Hayal etmeden olmaz!

Başlık neden böyle? Çünkü konu Nikola Tesla.

Hayallerinin peşinden giden ve başaran, ama bu dünyada değeri bilinmemiş belki de tek sıra dışı bilim insanı. Şu anda bilgisayarlarımızın ve akıllı telefonlarımızın başında oturup yazıp çiziyorsak onun sayesinde. Kablosuz elektrik, uzaktan kumanda, uzaya ses dalgaları göndermek, hidroelektrik jeneratörü ve daha bir çok buluşun yaratıcısı.  Ancak onun en büyük hayali, dünyaya bedava enerji dağıtımını gerçekleştirmekti. Bunu yapamadı, yapamazdı da, heyhat kapitalist sistemin kirli çarkları.

Tesla bana her zaman minnet ve hüzün duyguları çağrıştırıyor. Minnettarım, çünkü enerji ve elektrik konusundaki buluşları insanlık adına paha biçilemez, büyük hizmetlerdi. Hüzünlüyüm, çünkü ne yaşarken ne de öldükten sonra değeri bilindi, buluşları çalındı, hak etmeyenler tarafından  haksızca sahiplenildi, kapitalistler karlarına kar katarken yoksul ve ezilmiş emekçi halklar onun en büyük hayali olan bedava enerji üretim ve dağıtımından yararlanamadı.  Buluşlarının kötüye kullanılması konusuna ise hiç girmiyorum bile. İnsanlık adına yaptığı hizmetlerin ticaret savaşlarına, hatta emperyalist paylaşım savaşlarına malzeme edildiği konusuna ise girsem sayfalarca yazmam gerekecek, yerim dar.

Tesla’nın hayat hikayesini, yine onun sayesinde kullandığımız internetten arayıp bulabiliriz. Bu yüzden kısaca derlersem; 1856 Sırbistan doğumlu. Bir din adamı olan babasının onu da papaz yapmak istemesine rağmen annesinin desteği ile matematik ve fizik konusunda akademik eğitim almış ancak eğitimini yarıda bırakmış, bir dönem bunalıma girmiş, çeşitli işlerde emekçi olarak çalışmış, elektrik mühendisliğine de devam etmiş, sonra okuldan bir arkadaşı ile elektrik sanayiinde devrim yaratacak olan dönen manyetik alanı keşfetmiştir. Hayatının en önemli dönüm noktası, Amerika’ya gitmesiyle başlar. Alternatif akımı keşfetmesi ve bunun üzerine çalışmalara başlaması ile jeneratör, transformatör, iletim hattı, ışıklar, motorlar, üç fazlı sistemler ile ilgili projeler derken buluşlarına önce Amerika’dan sonra da Avrupa’dan patentler alır. Bu arada akım savaşları başlar ve büyük enerji şirketleri kendisine yüksek meblağlar teklif ederler. Ancak bazı kaynaklara göre Tesla bu teklifleri kabul etmez. Bir de Edison konusu var ki,  kanımca Tesla’ya haksızlığın en büyüğünü yapan odur. 1943 yılının soğuk bir kış günü bir otel odasında yaşamı sona erer. Öldüğünde, otel odasında üzerinde çalıştığı bütün projelerine Amerika el koymuştur, bunların akıbeti ise meçhul!

86 yıllık bir ömür belki, ama yüzyıllara sığmaz. Her şey hayal etmekle başlar derken, içi boş bir söz değilmiş diye bizleri düşünmeye ve sorgulamaya, hatta araştırmaya  yönelten, iyi ki de öyle yapan güzel insan Tesla.  Bilim ve insanlık her daim seni minnet ve şükranla anacak, emin ol. İyi ki doğdun, kablosuz ağlardan yazıyorum enerjimiz tükenmesin.

Gülay Öktem

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir