KUĞU NOTALAR
Amerika’daki büyük sanat galerilerinden birinde, üniversite öğrencileri şu anda gezdikleri serginin büyüsüne kapılmış durumda. Birbirinden çok farklı hikâyeleri olan gençler; yapay ışıklandırmalarla ölüm beyazı renge bürünmüş o devcileyin sanat labirentinin içinde -hastane koridorlarını andıran duvarlar ve yerdeki granitlerin kuşatması altında- sanki psişik bir sağaltım için resim, fotoğraf ve heykellerle etkileşimde bulunup kendilerini kaybediyor. Fotoğraf kareleriyle hipnotize olanlar mı dersiniz yoksa heykellere kendi hayat evrenlerinden sırlar fısıldayanlar mı? Kadersel yıldız sırları…
Peki ya Akira Kurosawa’nın Rüyalar filmindeki gibi, tabloların içlerine girip kaybolan ressam adaylarına ne demeli? Ben de kalemimi bir öykü kamerasına dönüştürdüğümde bronzdan bir balerin heykelinin önünde yirmi üç yirmi dört yaşlarında iki kız öğrenci beliriyor kadrajımda. Kıyafetlerindeki kalite ve marka farkına rağmen giyim tarzları birbirine benzer biçimde, saçları tepeden topuzlu, askılı krop bluz ve kısa şort giymiş bu kızlardan kâh biri kâh diğeri özgüvenli biçimde parmak uçları üzerinde yükselerek balerin duruşu sergiliyorlar. Bu özgüvenin içinde başarısızlık kaygılarının gölge ettiği ama çoğunlukla uçucu bir estetik doyum ve tatlı bir mutluluk duygusuyla sonuçlanan başarılar; her ne kadar o zarif tahta pabuçları giymeye başlamak manevî olarak ayrı bir sevinç olsa da pointlerin yara yaptığı ayak parmaklarının geceleri gözyaşı patlamalarıyla yüzeye çıkan fizyolojik acısı ortak bir geçmiş olup erimiş.
Bale akademisinde aynı sınıfta öğrenim gören kızlardan Benita, heykele baktığında bu estetik taş parçasının aurasını daha önce hissediyor, içindeki cevheri görüyor: Kuğu Gölü Balesi’nin kanatlanmış notalarıyla dolu ve beşinci pozisyondaki dansçı gibi kıvrılmış bir parşömen tomarı…
“Degas’ın küçük dansçısı, bu ten rengi ve yüz hatları senin kötü kaderin ve aradan bir buçuk asır geçmesine rağmen benim de kötü kaderim. Zaman zaman ikinci sınıf insan muamelesi görmem gibi geçmişte sen de ikinci sınıf yapıt muamelesi gördün. Ama artık herkes seni kabul ediyor. Sanat tarihinin en sevilen heykellerinden biri oldun. Ayaklarımda eski pabuçlarım, bir anti Cinderalla olarak burjuvazi arzular için dilek perisinin sihirli değneğinden hiçbir zaman medet ummamış ben, şimdi senden aldığım cesaretle özgür kuğuların sonsuzluğuna karışmak istiyorum. Kalbinde sakladığın librettonun kıpır kıpır sayfasını aç bana.”
Benita bale selamını verdikten sonra, koyu tenli bedenini parşömendeki nota denizinin akışına bırakıyor; kuğu notalarının yüzdüğü bir denize. Ondan aldığı esinle yanındaki sarışın kız da dans etmek istiyor ama Benita’nın bugünlük giydiği eski sandaletleriyle kıyaslayınca dans etmeye daha uygun, o kaliteli ve rahat ayakkabılarına rağmen kendisini ritme uyduramıyor.
-Sana yetişemiyorum Benita!
– Kendini kuğu notaların ritmine bırak Kylie!
-Kuğu notalar mı?
– Evet, kötü büyücü bu defa iyi bir iş yaptı ve notaları birer kuğuya dönüştürdü.
Kylie bir an kalabalığı unutuyor ve kahkaha atarak bir şeyi sormadan edemiyor.
-Vay canına! Peki bunu nasıl anladın Bayan Hayalperest?
Benita içindeki sırrı nahifçe açığa vururken gülümsüyor:
-Müziği sadece aklınla değil kalbinle de duymalısın.
Kylie’nin yüzündeki alaycı ifade yerini düşünceli ve duygusal bir ciddiyete bırakıyor:
-Yani bütün ruhumla.
-Elbette, biz Havana sokaklarında neşeyle dans ederken öncelikle bütün varoluşumuzla hayatın nabzını yakalardık.
Benita’dan duyduklarıyla bu defa mavi gözleri ışıldıyor ve genç balerin heyecanlanarak sesli düşünmekten kendisini alamıyor.
-Rom ve müziğin ardındaki esrarı, Nietzscheci yaşama gücünü…
-Evet Kylie, şimdi dinle ve benimle dans et.
Balerinlerin eşik üstü gizil müzikle bütünleşen kontrast hareketlerinden doğan spontane dansları bir siyah ve beyaz meleğin kutsal hale çizerek özgürce gökyüzüne yükselişi gibi. Galerideki insanları etrafında topluyor. Hatta izleyiciler alkışlamayı ve akıllı telefonlarıyla çekim yapmayı bırakıyor ve bu canlı sanat performasına eşlik etmekten kendilerini alamıyor.
Daha fazla Panzehir Öykü okumak için buraya tıklayınız.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.