1.GÜN…
Sevgili günlük…Dün Haymana’dan Ankara’ya döndük. Haymana AKP’ye yüzde 85
oranında oy vermiş inançlı ve imanlı bir yer olduğundan ve dolayısıyla kimse oralarda
koronayı moronayı iplemediğinden, Otelde televizyona bakmasak, korona
salgınından haberimiz bile olmayacak, hamamlı, havuzlu, tavla maçlı, ferah feza
makamında hayatımızı sürdürecektik ki…İçişleri Bakanlığının tebliği ile kaplıcalar
kapatıldığından, apar topar toparlandık geldik…
Tavla maçları deyince, ben herkesi yendiydim, bir tek Vehbi ağabeyimize yenildim.
Fatoş da onu yenince hesap karıştı…İlk defa Haymana Tavla Ligimizden üç
şampiyon çıktı…
Toparlanmak bir olaydır bizde…Kaldığımız tesise koltuk kılıfı, kanepe örtüsü, tencere
tava takımı, banyo, tuvalet, nevresim ve yatak takımları ve elbette yastıklarımız…Olur
da misafir gelirse diye 12 kişilik yemek takımı, neskafe takımı, Türk kahvesi takımı,
sürahili bardak takımı…Geldik giyeceklere; Martın yarısı yaz yarısı kış olduğundan
iki bavul yazlık, iki bavul kışlık giyim ve benzeri zorunlu eşya götürdüğümüzden,
bizim taşınma ve geri taşınmalarımız iki çeyrek, çamaşır ve sair öteberi yıkama
faaliyetlerimiz yedi çeyrek gün sürdüğünden dünü nasıl geçirdiğimizi anlayamadık…
Geldik, bu güne…Yani Mart’ın 18’i…Yıl 2020… Kaptanın seyir defteri…(gibi oldu…)
Gönüllü olarak kendimizi karantinaya almaya karar verdik (Elbette bu iyi niyetimizin
kısa zamanda denetimli serbestlik kapsamında ev hapsine dönüşeceğini o anda
bilmiyorduk).Ekmek, kokakola, Luppo, çizi kraker, su, un ve makarna stoğumuz
yeterli, Bahçeye de soğan filan ektik…Yani şimdilik sıkıntı yok..
Sabah sporu evde, mutfak yatak odası arası yaklaşık 30 metre…Yüz tur yürüdük mü
yeterli…Aletli jimnastiğe geçtik …elektrikli süpürgeyle antrenman… duvarları çıkar
mekan yüzölçümü 170, 180 metrekare var… sonra su sporları…viledayla ıslak
zeminlerin dezenfekte edilmesi…Hijyen önemli tabii…
Harika, spora ara verdiğimizde Fatoş’la tansiyonlarımıza baktık….Henüz TV’ de
Bakanlık açıklamaları başlamadığından tansiyonlarımız normal çıktı…Ateşimiz
yok…Öksürük de yok…Hamdolsun…
Hadi modaya uyalım, gidip birer maske edinelim dedik…tam o esnada artık
maskelerin reçeteyle verileceğini duyduk…Çok bozulduk…(Tabii o anda maske işinin
bir süre sonra çözümsüz bir muammaya dönüşeceğinden de haberimiz yoktu,
neyse…)
Akşama umreden dönen hacı İsmail abimizi ziyarete gidecez… Karantinayı azıcık
delsek de bi ziyanı olmaz sanırım…Zemzem suyu, okunmuş tespih filan getirmiş,
akşama da mevlidi varmış, gitmezsek ayıp olur.
Görüşürüz günlük…
Panzehir okurlarının Korona Günlüklerinizin talipçisi olacağına inanıyorum. Nükteli ve renkli anlatımınız karantina döneminde yaşananlara farklı bir gözle bakmamızı sağlayacak. Panzehir Dergi’nin okurken gülümseten bir yazarı olmasına çok memnun oldum. Hoş geldiniz. Yepyeni bir soluk getirdiniz.