KARANTİNA GÜNLERİ-( 5 )/ İskender Elverdi
Sevgili günlük… Güne iki yaprak beyaz kağıda sarılarak izole edilmiş Sözcü
gazetesini alarak başladık… Bu bana yandaş gazetelerin de sadece on iki yaprak beyaz kağıt halinde okuyucuya sunulması halinde çok daha yararlı olacağını anımsattı…Bu halleriyle kimseye bir faydaları yok zaten…
Yardımcı kızımız, bize iki dolmuş, bir metro mesafede olduğundan, dolayısıyla enfekte olmadan bize ulaşması mümkün bulunmadığından, ancak kendisine araba alırsam (ehliyeti var, yeni aldı) sağlıklı bir şekilde gidip gelebileceğinden, bu da maliyeti oldukça arttıracağından, onu bir süre gelmemesi, başımızın çaresine bakabileceğimiz konusunda ikna edip, günlük yaşantımıza döndük…
Bugün eylem listemizde bahçe gezisi yok. Bir çıkalım 5 dönümlük bahçede kimseye rastlamadan, kimseye yakalanmadan gezeriz demiştik geçenlerde… iki de foto koyduk…Aboooov, bir sataşma…bir hasetlik, bir gıybet, pişman olduk çıktığımıza çıkacağımıza…Halbuki sitenin deneticisi benim, mayısta da genel kurula rapor sunucam… Bana niye görevini yapmadın diye tenkit yöneltenlere karşı, face’deki sizlerin yorumlarınızı gösterecem …hadi bakalım günahı boynunuza artık ;))
Sağlık Bakanımızın; herkes kendi “O hal” ini kendi halletsin sözünden aldığım güç ve kuvvetle “O hal” ilan edip uzaktan kumandaya el koymak, kereviz, şalgam, kırmızı lahana, brokoli ve ıspanak tüketimini kısıtlamak, yerine mantı, çiğ börek, kıymalı pide imalatına hız vermek, ev işlerini yasaklamak ve benzeri talimatları tam yazılı hale getirip, evde ilanen tebliğ edecekken, Fatoşun “Ohal”ine takılıp, banyoda karantinaya tıkıldım…Allahtan, akşama doğru kızım Gülçin uğrayacak bize, o beni kurtarır…
Herşeye iyi tarafından bakmak lazım… Karantinanın bir faydası da tasarruf yapmak oldu, örneğin; Dışarıda yemek olayı yok, muhtelif nedenlerle birilerine gitmek yok, dolayısıyla muhtelif nedenlerle hediye götürme de yok…Düğün dernek bitti, altın takmak yok…Virüse mi caka satacaz, yeni kılık kıyafet almak yok…Yani neredeyse emekli maaşından para bilem arttıracaz…
Bazıları 65 yaş üstünün zorunlu eve tıkılması konusuna feci takılmış durumda…Yok onlar hedef gösterilmişmiş de, sadece onların evde oturmaları hiçbir fayda getirmezmiş de, onlar baştacıymış da, onlara gereken sevgi ve şefkat gösterilmeliymiş de falan filan…Len kerata…Metroda ayaktaki yaşlıya yer vermemek için uyku taklidi yapan sendin, metrobüs kuyruğunda omuz atıp öne geçen de sen… Banka ATM’ si önünde kuyruk olmuş emeklilere çemkiren, hastanede sıra önceliği verildiği için homurdanan gene sen…Yani şimdi mi kıymete bindik biz yaşlılar…Samimi olun oğlum…Akıllı olun…
Bence yanlış olan yaşlılara sokağa çıkma yasağı getirilmesi değil, onların(özellikle yalnız yaşayanların) temel ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağının düşünülüp, planlanmamış olmasıdır…
Neyse, Sevgili Günlük…Bu günlük te bu kadar…Yakında gene görüşürüz…(İnşallah)