sedef ergürbüz
Sedef Ergürbüz

TSVETAYEVA VE KOLLWITZ’İN ÇIĞLIKLARI

 

Her insan hayatının belli dönemlerinde acıyla yoğrulmuştur. Çoğu zaman acıyı bireyselleştiririz, sanki sadece kendimiz yaşıyormuş gibi.  Oysa din, dil, ırk, statü, zaman ve mekân gözetmeyen acı, değişik zamanlarda her insanı ayrı ayrı ziyaret eder. Tabii bir de savaş, doğal afet, salgın gibi felaketlerin yarattığı kolektif olarak yaşanan eş zamanlı acılar var. Bunlara dayanma direncimiz her birimizde farklı. Etkilenmelerimiz ve dışavurum şekillerimiz de.

 

“İnsan tarihin öznesidir, değişir değiştirir” der Karl Marx!
Moskovalı Rus şair Marina Ivanovna Tsvetayeva (1892-1941) ve Kaliningradlı Alman ressam, heykeltıraş, baskı ve gravür sanatçısı Käthe Kollwitz (1867 – 1945), tarihin öznesi olabilmiş iki kadın sanatçı. Her ikisi de hem I. hem de II. Dünya Savaşı’nı görmüş, sanayi devriminin olumsuz koşullarına maruz kalmış bir kuşaktan. İkisi de sanatlarıyla insanlığın kötüye gidişini durdurmaya çalışmış, farklı eserlerle benzer çığlıkları atmışlar.

 

Neydi Bu Çığlıkların Kaynağı?
6 yaşında şiir yazmaya başlayan Marina Ivanovna Tsvetayeva, henüz 18 yaşındayken Voloşin, Gumilyov ve Bryusov gibi dönemin önde gelen Rus şairlerinin ilgisini çeken Bir Akşam Albümü (1910) adlı ilk şiir kitabı yayımlandı. Moskova’da yaşanan kıtlık döneminde, 1919 yılında küçük kızı yetimhanede açlıktan öldü. 1922 yılında Sovyetler Birliği’nden ayrıldı. Önce Berlin, sonra Prag ve sonunda Paris’te yaşadı. Yoksulluk içinde geçen bu yıllarda şair Rainer Maria Rilke ve Boris Pasternak ile iletişime geçti. 1939 yılında Sovyetler Birliği’ne geri döndü. Ve ne acıdır ki ülkesine dönerken Pasternak’ın bavulunu bağladığı iple, 1941 yılında kendini astı. Stalinci rejimin baskılarına dayanamamıştı.
Litografi (taş baskı), ksilografi (ahşap baskı) eserleriyle tanınan Kaliningradlı Alman ressam, gravür sanatçısı ve heykeltıraş Käthe Kollwitz, Prusya Sanat Akademisi’nin ilk kadın üyesi ve ilk kadın profesörüdür. O da eserlerinde tıpkı Tsvetayeva gibi insanlığın büyük acılarını anlatmıştır.
Dışavurumcu resim anlayışını oldukça iyi özümsemiş ve yaşadığı dönemi özellikle taşbaskı eserlerinde ilmek ilmek işlemekten kaçınmamış, korkusuz bir ressam olan Kollwitz, dünya savaşları ve sanayi devrimi sonrası oluşan kötü koşulları anlamamıza yardım eden ender sanatçılardan biridir. Toplumsallık; aslında gerçekçi sanattan ilham alarak seçtiği konuları bir sorunsala yükselttiği ve bunları yapıtının odak noktasına yerleştirdiği oranda “Toplumsal Gerçekçi” sayılabilir.

( Kathe Kollwitz, “Köylüler Savaşı” serisi, 5. Yaprak,1902/3, Gravür)

Emile Zola’nın Germinal adlı romanı da Kollwitz’i etkileyen eserler arasında yer alır. Kollwitz bu eserden yola çıkarak maden işçilerinin zorlu yaşam koşullarını işlediği desenler çizmiştir.
Bu desenler yaşadığı döneme ve toplumun yoksulluğuna bir başkaldırıdır. Zola’nın Germinal’de betimlediği sahnelerinin Kollwitz gravürlerinde yer bulması tam da bu nedenden kaynaklanır.

 

“Tohum Öğütüldü Ama Un Olmadı”
Bu söz reşit olmayan gençlerin silahaltına alınmasını protesto ettiği afişin sloganıydı. Savaş karşıtı Käthe Kollwitz, I. ve II. Dünya Savaşları’nı çevreleyen çalkantılı dönemlerde kendisini Almanya’da tanık olduğu sosyal ve politik adaletsizlikleri tasvir etmeye adadı. 1903 yılında Ölü Çocukla Kadını yaptıktan 11 yıl sonra -tıpkı resmettiği gibi- Birinci Dünya Savaşı’nda 18 yaşındaki oğlu Peter’i kaybetti.

 

(Kathe Kollwitz, Ölü Çocukla Kadın, 1903, gravür baskı)

Kollwitz oğlu Peter’in de gömülü olduğu Belçika’daki Alman askeri mezarlığının kapısında bulunan Yastaki Ebeveynler isimli heykeller üzerinde yaklaşık 15 yıl çalıştı. Yas tutan anne ve baba heykelinde, kendisi ve eşi Karl Kollwitz’i betimledi.

(Kathe Kollwitz, Kederli Ebeveynler, Vladslo Alman savaş mezarlığı , Belçika)

Kollwitz yaşadığı bu acılardan bahsederken günlüğüne şöyle yazıyordu:
“Eğer bana bir seçenek verilseydi Peter’in hatta Hans’ın yerine ben ölebilirdim. Peter, henüz toprağa ekilecek bir tohumdu gömülecek değil.”
 
Çığlıklar!
Gelin eserleri eşliğinde bu iki muhteşem kadının, Tsvetayeva ve Kollwitz’in çığlıklarına hep birlikte kulak verelim.

(Käthe Kollwitz “Almanya’nın Çocukları Açlıktan Ölüyor” litografi, 1924)

“Sen ki sevgili hayat!
Açgözlüsün ama!
Unutma yaslananı
Sağ omzuna.”
(Marina Tsvetayeva, 12 Haziran 1922)

(Käthe Kollwitz, Anneler, litografi, 1919)

“Göğsüme bebeğim, sokul:
Doğum – günlere düşmektir.
Bulutların ardındaki hiçbir yer kayalarından,
Bebeğim,
Nasıl düştün böyle aşağılara!
Bir ruhtun sen, şimdi tozsun.”
(Marina Tsvetayeva, 17 Mayıs 1923)

(Käthe Kollwitz, Çocuklarıyla Ölüme Giden Kadın, ksilografi , 1923)

“Azrail! Aysız gecelerde
Ve yıldızsız, yollar kördüğüm.
Bu ağır mı ağır saatlerde
Sana yük olmayacağım…
Azrail! Çıkışsız gecelerde
Ve yıldızsız: Maskeler düşmüş!
Bu ağır ağır soluyan saatte
Sana çok olmayacağım…”
(Marina Tsvetayeva, 16 Şubat 1923)

(Käthe Kollwitz, Dul II, ksilografi , 1923)

“Kimdir sadık olan, ölüm sadıktır.
Evet. Ama zannedildiği gibi herkese değil.
Ölüm benim sol yanımda, sen
sağımda. Ölüme benziyorsun sen de…”
(Marina Tsvetayeva, Sonun Şiirleri’nden)

(Käthe Kollwitz, Dul II, ksilografi , 1923)

“Çocuklar – çok korkmuş gözlerle bakıyorlar,
Yaramaz bacaklar ahşap bir zeminde,
Çocuklar – kasvetli motiflerde güneş
Mutlu bilimler dünyasının Hipotezleri…”
(Marina Tsvetayeva, Küçük Dünya şiirinden)

(Käthe Kollwitz, Ebeveynler, ksilografi , 1921/22)

“Şanslı insanlar gözyaşı döküyor
Dökerek onları ikimize de
Böylece kendilerini daha iyi hissedebiliyorlar.
Sonra gözyaşı lekeli yüzlerini duruluyorlar.
Bütün kirli sular
Geçmişin üzüntülerinden kaynaklanıyor!
Biz onları sonsuza kadar taşırız
Böylece unutabilirler.”
(Marina Tsvetayeva, Akış şiirinden)
Bu çığlıkları unutmamamız dileğiyle…

Dış bağlantı:

Kollwitz hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler okurlarımız için;

 

“ACININ RESMİNİ YAPMAK, KÄTHE KOLLWİTZ RESİMLERİ ÜZERİNDEN BİR BAKIŞ – Özlem Tekdemir DÖKEROĞLU” makalesine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

 

 

Kaynakça:

  1. Rusya’dan Sonra – Marina Tsvetayeva, 160. Kilometre Yayın Dizisi
  2. Kaçmayalım Cehennemden, Marina Tsvetayeva, Artshop Yayıncılık
  3. Umberto Arte ile Sanat – I, 19. Baskı, Destek Yayınları

 

Yazarımızın daha önceki yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazımızı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Related Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir