YÜKSEK EDEBİYAT GÜNLERİNDE III

 

TUTANARAK KOPUŞLARA

Uyku kaçağısın bir boşluğun ortasında.

Birkaç sayfa bir şeyler okudum. Çelişkiyi ve tutarlılığı, birbirini tamamlayacak birbirini azaltacak ve etkileyecek biçimde ama korkunç güzel betimleyecek bir düşünceyle kalktım masadan.

Herkes bir masadan kalkar. Burada masa kıştır.

 

Sonra Shakespeare’in Kralı VI. Henry gibi yere saatler çizmeyi, düşledim: Dokunmak ve anlamak için çekip gidecek olanı. Kalıcı bir kirlenmişlik var, sisle kuruntular yumağına sarılan.

 

Sıkıldım. Bay Z’ye serin akşamların külahlı dondurması bir ah’a benziyorsun, dedim. Kedi, gülümsedi.

 

Süzülür artık bağ bozumu gönül alıcı değinmeler, salgınla masumiyet kazanan fedakârlıkla. Bekler mağrur odalarda övgüden mahrum bırakılmaya tahammül edemeyen o göz kayması. Yorumuyla peydahlansın aynasında soluklanan, şeytanın şarkılarına kulaklarını tıkayarak.

 

Sokakta kimsecikler yok.

Küçük bir misyonla karşılanır suskunluğa yakalanmışlar.

Kim miras yazmış ki göçmen kuşları ölü, bu çölü?

 

İMGEYLE BİRLİKTE

Küçük kırılganlıklardan öte alıp kusurlarımızı çıkıp kalabalıktan, dokunmak için sözcüklerle ışıldayan çöküşe. Veya nesnesi olmak sessizliğin. Veya yazıp bekleyelim olup bitenin usavurumunu. Bu oluş, incelikli ruhumun şiirsel korkularının, tutkularının ve sessizliğinin biçimlenmiş farkındalığıdır. Evet, küçük küskünlükler de doğuran bir hüznün alkışıdır. Bakın bu yol denize çıkar.

 

Ah, terk edip fırtınaları körpe lakırtılarla açtım içimin saflığını mucize merasimlerine. Çevirdim bozguncu sayfaları, ulaşsın sayvan mana kavrulan ilkyaz kıyılara.

 

Ölüyü taşın üzerine çıkaracak bir keder bulaştı duyarlı şehvetime, mühürlenmiş bir usul, ağır aksak bir merhamet bulaştı, görünüşünü erdemine yamayan, günlükler, acil duyurular, ay çarpması bir uyum bulaştı.

 

Çiziyor göğün kusursuz yüzünü, taşınıyor aklıma yıllandıkça korkunç dizeler barındıran yıkanmış yokluk.

 

SABAH YÜRÜYÜŞÜNDEN SONRA

Yerli ve milli modern şairin futbola olan entelektüel ilgisinin lirik yansımasıyla doruğa çıkan fanatikliği de şiirsel kuşak alışkanlıklarından saymak gerekir. Uzuyor fikstürlü hiza. Sürünerek çıkalım kovuktan.

 

Şiirsel kioska ağaç olsun: Bize ne, demeyeceksin!

 

Bu imge çağında, gizliden gizliye beni tetikleyen, yalın duygusallık hazzına varabilme arzumla birlikte, artık, bir kalbe seslenen insani deneyimlerimle, kendime iyi davranmak istiyorum. Bu yüzden sabah yürüyüşünden sonra susma, kabullenme ve benzeşmeden uzakta gözü kara hevesimle, ah zamanıma kıyarak, “Madame de Breyves’in Melankolik Tatili”ni okudum.

 

Sonra dedim ki: Gibi’ler hep kendine benzer! Söyleyen söylemiş bir teklik oluşturmaz, diye. Neyse, artık şiirsel hiperaktif dokunuşlarla sevimli yüzeysel bir aşamaya geçtim ve esin kaynağı kuşaklar üstü akıl çelen eksiltilmiş algılı imgeleme uçkunu yazılarım için saflığımı canım ruhuma rahle yaptım.

 

Akşamüzeri avlusunda şarkı söylüyor tavus kuşu.

 

Şimdi biraz geriye çekilip edebi sevimli çatlaklar oluşturan bu protagonist yalnızlığı seyretmek istiyorum yeni bir agalma için.

 

De ki: Bir yatkın boyuyor ırmağını, iç denizde dalgalanmış becerikli günceler, kokuşmuş muaflıkları alkışlayan. Kıvamını besliyor soyut dengenin karmaşık dizesi, zarif bir gecenin içinden geçen. Afişlerde küresel çözümün rol dağılımı, amansız terbiyeli işaretler birbirini tamamlayan, renklerini gözden geçiren. Sesleniyor tutsağına biçimler yazan.

 

Şairim lütfen kendinize gelin!

Sevgili okur, sizin de “zamanın dışına çıkan günleriniz” oldu mu hiç?

 

ROL AYNASINDA BİÇİMSİZ ACININ KATMANLARINDA

Korkunç hıza acı yetiştirmeye çalışıyor, hengâmeye derinlik arayan. Figüratif betimlenmiş direnme biçimlerini alkışlatıyor, imgeyle eyleme geçen.

 

Övüngen bir kararlılıkla anlamı anlamla eksiltip gül yaprakları topluyor sözcüklere, sert yanıtlarla soruşturmalarını renklendiren. Şiirsel büyüyü canlı tutan etkinliklerde ateş üflüyor egzotik tutunuşlarla anlama yaşlanan. Bekliyor rüzgârı, gölge büyüten söyleşi ve imza günlerinde yazdığı okuyucu kuyruğunu şiirsel uçurtmasına bağlayan.

 

Kendini iyi huylu eleştiriye yakalatmaya çalışıyor, bir vefa duygusuyla modern şiirsel ilişkilerini yorumlayan. Asıyorum işte, belleğe ayna çürümenin retorikasından çoğalan şiir resimleri, devrik birlikteliğin duvarına.

 

Hecele: Şiir, bilincin çığlığıdır.

 

AVLUDA GÖZ BEBEĞİ CENAZELER

Ne sıkıcı bir gece, kötücül biçimleniyor düşünceler. Şimdi çaylaklar, eğip büküverse zamanı bu verimler çağında şiirsel taşkınlıklarla. Kent kültürüyle yoğrulmuş aklı çalıştıran komşular edebiyatına aşina bir okuyucu, şiirsel bir kıyak çekerek, beğenerek okudum, deyiverse, bir diğeri, izninizle paylaşabilir miyim, diye soruverse, sonra edebiyatına kopya alan şairlerin bireysel şeyliğine ayna sırlayan genç bir eleştirmen kendinden birkaç yaş büyük maskesiyle şiirsel gerginliğin içine sinmiş bağdaştırmaların olgun meyvelerine tuval arasa.

 

Sonra, ondan bundan şundan alıntılanmış sıkı bir yazı, doğum gününü kutlasa. Sonra bir müfredatın içinde yeşermiş didaktik kafa özneler şiirsel hayat hikâyelerini alkışlatmak için misinanın ucuna yem takıverse.

 

Sonra ev intihalleri, ev işleri, ev kalabalığı, ev şikâyetleri, ev aşkları, ev ayrılıkları, ev şiirleri, ev öyküleri, ev övgüleri çöküverse ağır yüküyle bir kalbin üzerine. Bir anının önünde eğilip bekleyenler, yorumun I. çeyreğinde, can sıkıntısından spleene yürüse.

 

Sonra bir derinliğe çağrılan algı, görünenin ve gerçeğin eksikliğiyle uzağa yürüyüp orada saflığın suretine biçim oluştursa. Ruh yakalansa şiire. Çıkıp gelse ölümün ateşinde pişmiş imgeler, bakınca bizim yerimize içi kararan. Sonra leke, deseler şiirsel sapmalara.

 

Diyorum ki:  Rüzgârlı rüzgârsız o şiirsel özveriler, o gidimli tradisyonel çabalar, bu dört işlem yaşam, bu kapanmayan çatlaklar…

 

Ah, taşıp hünerli ateşin ay yüzlü kabından yaz mektupları yazmalıyım!

 

Yazarımızın diğer yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir