Shirley Jackson’ın Karanlık ve Büyüleyici Dünyası

Shirley Jackson'ın Karanlık Öyküleri: Piyango | Artful Living

Çağdaş Amerikan Edebiyatının önemli yazarlarından Shirley Jackson’ın 1948 yılında yayımlanan Piyango isimli öyküsünün  New Yorker dergisi tarihindeki en çok tepki çeken yayınların arasına girmiş ve kışkırtıcı bulunduğu için pek çok yerde yasaklanmış olduğunu duyunca Piyango ve Diğer Öyküler (Siren Yayınları 2020, Çeviren: Berrak Göçer) isimli öykü kitabını elime aldığımda en sonda bulunan Piyango öyküsünü okumakla başladım. Çok etkileyici bir öykü olduğuna katılıyorum, en az diğer öyküleri kadar. Öykü kitaplarında genellikle beni en çok etkileyen, vurucu bulduğum birkaç öykü olur ve kitabı onunla hatırlarım. Jackson’ın öykülerinde ise hepsinden aynı ölçüde etkilendim. Kitapta diğerlerine göre daha sönük kalan bir öyküye rastlamadım. Büyük bir ustalıkla kaleme alınmış ve muazzam bir emeğin ürünü oldukları ilk okuyuşta anlaşılıyor.

Öyküler okurken insanı yormuyor fakat okuduktan sonra üzerinde düşündürüyor. Merak unsuru her zaman var ve çok akıcı metinler. Burada çevirmenin başarısını da kutlamak gerekir. Çeviri eserleri okurken hafif bir gerilimle başlarım, ne mutlu ki bu kitapta en ufak bir çeviri kokusu dahi gelmedi burnuma.

Öykülerin odağında günlük hayatta karşılaştığımız belki kanıksadığımız şiddet var. En yakınımızın, komşumuzun, iş arkadaşımızın, tesadüfen karşılaştıklarımızın uyguladığı veya bizim başkasına farkında olarak veya olmayarak uyguladığımız kimi zaman açık çoğu zaman kibarlığın arkasına saklanmış zorbalıklar var öykülerinde. Güllük gülistanlık bir ortamda, sevimli diyaloglarla başlayan bir öykünün, karakterlerden birinin karanlık bir yönünün ortaya çıkmasıyla tuhaf bir yöne doğru ilerleyeceğini tahmin edebiliyor fakat neler olacağını çok da öngöremeyeceğimiz için merakla okuyoruz. Karakterler çoğunlukla kadın. Yalnız veya yalnızlaştırılmış kadınlar, hayalleri gerçekleşmemiş, umduklarını bulamamışlar.

Yazar, mekanları da bir karakter gibi kullanıyor. Klasik edebiyatta kimi zaman sehpanın üstündeki tabağa kadar anlatılmasını bir parça sıkıcı bulduğumu itiraf ediyorum fakat Jackson’ın tasvirlerinde her bir detay, hikaye ve karakterle ilgili bir ipucu da barındırdığı için ilgimi canlı tutuyor. Özellikle renkleri kullanmasını çok hoş buldum. Hem gerçeklik duygusu yaratarak mekan bir tablo gibi gözünüzün önünde beliriyor, hem de ruh hallerini hissedebiliyorsunuz. Kurgu yazma hevesinde olanlar için özellikle mekan konusu çalışmalarında örnek alınabileceğini düşünüyorum.

TAMAMLANDI] ÇEKİLİŞ: Shirley Jackson'ın Seti (Piyango, Tepedeki Ev ve Biz Hep Şatoda Yaşadık) - Kayıp Rıhtım - Kayıp Rıhtım Forum

Yazarın en bilinen Tepedeki Ev (Siren Yayınları, çeviri: Dost Körpe) isimli romanı, perili ev temasının çekim gücü sebebiyle de olsa gerek defalarca beyaz perdeye ve son dönemde dijital bir televizyon kanalında dizi filme uyarlandı. Perili ev teması normalde hiç ilgimi çekmez ancak bu romanda büyük bir fark var. Romanda daha çok yine bir kadın karakterin ruh hallerine, yalnızlığına, kendini değersiz buluşuna odaklanıldığı için peri hikayesi kenarda kalıyor bana göre.

Biz Hep Şatoda Yaşadık (Siren Yayınları, çeviri:Berrak Göçer) isimli diğer romanı, insanlardan uzak bir köşkte yaşayan ve küçük kardeşin ev ihtiyaçları için belirli günlerde kasabaya yürüyerek gidip gelmesi dışında kesinlikle kimseyle görüşmeyen, dışarı adımlarını dahi atmayan iki kız kardeşin hikayesini anlatıyor.

Kırk sekiz yaşında kalp yetmezliğinden ölen yazarın özellikle son yıllarında paranoyasının arttığı, agorafobiden mustarip olduğu ve aylarca evinden çıkmadığı biliniyor. Kimi öykülerinde de agorafobisinin etkileri hissediliyor. İnsanlar arasında, kalabalıklarda, kapalı yerlerde sıkışma kaybolma endişesini gerçekçi detaylarla aktarıyor. Yazarın yaşam öyküsüne kısaca göz attığımızda; okula başladığı çağdan itibaren topluma uyum sağlayamayıp, yazmaya başladığını, bir edebiyat eleştirmeni ile evlenip dört çocuğu olduğunu öğreniyoruz. Yaşamı boyunca yazdıklarına dair konuşmayı, söyleşileri reddetmiş olan yazar hakkında, yaşadığı dönemde, insanlardan uzak durması ve eserlerinin şok edici etkisi sebebiyle cadı, büyücü olduğuna dair çeşitli söylentiler çıkarılıyor. Psikolojik sorunları nedeniyle kolay bir hayat yaşamadığı tahmin edilebilir elbette. Bu zorlu yaşamın ödülleri ise ortaya çıkardığı birbirinden güzel edebi ürünler. Okuyalım…

Ayşegül Gezgin

 

1 thoughts on “Shirley Jackson’ın Karanlık ve Büyüleyici Dünyası/ Ayşegül Gezgin

  1. Birsen Karaloğlu dedi ki:

    Sizin kitap tanıtımlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum. Gene hiç okumadığım bir yazarla çıkageldiniz. Hem de 3 kitapla birden. Öykü kitabından başlarım herhalde.

    Hani derler ya! “Travması olmayan iyi yazamaz.” Bu düşünceye çok katılmak istemiyorum ama son dönemde okuduğum metinleri yazanların dönüp özgeçmişine baktığımda ya çocukluğunda çok ağır bir travma yaşadığını ya da doğuştan pskilolojik sorunlar getirdiğini görüyprum. Tesadüf mü bilemedim. Tanpınar, Gogol, Aytmatov hepsinin özgeçmişi zorlu bir yaşamı anlatmakta

    Siz çok popüler olmayan yazaralrı tanıtmaya devam edin lütfen. Bana yeni ufuklar açmaktasınız. Çok teşekkür ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir