitimler alıyorum.

Shri Vidya  geleneğini sizin için farklı kılan nedir?

Bu geleneğe evrilince, hem yoganın neden bilinci özgürleştirme yolculuğu olduğunu  hem bunu mat üzerinde nasıl destekleyeceğini anladım. Sri Vidya geleneği hayatı olumlayan içsel ritüellerle güçlenme, özgürleşme pratiklerini de içeren bir gelenektir. Bu ritüellere Sadhana adı veriliyor. Kırk günlük pratikler aracılığıyla ihtiyaç duyulan enerjiye dokunmak mümkün hale geliyor.

Pratiklerle kurulan duygusal bağ “kutsal ana” imgesi üzerinden kuruluyor. Bu öyle bir imge ki, seni sınırsız bir şefkatle sarmalarken bir yandan da potansiyeline ulaşmadan seni asla rahat bırakmıyor.


Sadhana sadece yoga pratiklerini mi içeriyor?

İhtiyaca göre değişiklik gösteriyor, biraz asana illaki var.  Pranayama (nefes egzersizleri)  mutlaka var. Yoga Nidra, Mantra, Kriya meditasyonu gibi yöntemleri kişiye özel görüşmelerle belirliyoruz.

Peki bu değişmeyen 40 günlük süre neden?

Bir pratiği 40 gün tekrarlayınca nörolojik kısa yollar açılıyor. Beyin evet biz bunu daha önce yapmıştık diyor ve kısa yolları kolayca açıyor.

Kişiye özel Sadhana’lar için başvuruları nereye yapalım?

Kişisel Sadhana için en kestirme yol www.yogacandir.com üzerinden bize  ya da direk zeynep@yogacandir.com a mail atmak. Mümkün olan en kısa sürede geri dönüş yapıyoruz.www.patreon.com/yogacandır adresinden ders kayıtlarımıza ulaşabilirler. Sınırlı sayıda yoga dersi videomuz da youtube.com/yogacandir adresinde var.

Ankara’da Cermodern dersleriniz başlıyor mu?

Evet Gökçe’yle Cermodern’e her gittiğimizde burada ne güzel yoga dersi verilir diye kendi aramızda konuşuyorduk. Artık orada ders veriyoruz.

Videodan Yoga  ya da Online Yoga hakkında ne düşünüyorsunuz ?

Sorumluluğu aynı. Yoga yaparken  ve hatta her an bedenimizin sorumluluğu bizdedir. Her asanada bedeni dinlemek ve bedenin farkında olmak gerekir. Biz sınıf derslerine katılanlara da  online derslere katılanlara da hep hatırlatıyoruz. Atmosfer olarak farklı olsa da sınıfta da videoda da aynı özeni göstermek gerekir ve mümkündür.

Yogada derinleşmek isteyenlere ne önerirsiniz?

Güvendiğin hocalarla çalışabilirsin, bir çok kaynak var  okuyabilirsin. Pratiğine devam etmelisin. Yogada derinleşmek için  pratik yapmaya devam etmen  lazım, olmazsa olmaz şey bu.

Arada bir rehber olarak seçilen kişilerin skandallarıyla karşılaşıyoruz. Bu durum size ne düşündürüyor?

Yoga yapanın kendisine aittir. Yani pratiğin senindir. En büyük hocan kendinsin. Kendini dinleyerek adım atarsan yol gösterici olarak seçtiğin, takip ettiğin kişiyle ilgili bir haber okuduğunda veya onun bir yanlışını gördüğünde yıkılmazsın.

Yoga bir yerden sonra kendini keşfetme yolculuğuna dönüşüyor fakat insanın kendini keşfederken bulduğu her şey o kadar da kabul edilebilir olmadığında ne yapmalı?

Gerçekten sevdiğin birinin karanlık yüzünü gördüğünde  ne yaparsan. Bir çok güçlükle karşılaşmış, zorlukları yenmiş ama yine de ayağa kalkmış ve çok sevdiğin birisi. Ona karşı ne hissedersen onu hissedersin.

Aldığınız bir çok eğitim olduğunu biliyorum. Hepsini sadece başkalarına anlatmak için mi aldınız? Katıldığınız eğitimler sizin hayatınıza nasıl dokundu?

Eğitmen olarak kendimi geliştirme ihtiyacı hissediyorum ve araştırmaya devam ediyorum. Benim hayatıma dokunan eğitimlerden öğrendiğim pratikler oldu.
Öğrendiğim pratikler ben onları tekrar ettikçe bana güç ve farkındalık verdi. Bu da tabi ki hayatımı her anlamda daha iyi bir şekle sokmamı mümkün kıldı ve böyle de devam ediyor.

Tanıdığım bir çok insan pratiğinde derinleşmek ya da mesleğini değiştirmek için yoga eğitmenlik eğitimlerine katılıyor. Birçok kurum ve birçok eğitmen ismi var. Eğitmenlik eğitimine başlayacaklara  ne önerirsiniz?

Hocaların derslerini deneyimlemelerini öneririm. En azından bir görüşmüş olsalar iyi olur. Bizim aldığımız eğitim  uluslararası olduğu için biz direk gitmiştik ama şimdi çoğu okul en azından bir online görüşme sağlamaya çalışıyor.

Rahatça soru sorabilecekleri bir ortam olmalı. Bu imkan kalabalık sınıflarda bazen mümkün olmayabilir.
Eğitimin felsefesiyle pratiğinin birleşiyor olması kalıcı ve anlaşılır olmasını destekliyor.
Aynı zamanda eğitmenlik eğitimi veren kurumlara www.yogaalliance.org dan bakabilirler.

Peki sizin eğitmen yetiştirme süreciniz nasıl başladı ? Eğitim verirken en çok neye özen gösteriyorsunuz?

Yoga Alliance standartlarına göre 1. seviye eğitmenlik eğitimi 200 saat, 2. seviye ise 300 saat.
Biz Bali’de birinci ve ikinci seviyeyi birlikte aldık. Sonrasında yukarıda da söylediğim gibi eğitim aldığımız okul bana Eğitmenlik Eğitimi vermem için teklifte bulundu. İlk grubum çok korkutucu ve heyecan vericiydi ama yapamayacaksam da bunu denemek zorundayım dedim. Yüzlerce eğitmen yetiştirdim ve dünyanın farklı ülkelerine gönderdim. Hala eğitimler vermeye devam ediyorum. Eğitmenlik eğitimi verirken en çok özen gösterdiğim şey yargılayıcı olmamak.

Bunu sizden aldığım Çakraların Dili Var Eğitimi’nden biliyorum. Çok isyan ettim. Her defasında üzerine düşünmek isteyeceğim bir yanıt verdiniz. Ben genelde soru sorarken çok  saçma bir şey yapıyormuşum gibi hissediyorum. Ya da bunu mu sordun dercesine yargılayan bakışlardan çok korkarım. Oysa siz beni eleştirmeden, incitmeden ama isyanımı da pohpohlamadan cevaplar vermiştiniz.

Başkalarını eleştirme heyecanımızın kendimizle olan barışsızlığımızla ilgili olduğunu düşünüyorum. Eğitmen konumunda olduğum zamanda kendimi daha az ciddiye almam gerektiğini düşünüyorum. Yani benim kendimle ilgili dertlerimin yeri orası değil.

Daha önce derslerinize katılmış biri olarak bu eğitimler aracılığıyla herkese söylemek istediğiniz bir şeyler olduğunu hissediyorum. Benim sizin aracılığınızla fark  ettiğim çok şey oldu ama bir de size sormak isterim.

Hayatınla ne yapacağının sorumluluğu senin. Bu çok büyük bir sorumluluk ve birçok kişi hayatının sorumluluğunu üstlenmemek için bu gerçekle yüzleşmekten kaçıyor. Hayatının sorumluluğunu almak için güç toplaman, farkındalığını geliştirmen ve açık tutman lazım. Yoga bunu yapmanın yollarından biri. Binlerce yıldır geliştirilen bir yol.

Bilmenizi isterim ki canım yol arkadaşlarım, Zeynep İncir öğrenmenin heyecanını taşıyan herkese coşkusundan bir parça ikram ediyor. Hem yoganın hem de enerji bedeninin merkezlerinin ulaşılabilir yerlerde olduğunu söylüyor.
Kendisi bu sohbete katıldığında ev taşıyordu  ama benim heyecanıma ortak olmaktan da geri durmadı. Bana altı kız kardeş hediye etti. Her biri mücevher gibi ışıldıyor hayatımda.

Ne kadar teşekkür etsem az. Bir gün yogaya başlamak isterseniz YOGA CANDIR diyerek devam edebilirsiniz.

Çünkü Yogacandır!

Irmak Fatura

1 thoughts on “Yoga Güncesi/ Yoga Candır- Zeynep İncir Söyleşisi/ Irmak Fatura

  1. Güler Hanım KIZILIRMAK dedi ki:

    Eline sağlık .Emeğine sağlık.
    Çok akıcı bir röportaj .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir