furkan Kemer foto
Furkan Kemer


EDEBİYAT DÜNYASINA PANZEHİR SORULAR 2023

2023 yılında yoğun bir edebiyat gündemi yaşandı. Yepyeni kitaplar okurların beğenisine sunuldu. Biz de Panzehir Dergi olarak yayınladığımız metinlerle, söyleşilerle, eleştiri-tanıtım yazılarıyla edebiyat  ve sanat ortamına katkıda bulunmaya çalıştık.
Bu yıl ikincisini yayımlayacağımız Panzehir Sorular’la, yazarların penceresinden bir tür bellek tazelemesi yapmayı amaçlıyor, edebiyat tutkunları için ufuk açıcı olacağına inanıyoruz.
Bir yılı daha geride bırakırken 2023’ün edebiyatını, edebiyat dünyasından isimlere sorduk. Değerli görüşlerini bizlerle paylaşan tüm edebiyat dostlarına teşekkür ederiz.
Yeni yılda panzehriniz edebiyat olsun…

 

Edebiyat eserlerinin değerini hangi ölçüt belirler? Okur mu, satış mı, eleştiri mi, ödül mü?
Bu konuyu çok düşünüyorum. Aklıma gelen ilk şey şu oluyor: Tolstoy öldü; ama tüm dünyada onu okuyorlar. Ve Tolstoy’a sorsak, “Ben öldüm, bana ne bunlardan?” derdi muhtemelen.
Hayatta olmak, okunmaktan, ödül almaktan, satışlardan veya eleştirilerden daha önemli. Ancak edebiyatın kötü bir huyu var; sizi bir tarihe sıkıştırarak değerlendiriyor. O yüzden genel olarak eserlerin değerini belirleyen şey, kendisinden öncekileri ve sonrakileri de hesaba katan, tarihsel bir değerlendirme. O da şu an mümkün değil.
Yine de —solipsizm riskini göze alarak— bana en yakın gelen cevap şu: Edebiyat eserinin değeri biriciktir ve o değeri, o kitabı okuyan biricik okur verir.
Son dönemlerde değerinin yeterince bilinmediğini düşündüğünüz öykücüler ve romancılar var mı?
Türkçe edebiyatı pek fazla okumuyorum ve dolayısıyla takip etmiyorum. Dolayısıyla çeviri kitaplarla gideceğim:Kumerdej’in Fragma’daki öyküleri çok derin meseleleri ele alıyor. Alt metin olarak çok zengin ama umduğum etkiyi yaratmadı ve pek fazla okura ulaşmadı.
Tibor Fischer’in romanları, uzun yıllardır Türkçede var. Ancak o da hak ettiği ilgiyi görmüyor bence.
Alessandro Baricco’nun metinleri de Can Yayınları gibi güçlü bir etiketle çıkmış olmasına rağmen pek fazla dikkat çekmedi. Halbuki Baricco’nun özellikle Okyanus Piyanisti Efsanesi, harika bir eserdir.
2023’te tadı damağımda kaldı dediğiniz o film hangisi?
Chabrol’ün L’enfer (1994) adlı filmi.
Patolojik bir ilişkiyi söz konusu etmenin böyle nevrotik bir yolunu bulmuş olmaları, beni hem kıskandırıyor hem hayran bırakıyor.
Sizce 2023’te edebiyat gündemine damgasını vuran olaylar ve tartışmalar nelerdi?
Yayıncılık sektöründe olduğum için bu konuda çok şey söyleyebilirim. Ancak ben daha kişisel şeyler söylemeyi tercih edeceğim ve bunlar gelecek döneme yönelik ama bu sene gerçekleşmiş şeyler olacak:
Kürşad Kızıltuğ ve Güney Çeğin’in ziyadesiyle yetkin oldukları bir konu olan post-anarşizm için bir literatür oluşturma çabası vardı. Livera Yayınevi, bu literatüre ev sahipliği yapacak. Önemli şeyler okuyacağız.
Esra Kahya’nın, Benim Rüyalarım Hep Çıkar adlı öykü kitabı, İletişim Yayınları’ndan çıktı. Öyküyü oluşturan şeylerin ne olduğuna dair önemli sezgisel ve teknik şeylerin yanında, Kahya’nın öyküleri, anlatısallığı ve mitleri insanın içselliğiyle birleştirerek çok zor bir şey başarıyor.
Son olarak, Fuat Sevimay’ın Moby Dick çevirdiği haberini aldım. Geçtiğimiz Tüyap Fuarı’nda kendisine: “Hocam ne zaman bitiyor çeviri?” dediğimde, çok fazla sürmeyeceğini söylemişti. Bekleyeceğiz artık.

 

Daha fazla Panzehir Söyleşiye  buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir