Bir Dedenin Güncesi…

 

Gün doğum sancısında. Çıplak vücutla hemhal paçalı don, kollu atlet. Atletin beli donun içinde. Bele sarılan yorgun bej bir kuşak. Pamuklu alt-üst takım. Çorap… Çorabın içine sokulan pamuklu alt içliğin paçası. Yün pantolon. Dizleri çıkmış, ütü izi kaybolmuş. Kareli yün gömlek. Düğmeleri boğaza kadar kapalı. V yaka kazak. Dirsekleri elenmiş, kol ağızları ve yakası püskülleşmiş ceket. İçi saç yağından parlamış kasket. Rengi gölgeli güneş soluğu… Çorap üstü potin, potin üstü pazardan yeni alınmış parlak siyah lastik ayakkabı. Bir tek onun başı dik yaşlı vücutta…

 

-Dede günaydın, gece çok konuştun yine!

-Günaydın kızım, Nazife Nenen geliverdi de yanıma. Gündüz işi olduğu için ortalıkta olmuyor. Çok çalışıyor, çalıştırıyorsunuz neneni. Hep çok çalıştı. Onu ilk kez gördüğümde de çalışıyordu tarlada. Biz traktör götürmüştük babasına. O an sevdim onu.

-Dede, nenem on yıl önce öldü hatırlamıyor musun? Bu arada bazı günler yan bahçe duvarından yeni gelini gözetliyormuşsun. Gelin çamaşır sererken bile rahatsız olmuş. Babama şikâyete geldi kocası, haberin olsun.

– Ne yeni gelini! Nazife o. Utanmıyor musunuz yan komşuya nenenizi işe yollamaya? Çağırdığımda gelmiyor da. Hep inatçıydı zaten.

-Offf dedeee yaaa!

 

Akşam karanlığı göz süzmede. Gururlu lastik ayakkabı kapı eşiğine. Ruhu eprimiş ceket askıya. Kazak ve gömlek koltuk üzerine. Yanına arkadaş yün pantolon, paçaları çamur lekeli. Potin oda girişinde nöbete. İçine de çoraplar. Pamuklu takım içinin boşaldığından habersiz kalıplıca kendi halinde. Kuşak katlanmış komodin kenarında esas duruşta. Atlet ve don, çıplak vücudun zırhı. Yatak mesaisine az kaldı. ‘Nazife gelir birazdan!’…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir