Sevgili Günlük… bugün yine seninle başbaşayız… Aslında cumartesi derken, bazıları tatil yapmış olabilir, ama biz kesinlikle tatil yapmadık…oldukça yoğun bir gündü bizim için…Anlatıcam şimdi;
Ülkede koronadan korunmak için alkol içerek ölenlerin sayısı koronadan ölenleri geçti ya… Diğer yandan; genç arkadaşlar, askere uğurluyoruz diye yan yana, can cana, otogarlarda balık istifi asker adaylarına hoppacık yapıp, “en büyük asker bizim asker” diye onları virüsleyip virüsleyip birliklerine gönderiyorlar ya… Şaziye teyze ile, Nazife yenge, yasaklanmasına rağmen pazarda, manavda, markette domatesi biberi mıncıklayıp mıncıklayıp bırakınca…Ve, Emrullah abiyle, Seyfullah dayı bir ekmek seçmek için fırınlarda, marketlerde, bakkallarda beş, on ekmeği elleyip elleyip mundar edince…
Velhasılı; Ülkedeki zeka seviyesinde “kritik eşik”in çoktan aşıldığını, eşik meşik darmaduman olduğunu görerek, biz çekirdek aile olarak durumdan vazife çıkarıp, hedef kitleyi de kurtarmak adına, koronayla mücadele amaçlı bir thinktank (gavurlar buna düşünce kuruluşu diyor) kurmaya karar verdik…
Çekirdek aile derken, aramızda tabii Fatoş var, bir sezgi ve basiret ustası olarak, Küçük kızım Gülçin; beslenme ve diyetetik dalında hem sağlık emekçisi hem de yiyecek-içecek sektöründe alışveriş uzmanımız, Büyük kızım Burçin bizim aile hekimimiz (Gerçi Bilkent Konservatuarı piyano bölümünden mezun piyanist ama o aynı zamanda aile ve yakın çevremizin doktoru), yetmedi, aynı zamanda bizim istihbarat elemanımız, ( Memleketle ilgili Ankara’da duyamadıklarımızı O Hollanda’dan duyar, derler toparlar, bizlere bildirir) … Eeee ayıptır söylemesi, ben de varım tabii, yazar- çizer, sekreterlik yapabilir statüsünde …
Merkez olarak bizim salonu seçtik, dernekler masasına kaydolsa mıydık bilemedik, ama evdeki yemek masasına kesin kaydımızı yaptırdık, bir de kendimize isim bulduk “KORONA KONSEYİ” …
Konsey üyeleri arasındaki hanım üyeler Canan Karatay hocayı fahri başkan yapmak istediler. Ben ise karşı çıktım; “ İlla bir Karatay gerekiyorsa Nefise Karatay fahri başkan olsun,” dedim, diğer üyeler nedense bu önerime şiddetle karşı çıktılar…Bu teklifim yüzünden Konsey Başkanlığı şansımı da yitirdim, üç oy farkla oylamayı kaybettim (Yani Türkçesi, kendimden başka kimseden oy alamadım) Fatoş Başkan oldu…Burçin toplantıya whatsappdan görüntülü tele- konferans yöntemiyle katılmıştı…
Konseyin finansman kaynağı Boran (Bizim Lise birdeki iki numaralı torun) … Kısa, orta ve uzun vadeli borçlanma taleplerimizi o karşılıyacak, Zira; altı aydır harçlıklarını yememiş, içmemiş biriktirmiş kerata, bir tek onda para var… LİBOR artı 5 faiz uygulayacakmış bize (kısaca tefeci faizi) Tam, adam olacak çocuk işte…
İlk gün, Konseyimizin gündemindeki konular şunlardı; 1. Girişleri yasaklanan Cami kapılarını mütedeyyin vatandaşlara karşı koruyan polisler için sıcak çorba ikramı, 2. Spor Salonunda yitirdiğimiz Aytaç Paşamız (Allah rahmet eylesin) sonrası, sporun sağlığa olan zararları konusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesi 3. Sağlık emekçileri için alkış ve ıslık dışında olası desteklerin belirlenmesi, örneğin; artık hastanelerde dövülmemeleri… 4.Korona açılımı yapmak (Ne biliyim bir uzlaşma zemini bulunabilir, belki bi süre kendi başına bıraksak koronayı, ateşkes filan yapsak…Hendek kazacak halleri yok ya virüslerin), 5. Aramızdan bir “Akiller Grubu” oluşturmak (Bu öneri benden geldiydi, diğer üyeler gülmekten oturdukları iskemlelerden düştükleri için mecburen önerimi geri çektim) 6. Yanlış anlaşılmaları önleme amaçlı olarak (bakın burası çok önemli) virüse karşı etkili “Hidroksiklorokin” maddesinin adının değiştirilmesi…7. Altmış beş yaş üstü vatandaşların beleş toplu taşıma kartlarının iptali halinde alternatif seçenekler konusu…8.Şu ahir ömrümüzde çok önemli yeri olan pijamalı- atletli, piknik tüplü mangal ve piknik olayının yasaklanması karşısında, alternatif çözümler geliştirilmesi, (Mesela bizim arka bahçe hem geniş, hem kuytu, bir şeyler düşünebiliriz..)
Konseyin ilk toplantısının birinci oturumu sonunda ; korona virüsü konusunda farkındalık yaratma adına, alınacak önlemler ve eylem planları içeren bir dizi çalışma yapılmasına, sonuçlarının bir rapor halinde kamu oyu ve üst yönetimle paylaşılmasına karar verildi… Raporda bol bol; “güçlü”, “paydaş”, “pozitif”, “eşgüdüm”, “dinamik”, “bağlam”, “sürdürülebilir”, “etkili”, “yenilenebilir”, “çokönemli” kelimeleri de geçirilmeli ki, hem ciddi bir emek mahsulü olduğu sanılsın, hem de hiçbir şey anlaşılmasın… Bunu ben iyi beceririm…hemen hazırlayacağım.
Otura otura şeyimiz uyuştuğundan ikinci oturum yapılamadı…
Hani yazmıştım ya günlük, Hacı Abi ve ailesini karantinaya almışlardı…”Bu gün Cumartesi… ziyaret günü olabilir” diye 24 lahmacun yaptırıp 3 şişe acılı şalgam suyunu da katıp, hastaneye ziyaretlerine gittim, kapıdaki Çankırılı güvenlikçi…”Herkeş karantinada dayı… sen ne diyon, hade bakem dimdirek gidiyon şinci…” diye beni kibarca ve oldukça otantik biçimde kapıdan çevirdi…
Bu ne biçim karantinaysa, içeri adam almıyorlar… Lahmacunları öğleyin konsey üyeleri kendi aramızda bölüşüp yedik …
Bütün yaşlılar gibi sokak sokak, park park gezme azmimi hiç bir güç engelleyemediğinden , yanıma biraz da atıştırmalık (köfte, börek, kuru patlıcan dolması ve pancar turşusu) alarak Koru İstasyonundan Çayyolu metrosuna bindim, Kızılay’da inip bu sefer Ankaray ile Dikimevine geçtim…Oraya kadar gitmişken bizim eski MSB Yurdunun olduğu sokaktan da geçtim…Ne güzel günlerdi O günler… Hey gidi hey…Soğuk suyla kafamızı yıkar, on beş günde bir Cebeci hamamına gider, ayda bir çamaşır değiştirir, gene de ne virüs, ne bakteri, hastalık filan bilmezdik…Bak gene daldım eskilere sevgili günlük…
Aaaaa…Ben gezideyken 65 yaş kartları kullanımdan kaldırılmış, dönüşü çaresiz parasıyla yaptım…Eve gelmeden önce de yirmi paket makarnayla altı şişe çamaşır suyu daha aldım…Markette hala kolonya yok…
Geceye doğru 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı da geldi iyi mi…İyi ki Fatoş’la dün yaşları küçülttürmüşüz, ucu ucuna yırttık yani…
Bir tatil gününün, ülkem adına yararlı bir iş yapmanın heyacanı ve dinginliği içinde sona ermesi nedeniyle, güzeeeel bir uyku çekerek, Pazar sabahı yeni güne uyandım…Hatta, Rüyamda koronayla mücadele amacıyla, yüzde onunu ödeyerek yüzde doksanını borçlanıp TOKİ’den ev aldığımızı bile gördüm…Hayırlara vesile olsun…
Hoşça kal günlük…