ZÜRAFANIN BİLDİĞİ: BİZİM BİLMEDİĞİMİZ
Gamze Güller’in Şubat 2024’te Everest Yayınları’ndan çıkan Zürafanın Bildiği adlı öykü kitabı toplam on üç öyküden oluşuyor. İçinde çeşitli hayvan öyküleri de yer alan kitap, başlığına selam çakan bir Kızılderili atasözü ile açılıyor: “Her hayvan sizden daha fazlasını bilir.”
Bizler, yani konuşan hayvanlar ya da yalnızca kendi konuştuklarımızı anladığımız için türümüz dışındaki tüm canlıların bir dili olmadığını, konuşmadığını varsaydığımız ve anlamaktan uzak durduğumuz için doğanın dışına düşen hayvanlar, bu bilgilerden mahrum kalalı yüzyıllar oldu. Bu yüzden dünyanın ateşi çıktı. Bu yüzden denizler her geçen gün daha yüksek. “Kafes” öyküsünde olduğu gibi belki bir gün ansızın daha da yükselecek ve tüm kafesleri parçalayacak. İçimizden yalnızca yüzmenin derin bilgisine sahip olanlar sularla birlikte yeni bir yolculuğa çıkacaklar.
Gamze Güller, bu kitabında öykünün tüm bam tellerine basıyor demek hiç abartı olmaz. Kahramanın ağzından anlatımdan tanrısal bakış açısına, dramatik olay örgüsünden deneysel olay örgüsüne, diyaloglardan bilinç akışına adeta uçuşa uçuşa, yazmanın arka bahçelerini görmüş bir yazar coşkusu ve heyecanıyla yazıyor. Okuru da bu heyecanın içine çekiyor.
“Danse Macabre” öyküsü bu anlamda kitapta yer alan öykülerin hepsinin mikro evreni gibi. Tanrısal bakış açısı ile başlayıp öykünün tüm kahramanlarının iç sesi, bilinç akışı ile devam ediyor. Aynı minibüste aynı yöne yolculuk eden bireylerin birbirleriyle çakışan, birbirlerinden tamamen farklı olan iç dünyalarını çarpıştırıyor Güller ve her olayın algılandığından nasıl da farklı olabileceğini gösteriyor.
Öykülerinde bireyin günlük yaşam ve dayatılmış toplumsal normlar içimde sıkışmışlığını da işleyen Güller, her şeyi kuşatan ve bireyin kaybolma ihtimalini dahi yok eden dijital dünyanın en basit yaşamsal alanlara nasıl sızdığını da gösteriyor. Bu saptama, Peter Weir’in yönettiği The Truman Show filminde işlenen kurmaca ve gerçeğin sınırlarının olup olmadığı, bireyin kendi hayatının üstündeki kontrolünün ne olduğuna dair tartışmayı hatırlatıyor. “Evimin Yolu” ve “Lubyanka’da İnemeyen Köpek” öykülerinde belirginleşen bu duygu, insanın nasıl da kendine rağmen kaybolamadığını, nasıl da verili bilgi tarafından biçimlendirildiğini gösteriyor.
Hem kullanılan anlatım teknikleri hem de dinamik dili ve öykü izlekleri açısından okunası bir kitap Zürafanın Bildiği. Öykü sanatının inceliklerini metinler üzerinde görmeleri bakımından genç öykü yazarları için de öğretici bir kaynak.
Diğer analiz yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.