BOMBA İMHA

 

“Trafiğin durdurulduğu, kimsenin yaklaştırılmadığı ve olağanüstü güvenlik önlemlerinin alındığı yere tek başına gidiyor… Üstelik bu onun hayatının bir parçası… O, ne bir çizgi film kahramanı ne de bir dublör!”

Bir oh çekip koltuğuna yöneldi. Nefeslenmek istiyordu. Zıkkım gibi bir kahve nasıl iyi giderdi şimdi…

İçti zıkkımını Figan. Üstünde kalan son kalıntıları temizlemeye çalıştı. Sevdiği, onu sakinleştiren notalar döküldü ortalığa… Hiç önemli değil, bırak dağınık kalsındı! Gözleri kapalı, o kendine has dağınıklığın huzurunda demlendi…

Hazırdı, bomba gibiydi! Gelsin yenisi!

“Kaç senedir beraberiz seninle? Birlikte kaç mayın patlattık?”

“Bana mı soruyorsun bunu? Raporlar, listeler sende.”

“Seviyorum senin şu hazır cevaplılığını…”

“Ben de senin gözü karalığını seviyorum, manyaksın da biraz. Bunu biliyorsun değil mi?”

” Yolun üstündeki engellerin çoğunu kaldırdık bence. Zor oldu; can yaktı, hasar bıraktı.”

“Yaralarım iyileşti mi sence?”

“Ne demek istiyorsun, iyileşti elbette. Yolun başını hatırlamıyor musun?”

 

“Arkada bıraktıkların birer küçük mayındı. Önümüzde tahrip gücü yüksek bir bomba var. Ve bu bomba senin elinde, bunu biliyorsun. Eninde sonunda o bomba patlayacak, bunu da biliyorsun. Zaman ayarlı… Zamanı sana ayarlı!

“Bomba imha uzmanı olan sensin! Yanlış mıyım?”

” Kaçak dövüşüyorsun yine, topu taca atıyorsun. İkimiz de biliyoruz ki oyun bitti, maçın sonuna geldik. İstesen de istemesen de o bomba patlayacak. Bence artık çek fünyeyi…”

” Emin misin? Başarabilir miyim sence?”

“Neler başardığını hatırla. Nereden nereye geldiğini… Üç yıl önce buraya ilk geldiğin gün ne demiştin? ‘Ben bir hiç’im!’ Hatırladın mı? Sen bir hiç’tin! Şimdi, üç yıl sonra? Yürüyebiliyorsun, konuşabiliyorsun, yemek yiyebiliyorsun. Kendine iş buldun, çalışıyorsun. İnsanlardan korkmuyor, kaçmıyorsun. Karanlıkta çıldırmıyorsun. Seslerden de korkmuyorsun. Sevgili yaptın! Sevgilin oldu, bir ilişki yaşıyorsun! Daha ne?”

“Evet, sevgilim var. Doğru, sevişemediğim bir sevgilim var.”

” Niye, neden? Hadi ama…”

“Of, sen de kadınsın. Anla işte, sıkıştırma beni. Sevişemiyorum, sevişemiyoruz! Bir yere kadar iyi güzel, her şey hoş! Bir yer var orada takılıp kalıyoruz…”

“…….”

“Bir yer var dedin, orada dedin. Orada!”

Yorucu, ağır, yüzyıl kadar uzun bir sessizliğin sonunda;

“Sen hiç kadınlığından utandın mı Figan? Ben utandım. İşkencecimin vücuduma yaptıklarıyla orgazm olduğumda kendimden utandım. Lanet olsun, çok utandım…”

Bomba patlamıştı! Enkaz toplama çalışmalarındaydı sıra…

Dövmeci Kadın;

“Çok ağır geldi Sezen’in hikâyesi; altında kaldım… Çocuklukta babamdan duyduğum, kulaktan bildiğim bir şeyler yok değildi ama Sezen capcanlı karşımdaydı, o yangın günlerinden dimdik çıkmış, tüm sakinliğiyle anlatıyordu yaşadıklarını… Ağlamamak için tırnaklarımı avuç içime batırıyordum, onun o gururlu duruşundan utana sıkıla… Sol ayağı aksıyordu biraz, dili de bazı kelimeleri döndüremiyordu, yine de öyle güzel gülüyordu ki… Vücuduna bir şey yaptırtmadı; yeterince iz var o günlerden diye… Göğsünün dışarıdan gözükebilecek bir yerindeki sigara yanığı izini mavi bir gülle kapatmayı teklif ettim, kabul etmedi. ‘Her biriyle ödeştim o izlerin, her birine ödenecek bedeli ödedim, saklamıyorum artık onları’ dediğinde tutamadım arkadaş kendimi, salya sümüktü halim… Sezen için hayatımda ilk kez vücuda değil duvara yapılacak bir çizim hazırladım, yatak odasının duvarını kaplayacak şekilde. Rengârenk balonların bağlı olduğu bir ipin ucuna bir bomba çizdik birlikte…”

2 thoughts on “BOMBA İMHA/ Elif Firuzan Uysal

  1. Filiz dedi ki:

    hızlı, vurucu, akıcı bir öykü. Kaleminize sağlık, yenileri olsun…

  2. Filiz dedi ki:

    hızlı, vurucu, akıcı bir öykü. Kaleminize sağlık, yenileri olsun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir