URMİYE TERAPİSİ
sessizlikten sonra uçtu flamingolar
bir mezarlık kaldı
ayaklarının altında
beyaz bir resim tuvali…
ben Bob Ross!
sizinle bu ak kaostayım
elinizdeki fırçayı tanrı gibi tutun
hayal paletinden lacivert mavisini seçin
gök yüzü boşluğuna
maviyle başlayın.
özgür bırakın kendinizi
siz bu dünyanın yaratıcısısınız
evet! bu sağ köşede
bir bulut yaşıyormuş belki.
bir az titan beyazı katıyoruz
yumuşacık darbelerle
beyaz bir bulut doğuyor
bakın, böylece…
arkadaşsız… kimsesiz bir bulut
kesin darılacak bulutumuz
öyleyse küçük, mutlu, bulutlar çiziyoruz
döndürerek fırçamızı
bu resim, boyalı bir hafıza,
siyah- beyaz bir gelecek resmidir;
bir az geçmişe dalalım
unutmayın sakın
deniz varmış buralarda
sakın unutmayın
urmu mavisi diye bir boya var
fırçanızı urmu boyayın
hiç bir sınır yoktur
bırakın hayat su gibi aksın
urmu gölü var imiş diye düşünün
sakin bir gölün kıyısında olduğunuzu düşünün…
«bu an, burada» tekniğiyle
fırçamızla dünyaya dokunuyoruz
sağdan sola
soldan sağa
yeşil bir huzur
mavi bir özgürlükle
deniz döşüyoruz tuzlağa
dalgaların sesini de çiziyoruz
havanın serinliğini de.
derin bir nefes alın
aldığınız bu nefeste
gölün mavi kokusu var
başınızı kaldırıp
göy yüzünün maviliğine bakıyorsunuz
burnunuzla havanı içinize solup,
«mavi göl»
diyerek veriyorsunuz.
eveet! şimdi, burada
denizin ortasında bir ada var
adını mutluluk koyun
bir gemi var
nuh gemisi
bütün varlığı kurtaracak bir gemi,
hiç bir şey olanaksız değil,
yağmur yağacak bir azdan
-hayır.. yağmuru unutun
düşünmeyin
hayalınızı o kadar da özgür bırakmayın
asit yağmurunu unutun
tuz kasırgasını düşünmeyin
dikkatiniz dağılmışsa
tekrar nefes almağa,
mavi göl kelimesine odaklanın
flamingo yerine ebabil koymayın
tuz yerine siccil koymayın
hiç bir şey olmamış gibi davranın
hayal edin; bulut gibi savuşur gerginlikleriniz
sessizliği dinleyin
hayal edin mutlusunuz…
bir dakikalık sükut, ölüm egzersizidir
bir dakikalık sükuttan sonra
uçtu flamingolar
şehrin üstünde ses duvarını sındırdılar
ses insanların başına düştü.
sükutla anılan ölülerin sesi doldu şehre.
ben Bob Ross!
kanserden ölmüş,
bir doğa ressamıyım
Zaman Paşazadə, 1979 yılında Azerbaycan asıllı bir ailenin çocuğu olarak Tahran yakınlarındaki Kerec şehrinde, Azerbaycan’da doğdu. Muğan’daki Şehriyar Edebiyat Derneği’nin merkez konsey üyesi olarak, yönetici gibi görev yaptı. Halen İran’da yaşamaktadır.
Kitapları:
Aynada öl-dirilmek (Şiir)
Dünya Şiir Antolojisi (ortak çeviri): Alt şift şiir. İsa Zeyni ile birlikte
Fotoğraftan Asılmış Duvar
Bob Norman Ross, Amerikalı ressam ve televizyon programcısıdır. Kamera karşısında çok kısa sürede doğa resimleri yaptığı Resim Sevinci programıyla tanınmıştır.
Diğer Panzehir şiirlere buradan ulaşabilirsiniz.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.
Bob Ross…
Kucağından omzuna hızla hareket eden sincabıyla,
Kıvırcık saçları ve korkusuzca tuvale diktiği kocaman ağacıyla,
Sakin, mütebessim
Ve pazar günlerinin hoş misafiri…
Eskitilmiş zaman karesinden geleceğe taşan ressam… Selamlar saygılar Lokman, dostum