20 Kasım 1907’de Niort, Fransa’da doğan Clouzot siyaset bilimi okudu ve gazeteci olarak da çalıştı.  18 yaşındayken çalışmalarını yazar olarak sürdürmek için Paris’e taşındı; yazma yeteneği ve tutkusu, sinema kariyerine başlamasını sağladı. Paris’ten Berlin’e taşındı ve bir stüdyoda Almanca metinleri Fransızca’ya çevirdi. 1930’larda Clouzot, kariyerini beş yıl boyunca durduran tüberküloza yakalanana kadar senaristlik yaptı. Sanatoryumda kaldığı süre boyunca film karakterlerinin derinliğini ve karmaşıklığını gösterme zanaatını geliştirdi. On yıl boyunca senaristlik yaptıktan sonra Clouzot’nun yönetmen olarak ilk çalışması The Murderer Lives at No. 21 (1942), The Thin Man’i anımsatan bir polisiye filmidir.

1.Dünya Savaşı sırasında, Clouzot para için Continental Films’de Alman işgali sırasında çok popüler filmler yazdı ve yönetti. Savaşın sonunda Vichy rejiminin devrilmesi üzerine, ikinci filmi –Le Corbeau (The Raven), 1943-  nedeniyle Fransızlar Clouzot’yu Alman işbirlikçi olmakla suçladı ve Fransa’da film yapmasını ömür boyu yasakladı. Diğer tanınmış Fransız film yapımcılarının desteğiyle cezası kaldırıldı ve 1947’de sinema kariyerine devam etti.

Henri-Georges Clouzot Fransa’da psikolojik gerilim filmlerinin en önemli temsilcisidir. Alman dışavurumcular, F.W. Murnau ve Fritz Lang onun üzerinde zengin ve kalıcı bir etki bıraktı.  Filmleri, Fransa’nın sinemadaki en heyecan verici ama paranoyak tasvirlerinden bazılarını sunmaktadır. İhanet, röntgencilik ve bilinmeyenin tedirginliği ile dolu olan sinematik dünyası, karakterlerini kapalı kapılar ardındaki karanlık gerçeklikle yüzleşmeye zorluyor – tıpkı aynı yıllarda Alfred Hitchcock’un Hollywood’da yaptığı gibi.

Fransa’da “Yeni Dalga” yönetmenleri tarafından -filmlerini deneysel bulmadıkları ve çok gişe yapan filmler oldukları için- kabul görmeyen Clouzot, Hitchcock’u derinden etkilemiştir.  Hitchcock “Psycho” (1960) filminde Clouzot’un filmi “Les Diaboliques” (1955) etkilerine açıkça yer vermiştir. Yeni dalgacılar Hitchcock’u severler, ama Hitchcock Clouzot’ya hayrandır.

Fransız şarkıcı ve aktör Yves Montand’ın başrolünde olduğu  “Le Salaire de la Peur” (Korkunun Ücretleri, 1953) şimdiye kadar yapılmış en büyük gerilim filmlerinden biridir.  Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ve Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ile ödüllendirilen bu film, Dunkirk’i çekerken gerilim yaratma yaklaşımından ilham almak için defalarca izlediğini belirten yönetmen Christopher Nolan’ın da favori filmlerinden biridir.

Les Diaboliques” (Şeytan Ruhlu İnsanlar, 1955) filmi sıradan bir taşra sadakatsizlik öyküsünü proto-feminist alt tonlarla ürkütücü bir gerilim klasiğine dönüştürdü. Bu filmi çekmeyi Hitchcock da  çok  istedi. Ama film hakkını  Clouzot aldı. Clouzot  kitabı sanki yeniden yazdı ve yazarlar bile hayran kaldı.

Ama yine de  film, kitabın yazarına (Barbey D’aurevilly) karşı gösterdiği bir saygı olarak, kitaptaki “anlatmak istediklerinin korkusunu ve trajedisini anlatan bir resim, daima ahlakidir.” cümlesiyle başlar.

Venedik’de Altın Aslan kazanan Manon (1949) filmi de Clouzot imzalıdır.

Sinema tarihinin oyunculara karşı en gaddar yönetmeni olarak bilinen Clouzot ilk karısı Véra ile birlikte üç film yaptı. La Verite’nin senaristi de Véra Clouzot’dur. Fakat Véra’nın başrolünde olduğu “Les Diaboliques” filmindeki gibi kalp rahatsızlığı vardı ve 40 küsur yaşlarında vefat etti. Karısının ölümüyle Clouzot  hayata küstü ve Tahiti’ye taşındı. 1960 yılının sonlarına doğru Fransa’ya geri döndü.

Clouzot , 14 yaşında iken tanıştığı Picasso’nun belgeselini de çekti: “Picasso’nun Gizemi”. Bu çalışmada, çizim veya resim görünürken Picasso’nun görünmez kalmasını sağlayan, arkadan aydınlatmalı yarı saydam bir ekran kurar. Böylece seyirci, ilk fırçadan son darbeye kadar, büyük ressamın işinin şekillenmesine tanık olur. Bu belgesel Fransa hükümeti tarafından ulusal bir hazine ilan edildi.

Filmleri, Physco , Dunkirk, Komiser Kolombo’nun ilham kaynağı olan, “Les Diaboliques” filminde çocuk oyuncu olarak yer verdiği Johnny Haliday’daki yeteneği ilk gören, “La Verité” filmi ile Brigitte Bardot’u superstar yapan bu büyük ustayı saygıyla anıyoruz.

 

Kaynakça:

  • Cem Başeskioğlu ile Film Okumaları
  • https://harvardfilmarchive.org/programs/the-complete-henri
  • https://frame.land/
  • https://www2.bfi.org.uk/

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir