ODUN ATEŞİNDE ŞİİRSEL MARİFET

BÖLÜM II

 

Bir İnceleme Yolculuğu: Kuşaklı Şair Yazar Eleştirmen Bay Z’nin Yeni Şiir Kitabı

“10’dan Geriye Sayıyorum Hüznün Alacasında ” Üzerine Ussal Bir Yaklaşım

 

YÜZE YERLEŞEN UYGUN YARAMAZLIKLAR

 

Şu an içinin karakışında yaşayanları kuzinenin başına çağıran yetkinliği üslubunu tescil ederek bilinçli duyarlığı ile aklına sertifikasını almış çağrının ateş tuğralı kuyusundayım.

 

Ne enteresandır ki Bay Z şiirlerinde imge, okuru yormuyor, vazifesini layıkıyla yerine getiriyor. Dengeli örtük anlamlarla yüklenerek yoğunluğun değerini artırıyor. Buna doku zenginliği diyoruz, işte. Somut örnekler armonisi sübjektif ele alışlarla şiire darbe vurmaya çalışan saldırıların önüne gülümseyen bir set çekiyor.

 

Eleştirmeni uykusuz bırakan şiirlerdir bunlar, şiirden anlayanların da söylediği. Kıskananlar da intihalciler de üzülerek itiraf ediyor: Yazılmamış adına ne ararsanız Bay Z’nin şiirinde bulabilirsiniz. Etik estetik bir kavrayışın alevi ısıtacak içinizi.

 

Şiirlerin okura miras bırakacağı, kesyap alışkanlıkları değiştirecek soru şudur: Söyleyin bakalım, şiirsel özgünlük nedir? Bu soruya ancak şiirleri okuduğunda ruhu yücelenenler yanıt verebilir. Çağın dikeni diyorum alternatifi aranmayan bu şiirlere.

 

Yorumu bu seviyeye çıkardım. Çünkü:  Okuru önce kendine lehimliyor çoklu güzelliğiyle resimden yontudan mimarlıktan müzikten ve gereken bazı formlardan nefes alan modern mekânların duvarlarına birer tablo Bay Z’nin şiirleri.

 

Ah sesleniyor, boşluğun içinde kanat çırpan uyarıcı o şiirsel duygusal deixis:

Hayır, okumaktan yorulma ey raflar çılgını!

 

Şiirsel gerçeği heceliyorum: Çıban deşen kara merhem şiirlerin ruhuna dokunacaksınız. Biliyorum, ev hapsi bu! Ama okursanız katlanacaksınız gig işleri süpüren bu fırtınaya. Bu fırtına bir hortuma dönüşüp sizi iç gıcıklayıcı şiirsel huzura uçuracak. İmgelem diyor ki:  Bir gezegen var: Şaşırtıcı!  Zorbalıkların eriyeceği, karamsarlığın şifa bulacağı.

 

Erudite bir rica olarak kabul edin: Bay Z’nin şiirlerini sizi alacasına davet eden narin bir akşamüstü okuyun şiirsel yorgunluğu saygıyla selamlamak ve şiire varmanın onunla sarmaş dolaş olmanın basamaklarında kıvamı duyumsamak için. Ki bu da sizin beyaz geceleriniz olsun.

 

Ve ayrıca eşyaya, eşya üzerinden dış dünyaya yüklenen a posteriori bir gerilimin beni bu derece sarsacağını düşümde görsem inanmazdım. Evet, her tür eşyaya farklı bir gözle bakmaya başlayacaksınız. Ey şiir sen nelere kadirsin!

 

BEYAZ DENİZİN SÜRGÜNÜ

 

Belki aranızdan bir okur çıkacak, bireysel ve toplumsal süreğen artçılar sonucu yalnızlığa tutunanları çekip çıkaran ve yıkımın yurduna değişimi de müjdeleyen bir virüse yakalandım, diyecek. Belki, şiirler okurda stres yaratacak, itirazlar yükselecek. Ama kalıcı şiirlerin getirdiği başkalığı hissetmeyenler kendini okur olarak görmesin. Şiirsel dalga köpük olmasın.

 

Bilinsin ki: Çağcıl kötülüklerden kurtulmak mükemmel birliktelik, çaba ve kararlılık istiyor. Ey benliği işgal edilmiş okur hazır mısın? İşte teknik zengini şiirlerle karşı karşıyasın.

 

Bireyin bireye soğuk savaşıdır söz konusu olan. Şiirsel uğraş, çelişkileri karanlık süreçler içinde betimleyerek modern bireyi sarsmaya onu, karanlığın içinden çekip çıkarmaya çalışıyor. Trajedi büyük ve çetrefilli. Eksik olanı alıp gelenin doğuşunu müjdelemek de şiirin görevidir. İşte bu acayip yapılanmada insananlama ihtiyacımız var diyor, bu şiirler, okuru içine çekerek.

 

Şiirsel logos muhteşem bir derinlik yaratıyor, diyorum ve seni şiirlerle baş başa bırakıyorum. Sen de, öz ve biçim düzlemleri üzerinden, yaşamsal uykuyu tanrısal esiniyle parçalayan şiirlerin tadına var.

 

OKURUN YOLU

 

Ey okur! Sen bir sözcüksün, o ise bir imge.

 

Eğer Bay Z, zamanın mekân üzerindeki belirleyici ağır gölgesi büyüdükçe olup bitene seyirci kalanın benzeriyle uyum içinde bir arada yaşamasının hüzün ışıyan fotoğrafını çekiyorsa, sen de şiirsellikle gelen içtenliğin o apalak melankolinin pusuya yatmış rolünü iyi irdele.

 

Sen de meşakkatle inşa edilmiş hazlara ulaşmaya çalış. Lirik bir söyleyişle imgenin çuvaldızın deliğinden geçmesine tanıklık et: Meydana çıkan sorunsallarla yüzleşerek.

 

De ki: Şiirin kapısını çaldığında, yazma tarihinin kara döneminden mavi dönemine geçmiş yeteneğini süsleyen yazmanın bir sevinç olduğuna inanan bir şairin şeytanın bindiği dalı kesecek imgelerine ihtiyaç duyuyorum.

 

Örseleyen kuşkusunu yanında kaygı ve korkuyla taşıyan sorularım var. Ve beni rahatsız ediyor? Açmazlarına yanıtını sen hazırla: Aradığın o şiirsel cesareti giyin. Dağılsın sis. Artık, beş dakikada akılda eriyen imgesiz gevrek şiirleri ve diğer edebi şeyleri okumayı bırak. Artık, kendine bir yetenek yaz.

 

Ey okur, seslen örtünün altında bekleyen yontuya, keskinin gücüyle. Zımparala dilindeki pası, kuşatmış irin yığınını La Mancha’lı Don Quijote.

 

Bak şair, bir tutkular mezarlığı diyor yetişemediğin aşka. Hadi yatıştırmak için kendini, gül tak gölgenin saçına. Orada uzağın sevinci var ay ışığıyla yanan.

 

|Manaya ipucu olsun: Özellikle kitabın uydusu Çekmecedeki Mektuplar şiirini havasız kalmaya başlayan ve boğulma tehlikesiyle yüz yüze kalanların iyi okumasını öneriyorum.|

 

ARTA KALANIN BÖLÜNMEZ ESTETİĞİ

 

Doğasıyla ışıldayan bir haiku’nun durum ya da oluşudur bu şiirden yana olan tutum, bilincin gerçeğidir söz etmek istediğim, düşünce, davranış ve duygu tutarsızlıklarını eriten, imgeye içkinleşmek için can atan. Ama bir başına güzellik değildir bu ses ve müzik, yine saf çelişkiden beslenir, Bay Z’nin şiiri.

 

Evet, kışkırtıcıdır Bay Z’nin şiiri: Siz de sıkı şiirler yazın, imzanız yakışıklı olsun, diyen. Ey arayışlar içinde olan, kozmopolit bir hayat var orada, mavi bir kalp var, aşk için de atan. Aşkın bir yaşanmışlıkla olgular içinde imlenmesi duygu bütünlüğüne delalettir.

 

Bu durum bovarizmden sıyrılmış Bay Z gibi yüksek şairlerde eriyerek su yüzeyine çıkan bir özelliktir. Lütfen, bu deli aklın sentezi şiirler için bir bağlam çatamıyorsanız telaşa kapılmayın. Şiirlerden yüzde elli anlam çıkarmak bile etkin ve sistemli düşüncenin kutup yıldızının doğmasına neden olacaktır. Çünkü orada yükselen koku kendindekendi deontolojik bir tercihin çiçeklerinin kokusudur. Ah büyüsüyle bedene kavuşsun, iyilik çiçekleri. Lütfen fırsatınız olursa Baudelaire’in mezarını ziyaret edin, ay yüzlü kabından taşan bir anınızla heyecanlandırın şiirin heveslilerini.

 

“KUŞATICI VE ETKİLEYİCİ” ISLIK

 

Ey sen hançerine bileği taşı olmuş yara!

 

Sevgili Bay Z, şiirinizin iç sıkıntısı her daim şık görünüyor. Şu an bahtiyar ve mesut bir aynanın önünde iç sıkıntınızın el izlerini inceliyorum.

 

Veya günahlarınızın içinden geçirdiğiniz alaylı çöküntülerden bize üleştirilmiş pay. Bu şiirler asi ırmaktan su içen gece denemeleridir, son yılların kaba kalabalığına fırlatılan en görkemli anarşist işaret fişeğidir, dersem abartmış olmam.

 

Nasıl da uçuyor duvarların ardına, kara bulutlardan geçerek. Ah gamzesine yuvalanmış uykusuz bir güz bu. Artık sizi kuşkusunu doruğa çıkaran bir ruh hali ile sevmiyorum ve okudukça bitmesini istemiyorum, usulca aklımın yolunda yürüttüğüm kokusunu sürünmüş algımın velinimeti aykırılığınızın.

 

SIYRILIP OLUP BİTENDEN VE YÜRÜMEK TUHAF RÜYALARIN DİLİNE

 

Anlamsal ve sessel susmalarınızın gücü, yüzsüz eleştiriye ve cinsiyetli yanaşmaların kör dürtüler kılıcı küstahlığa set çeken koruyucu kalkandır. Bu durum beni nasıl da sizi yeniden ve yeniden okumak için kışkırtıyor.

 

Ah şairim unutmayınız ki görücüye çıkardığınız kötülükler kalbimizin iyiliğidir. Bu aynı zamanda kifayetli acının kendi sevincini müjdeleyen animistik yorumlar arayışıdır. Ve o sıfatları abartılmamış, yalınlığı çarpıcı ve işlevsel o herkesin bir parça toyluğudur.

 

Diyorum ki: Artık kuşku çekicin ve örsün kendisidir, ideaların ve nesnelerin özneye ruh kazandırmasına uzam açan.

 

SAKINARAK BENCİL ALIŞKANLIKLARDAN

 

Ey düştüğü yeri sessizlikle yakan şairim, sizi okumak beni benden alıp cinli âlemlere atıyor. Bu duruma, yarı koma diyebiliriz. Şiiriniz ve ben, birbirini çeken körkütük kutuplar gibiyiz.

 

Sizi okurken önce şiirinizin karakalem resmini yapmaya çalışıyorum, zor oluyor tabii ve aynı anda şiirinizin hikâyesini de yazmaya çalışıyorum. Bazen tam tersi de oluyor, hikâyeden resme ulaşmaya çalışıyorum. Ve kendimi o herkesin ulaşamayacağı görkemli hengâmenin içine bırakıyorum: Biçimlendirilmiş bir yokluğa atlamak gibi.

 

Ah bir şey yaratıp, aynı anda o şeyin içinde ve dışında olmanın ince matematiğinden yalnızlığı sağmak ne güzel! Ve size nesneye dönüşmenin erdemini anlatamam. Ve artık şairin, şiir tarafından tutulmuş kiralık bir katil olduğuna inanıyorum.

 

DALGANIN UCUNDA FANTASİA

 

Acılar çekerek üretmek ne zormuş! Evet, okur olmayı tercih ettim ve bu aidiyet zor seçimdir. Şu an o değerli kimliklerinizin, şiirinizin beslendiği alanlarla girdiği etkileşimin biz okurlara sağlayacağı artı değeri düşünüyorum.

 

Yüzümüzün bezemesi olsun: Aklımızın estetiği birbiriyle ilgisiz bir yığın olgu ve olaylar keşmekeşi değildir. Şimdi şiirlerinizi birbirine çıtçıtlasınlar. İçimizdeki belirsiz ve ürkek durumların kurumuş dudağına su serpsin şiirsel engellerimiz. Ve artık biz şiir için çok daha bilgiliyiz ve düzlüğe çıkacağız. Sevgilerle saygılarla diyorum.

 

Ah, kaplasın ortalığı o güzelim sessizlik!

 

 

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir