“HANZALA, DİRENMENİN SANAT HÂLİ”
Hanzala büyümesine izin verilmeyen Filistinli bir çocuk. Büyüyüp serpileceği vatanı, yaşayacağı yeri elinden alınan, mekânsız hatta dünyasız bırakılan bir çocuk. Yaşamını kamplarda sürdürmeye çalışan, sürgün, mülteci, göçmen nasıl isimlendirildiği önemli olmayan, sömürü savaşlarının mağduru milyonlarca çocuktan biri. Bir sembol çocuk Hanzala.
Vahşi dünyanın saldırmaktan usanmadığı Ortadoğu, Afrika, Asya, Latin Amerika’daki kanlı savaşların, kısaca dünyanın her yerinde hiç bitmeyen savaşların yok etmeye çalıştığı, insanlığın çocuğu. Filistinli gazeteci, karikatürist Naci El Ali’nin çizgi çocuğu Hanzala.
Naci El Ali 1938 yılında Filistin’in Celile bölgesinde, Şecere köyünde doğdu. Köyü, Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerin birlikte yaşadıkları, çocukların birlikte sokakta oynadıkları, huzurlu Filistin köylerinden biriydi. 14 Mayıs 1948 yılında, İsrail’in ilk başbakanı David Ben Gurion’la birlikte 25 kişinin Tel Aviv Müzesi’nde açıkladığı İsrail Bağımsızlık Bildirgesi’yle huzur bozuldu. Arapların büyük felaket günü anlamına gelen “Nekbe” günü ilân ettikleri o gün, Filistinliler için vatansızlığın, tehcirin, sürgünün başladığının resmi ilânıydı.
Naci El Ali de o günle birlikte, birçok Filistinli gibi vatanından kovuldu. Lübnan’daki Ayn el-Hilve kampında yaşadı. 1960 yılında Lübnan Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Küçük yaşta yaşadıklarından çok etkilenen sanatçı Arap Milliyetçilik hareketlerine katıldı. Filistin davasına vurgu yapan karikatürleriyle kısa sürede tanındı.
Hanzala da El Ali’nin en önemli çizgi karakteridir.
Hanzala’ya dost eli Lübnan’dan uzanır. Yazar Gassan Kanafi, Lübnan’ın önemli gazetelerinden El-Hurriye’de yer almasına yardımcı olur ve sonrasında da Hanzala herkesin tanıdığı bir karakter olarak ünlenir. El Naci ve Hanzala artık el ele vermiş, Filistin davasını dünyaya duyurmak, düşmanların yüzüne acımasızlıklarını vurmak için çalışmaktadırlar ama Hanzala, dünyanın Filistin sorununa ilgisiz kalmasına tepkilidir, yüzünü hiç göstermez. Küskün olduğu insanlığa sırtı hep dönük kalır, üstelik büyümeyi de reddeder. Tıpkı on yaşında Filistin’den sürülen Naci El Ali gibi hep 10 yaşında kalır. Yaz kış ceketsiz ve yalınayak dolaşır dünyanın üstünde.
Naci El Ali bir söyleşisinde Hanzala’yı yoksulluğun ve acının sembolü olarak çizdiğini, sürgündeyken Hanzala’nın hiç büyümeyeceğini, ancak memleketine dönerse büyümeye başlayıp dünyaya yüzünü döneceğini söylemiştir.
Çocukluğunun yurtsuzlaştırılmasına, haksızlıklara, savaşların yıkımına, çizgilerinin gücüyle direnir Naci El Ali. Hanzala’yı yaratır, Filistin’e yapılan kötülükleri dünyaya anlatsın diye. Onu barış elçisi yapar. ABD, İsrail, Arap ilişkilerinin Filistin’e yansımalarını onun vasıtasıyla anlatır. Hanzala Filistin’in özgürlük ve mücadele sembolü olur. Naci El Ali onu halkına ve dünyanın ezilen bütün halklarına direnme gücü aşılamakla görevlendirir. Bir söyleşisinde ezilenlerin Hanzala’yı nasıl sahiplendiklerini anlatır:
“En başta Filistinli bir çocuktu, fakat şuuru onu ulusaldan uluslararası bir yere taşıdı. Basit fakat sert bir çocuk, işte bu nedenle insanlar onu sahiplendi, kendi duygularını temsil ettiğini hisssetti.”
Olanlar İsrail’in çok tepkisini çeker, Naci El Ali çok ölüm tehditi alır.
Hanzala’yı yaratıp insanın içindeki iyiye, güzele olan inancı, umudu diri tuttuğu için, barışı hatırlattığı, sömürüyü yüzlere vurduğu için suçlu bulunmuştur El Ali! Hanzala’yla egemenleri ürkütmüş, tir tir titretmiştir. En önemlisi de çizgilerinin anlattıklarıyla insanlarda direnme isteği ve gücü yaratması kabul edilemez bir suçtur. Naci El Ali ve Hanzala boyun eğmez birer asidirler. Öyleyse cezalandırılmaları gerekir diye düşünülür. 22 Temmuz 1987’de, Hanzala’yla yüzleşmeye yüzleri kalmayanların yaptığı bombalı bir saldırıda öldürülür.
Sanıldı ki yaratıcısı ölürse Hanzala da ölecek. İnsanlar barışı unutacak, direnmeyecek, daha güzel bir dünyaya olan inançlarını kaybederek sömürüye, baskıya boyun eğmeye, köle olmaya devam edecek.
Olmadı. Hüsrana uğradılar. On yaşında sırtından ceketini alarak, yalınayak ülkesinden kovdukları Naci El Ali, ezilmiş halklar tarafından ölünceye dek yurttaşları olarak kabul edilir. Hanzala da direnenlerin, direncin sembolü olmaya devam eder. Filistinli kadın karikatürist Ümmiye Coha sahip çıkar Hanzala’ya. Evlat edinir onu. Kovulduğu ülkesine geri dönünceye, yüzünü bize gösterinceye kadar yaşaması için elinden geleni yapacaktır o da.
Hanzala çözümsüz kılınmaya çalışılan uydurma bir soruna hapsedilmiş, değersizleştirilen, aşağılanan, yurtsuzlaştırılan bir halkın çocuğu olmanın ötesinde, direncin, özgürlüğün, boyun eğmemenin de sembolüdür. Savaşa, işgale, esarete direnmenin sanat halidir!
1980 sonrası daha da azgınlaşan, 90’larda azgınlığının hızına yetişilemeyen vahşi kapitalizmin, yıkımından yorgun düşmüş insanlığın sembolüdür Hanzala.
Çocuk olmasına izin verilmeyen, arada kalmış, temiz kalmak için direnendir, dirençtir Hanzala. Dünya üstündeki kötülüklerin sebep olduğu zulme, yok etmeye, köleleştirmeye, sömürüye duyarsız ve tepkisiz kalanlara küs bir çocuktur o. Dünyaya arkasını dönmüştür.
Bütün kötülüklere, bütün yok etmelere karşın Hanzala yaşamına sahip çıkmaya çalışıyor, vatanını istiyor, barışı arıyor. Buluncaya, alıncaya dek yüzünü göstermeyecek.
Dünyayı yaşanmaz kılanlar çocuklardan ne çok korkuyorlar. En çok onları yaralıyor, en çok onları yok ediyorlar. En çok onları susturup küstürüyorlar.
Suskun ve küskün çocukların büyükleri de susturacağına, büyükleri de yok edeceğine inanıyorlar ama olmuyor. Ölümlerde bileniyor, daha bir dirençle mücadele ediyor kalanlar. Karşılaştıkları direnç kızdırıyor yıkıcıları. İçlerinde taşıdıkları yok etme dürtüsü bütün ilkelliğiyle onları kışkırtıp iyice azgınlaştırıyor. Acımasızlıklarında, şiddetin bin bir çeşidine bin ikinciyi ekliyorlar, yetmiyor bin üçüncü, bin dördüncü, bin…
Arkası kesilmiyor. Küçük bedenlerin emeklerini, yetmezse ülkelerini gasp etmek için, her keresinde, kötülüklerindeki yaratıcılıklarına sınır tanımıyorlar, daha korkunçlarını yaratıyorlar.
Oysa paylaşılamayan dünya herkese yeter.
Yazarımızın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla
bize ulaşabilirsiniz.