Çuvallamadan Çuvalı Bırakmak

Merhaba sevgili yol arkadaşlarım.

Bugün çukurlu kuşlu çiçekli yokuşlu yolumun ilk stüdyo gününü  ve sayısız vazgeçme deneyimlerinden ilkini anlatacağım. İlk çaldığım kapı Ankara’nın en bilinen stüdyolarından biriydi çok da kıymetli bir hocadır hatta bugün adını bildiğimiz bir çok yoga eğitmeninin de hocasıdır. Yani camiamızın deyimiyle Hocaların hocasıdır Pınar Enginsu.

Pınar Enginsu — Yogamma

Kapıdan içeri girdiğimde bir çok insan vardı ama sanki bi eksiklik hissettiğimi hatırlıyorum. Kafamda bir dır dır başladı. Ne eksik? Kokusu mu havası mı ne bozuyor beni şu anda? Biraz ilerideki güler yüzlü kadını fark ettim, yanına gittiğimde kısık sesle konuşuyordu ama duyabiliyordum. Beni içeride bir odaya aldı ve dersin başlamasına 30 dakika olduğunu söyledi. 30 dakika bir oda da hiç bir şey yapmadan oturmayı deneyimlemek bir kenara benim üzerine  hiç düşünmediğim bir şeydi. Odaklanacak bir ses aradığımı fark ettim ve beni rahatsız eden şeyin o anki sessizlik olduğunu anladım. Kafamdaki gürültünün bileşik kap kanunundaki gibi eşitlenmek üzere yüzeye çıktığını hatırlıyorum. Hemen cep telefonumu elime alarak kurtardım kendimi o andan. Bir süre sonra da ders başladı.

Çoğumuz gibi benim de huzur deyince gözlerimi kapatmak geliyordu içimden dersin başında ayaktaki pozlarda dikkatle dinledim ve yerdeki pozlarda kapatıverdim gözlerimi. Bütün pozları yapabileceğimin en mümkün haliyle yapmama yardım eden asistanlar vardı, arada bir gelip dokunuyorlar sonra ben düzeltince gidiyorlardı. Öyle rahatlatıcı bir dokunuştu ki bilerek yanlış yapmayı bile düşündüm. Biri tarafından desteklenmeye olan ihtiyacım da o sırada çıktı ortaya. Pınar Hocadan yoga yaparken gözlerinizi kapatmayın yoga farkındalığın pratiğidir yönlendirmesi geldi. Fark etmekten korktuklarım göz kapaklarıma oturdu birden bin bir bahane uydurdum kendime açmamak için ve tabii ki otorite korkusuna yenilen bahanelerimde araladım gözlerimi. Bir an duygumun ete kemiğe bürünüp ortalıkta dolaştığını hissettim. Ders bittiğinde fiziksel iyilik halim yerinde sayılırdı ama duyguların başına ne geldiğini anlayamadım ve oturdum bir banka biraz düşündüm.

Kaçmakta ustalığım hemen devreye girdi tabii ve dedim ki, geç kaldın kızım ne yogası kendini anlamaya kalkarsan işleri kim yapacak kim para kazanıp büyük şirketlerde tebrik mailleri alacak. Sen değil misin ofisine tebrik çiçekleri almaktan çok mutlu olan! Buraya yoga yapmak için geleceksin kolun bacağın incinecek rapor alıp performansını etkileyeceksin ne yogası hadi git kendine yeni bir araba bak borcunu öderken derdin falan kalmaz. Kendini de bir sonraki hayatında anlarsın nasıl olsa 7 ömür yaşıyormuşuz,  biri de böyle olsun.

 

Çocukluktan öğrendiğim bir alışkanlığımın sonucuydu bu. Başaramayacağın kahramanlığını ilan edemeyeceğin işe kalkışmamak. Her yaptığım şeyde dünya starı olma beklentim. Elbette ki bu süper muhteşem çok şaşalı olma arzum yoga gibi bir çok konuda da beni adım atmaktan uzaklaştırdı. Muhteşem olmayacak diye resim yapmaktan, kurdeleyi ilk göğüsleyen olamayacağım için yarışa katılmaktan caydım çoğu zaman. Seni yapmak istediklerinden neler alıkoyuyor? Mükemmel işler yapmak yerine elinden geleni yapmaya niyet etmek nasıl bir tavır olurdu?

Kendine şefkatli olmak buralardan başlıyor olabilir mi? Hadi biraz paylaşalım mı  bu konuda aklında geçenler yöntemlerin neler ? Yada kendinde fark ettiklerin ?

irmakftra2@gmail.com adresine yazabilirsin belki paylaştıkça duyguları sarıp sarmalamak  için yeni kapılar açılır.

2 thoughts on “Çuvallamadan Çuvalı Bırakmak/ Irmak Fatura/ Yoga Güncesi

  1. Sema Arslan dedi ki:

    Güzel bir anımsatma,teşekkürler.

  2. Birsen Karaloglu dedi ki:

    Samimi çağrınız için teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir