İnsanın Kendi ile Sınavı
Tekrar merhaba sevgili okur.
İçinden geçtiğimiz bu zor süreçte yazacaklarımın sizlere küçücük de olsa bir ferahlık vermesini dilerim. Yaşanan olaylar hepimizin inançlarını, düşüncelerini, benliğini farklı boyutlarda sarstı. Çoğumuz erişemediğimiz, elimizin uzanamadığı ve gücümüzün yetmediği bir acının uzaklardan paydaşı olduk. Bütün bir hafta boyunca içimde uyanık olan kavramlar acı, şaşkınlık ve yetersizlik idi. Kendi zihnimde, çözüm tarafına nasıl geçebilirim diye büyük mücadele verdim. Bir kez daha insan merkezli dünya yaşamımızın artık miadının dolduğuna, daha evrensel bir bakış açısına evirilmemizin zamanının geldiğine kani oldum. Ve bolca isyan ettim.
İnsan olmaya devam edebilmek. Gezegenin yaşadığı sıkıntılardaki rolümü ve sorumluluğu basitçe kavrayabilmek, kabullenmek. Daha çok bilinçlenmek. Daha çok özgürlük. İçimdeki bu fırtınalı süreci oğlumla paylaştığımda bana Prometheus’un yargılanmasını hatırlattı. Doğru ya, insana bilinci ve özgürlüğü anlatan Prometheus. Ateşi insanlara armağan eden titan. Bilge Kahin.
Prometheus’un İsyanı
Yunan edebiyatında Prometheus ve onun öyküsü yazardan yazara değişen farklı yorumlarla karşımıza çıkar. Ben en çok Aiskhylos’un ‘Zincire Vurulmuş Prometheus’ tragedyasını severim. Eski Yunanca aslından Furkan Akderin tarafından dilimize kazandırılmış bu tragedya Prometheus ve Zeus arasındaki erk kavgasını ve bu ilişkinin neredeyse politik doğasını daha çok vurgular. Bu sebeple ben bu eseri baz alacağım. Prometheus, Titanların soyundandır. Zeus’un kuzenidir. Atlas, Meneitos, Epimetheus’un kardeşidir. Annesi kimi geleneklerde Asia kiminde Kyleme’dir.
Prometheus bir kahindir.
Zeus’un bir gün tahttan ineceğini bilir. Bir titan olarak sahip olduğu akıl Zeus için çıldırtıcıdır. Zeus, akıl gücünün sahibidir. Öyle kalmalıdır. Kendinden başkasının bunca akla sahip olması fikrine karşı zehirli bir öfke besler. Çünkü Zeus bu akıl gücü sayesinde dünya egemenliğini ele geçirmiştir. Prometheus boş durmaz. Zeus’u delirtmek için elinden geleni yapar. Aklını, geleceği görme yetisini Zeus’u kandırmak ve küçük düşürmek için kullanır. Prometheus, başından beri Zeus’a karşıdır. Titanların öcünü almak, Olimposluların egemenliğine son vermek ve insanların egemenliğini sağlamak için planlar yapar.
Prometheus’un devrimi üç aşamada gerçekleşir.
İlkin kurban konusunda Zeus’u kandırır. İnsanların Zeus’a sunduğu bir kurbanı alır ve ikiye ayırır. Derisinin bir bölümünün altına iç yağları ve kemikleri saklar. Diğer tarafa kalan etleri ve iç organları koyar. Zeus’a bir taraf seçmesini söyler. Zeus, tarafını seçer. Ve seçtiği tarafta sadece iç yağlar ve kemik vardır. Zeus bu işten çıkar sağlayan insanlara ve onu küçük düşürmeye çalışan Prometheus’a çok kızar. Ateşi saklayarak insanları cezalandırır. Evrenlerin, tanrıların ve insanların yüce tanrısı Zeus bir oyuna geldiğini bile bile karşı çıkamamış, Prometheus’un aklına yenik düşmüştür. Prometheus Zeus’a karşı savaşında ikinci hamlesini yapar. Ateşi çalıp, insanlara verir.
Kimi kaynaklarda ateşi güneşin tekerleğinden ateşin tohumlarını çalar, kimine göre Hephaistos’un demir ocağından çalar. Zeus’un gözünü öfke bürür. İkinci kez küçük düşürülmüştür. En önemli vasfı olan akıl gücü sorgulanır hale gelir. Akıl gücü devre dışı kalınca kaba kuvveti de eski gücünü yitirir. İnsanların gözündeki mutlak gücü sarsılmıştır. Ateşin insanlara armağan edilişi aslında akıl gücünün insanlara bahşedilmesidir. İnsanlar artık sorgulama, yargılama yetilerine sahiptir. Zeus, mutlak gücünü yitirmiştir. İnsanlar ona ister tapar ister tapmaz. Onun zafiyetini görmüş ve artık ondan korkuları kalmamıştır. Bunun üzerine Zeus insanların üzerine ceza olarak Pandora’yı gönderir. Prometheus’u da çelik zincirlerle Kaukasos dağına bağlar. Ve ölümsüz karaciğerini yemesi için başına bir kartal musallat eder. Kartal her yeni gün gelip Prometheus’un karaciğerini yer, ama karaciğer kendini tekrar yeniler.
Tragedyanın yargılama bölümünde Prometheus’un savunması uygar insanlığın çok önemli iki ilkesine vurgu yapar. Bilinç ve özgürlük. Ateşin çalınması suçunun incelikli bir düşünme ve değerlendirme sürecinden sonra bilinçle işlenmiş bir suç olduğunu, bunu değiştirmeyeceğini ve kendi ilkelerine, inançlarına sadık kalmak için gereken çileyi çekmeye hazır olduğunu anlatır. Tragedyayı Hesiodos’un öyküsünden okuyanlar için bu devrimci ses daha az duyulur. Aiskhylos’un anlatımı, Zeus ve Prometheus kavgasını bir zorba ve ona direnen ilkeli bir sesin dinamikleri içinde ele alır. Bir dizi olayla Prometheus kurtulur. Cezası hafifler.
İnsan ateş sayesinde medeniyete kavuşmuştur. Artık aklın ve ateşin sahibidir. Onu ateş aracılığı ile bilinç ve özgürlüğe davet eden Prometheus ve Zeus insanların öykülerinde daha az görünür olurken insanın ateşle sınavı hala devam etmektedir. Ateşin insanlığa armağan edilmesi, dolayısıyla bilginin ve özgürlüğün bahşedilmesi artık zorbaların, efendilerin çağının bittiğinin işaretidir. İnsanlık böylece kendi vicdanı ile baş başa kalır. Bu mitostaki ihanet ve başkaldırı temaları pek çok başka yoruma açık elbet. Sizlerde farklı yazarlardan okuyup kendi yargılarınıza özgürce varabilirsiniz. Ne de olsa insanın kendi kaderinin efendisi olmasının tek yolu aklını kullanabilmesidir.
Prometheus koca titan, kimi versiyonlara göre Gaia’nın oğlu. İnsanlara ateşi armağan eden tanrı. Zeus tarafından koca bir kayaya zincirli bir halde olsa da o özgürlüğün, düşüncelerinin ve bilincinin sayesinde özgürdür. Zeus, kendi kaba kuvveti ve tiranlığının kölesidir. Aiskhylos’un bu muhteşem tragedyası günümüzde gezegen ile savaşa girmiş insan aklına muhteşem bir uyarıdır bence. Ve bize tekrar tekrar gücümüzün özgürlüğümüz ve vicdanımızda olduğunu hatırlatır.
Bugün bir kez daha ateşle imtihanımızı verirken neyi seçiyoruz? Konforlu yaşamımızdan ödün vermemek için saklanmayı mı, yoksa gezegenimizle uyumlu bir yaşama geçmek için gereken sorumluluğu almayı mı? Tam da Birleşmiş Milletler iklim raporunda insanlığın iklim üzerinde zararlı etkisinin ‘gerçek’ olduğu kayıtlara geçmişken. Raporda ‘insanların gezegeni ısıttığı tartışılmaz’ ibaresi kullanılmışken şunu hatırlayabiliriz. Ateş sayesinde elde ettiğimiz medeniyetimizi yine ateşler içinde kaybetmeye razı mıyız? Kırmızı sınırı geçtiğimiz gerçeğini kabul edip çözüm tarafına geçebilecek miyiz? Yoksa, erk savaşlarının kaderimizi belirlemesine izin mi vereceğiz?
Çevremizi saran tüm karanlığa rağmen ruhlarımızın aydınlık olduğu bir hafta olsun.
Kaynakça:
Aiskhülos ‘Zincire Vurulmuş Prometheus’ – Mitos Boyut Tiyatro yayınları 1. Baskı 2009
Azra Erhat ‘Mitoloji Sözlüğü’ – Remzi Kitabevi 4. Baskı 1993
Pierre Grimal ‘Mitoloji Sözlüğü Yunan ve Roma’ – Sosyal Yayınları 1. Baskı 1997
Korhan Kaya ‘Hint Mitoloji Sözlüğü’ – İmge Kitabevi 2.Baskı 2003
Joseph Campbell ‘İlkel Mitoloji’ – İmge Kitabevi 2. Baskı 1995
Çok güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık sevgiler