FOYASINDA
çekilmiş kuytusuna, uz vaktinde
yapışıp özüne, kuruyacak pıhtısına sırlarının ve yalanlarının
kıyametine kadar boğuşacağı, ışıldıyor çivinin ucunda, hisli, dua ve kabuk ustası
[bilenler bilir duvar bir kirlenmişliktir]
çapalayacak ayrık otlarını, kasılıp soğuyan uzun solukla, endişeler yumağına hayat olsun
böyle yeşerir geriye kalan zevkler
su tartarak ateş ve sessizlik tartarak, sıralayıp reva görülen sözcükleri
buruk ve dalgın bir ada doğuracak, çıkaracak güneşe huysuzlanan urunu
günbatımı yaratıcı ifadelerle, eğip bükerek kenetlenerek
düşürecek benliğinden kıyımlara ayin ölüleri
hep yorgun teri soğumuş kamçı gibi çok yorgun
[bir rüyadan çıkanlar bilir kirlenmişliği, dar geçitleri ve kışın tırnaklarını]
bazen anlatacak kıskanarak, “yeşeren elma ağaçları”nın sıcaklığını
etini akrebin iğnesine parlatan içindeki korkağa [aşk bilir kirlenmişliği giyotinin altında
bilir melankolinin nehir yataklarını]
uz vaktinde, çözülmüş kukla, yüzüyor olgun edasıyla evin kurumuş ırmağında
gülümseyecek işaret fişekleriyle yakılan temaşanın altında
o avare baş dönmesi o tescilli tutunma sevgisi
iç çekip öğrendiklerinden cilvesine yürüyen
sokaklarda düşleri kuşatılmış günlerin borusu [aklı kirlenmiş olanlar süslüyor hengâmeyi]
avsın diyorum
yakalandın işte avladın kendini