TÜY BUKETİ
süzülmüş kalabalığın asil kurtçuğu
çınlıyor kulağında
I
dalgınlıkla seyrediyorsun dağları ırmakları kuşları
düşünüyorsun kalbinden geçenleri anlamakta zorlandığın
o gelgiti acıyı ve umutsuzluğu
II
çıkıyorsun yollara
yollarda kapanlar ölüler ağıtlar
karışıyorsun yalanlar demine
uçkun delisi yazgı alaylarına
tel örücülere
tahta bacaklı tılsım şenliklerine
çatlaklar dolgusu utkuyla
ağız suları taşan
[konarsın bir ölüm ilanın üzerine
çekip çıkarırsın ölüyü eski denizlerden
bir parça hazla yağmalamak için
çağırırsın kanatlı atları karanfil keserek
alıp götürsünler ölüyü bir parça yaşam bırakan]
III
kara tahtanın önündesin
yıkıntının tozu toprağısın
endişelere yaslanan ulaksın
ateş basması korkuluksun
gül kabı çölünde şahlanan ev yalvacısın
diz çökmüş aşk mağdurusun
IV
uzakta iki telaşlı saksağan
fır dönüyor kara kedinin etrafında
ürperiyor akşamın düşkün serinliğine
kırık dalına teşekkür eden nar ağacı