Gerilimin Kraliçesi Patricia Highsmith’ten Bir Yaz Romanı

 Küçük g: Bir Yaz Masalı

Yaz aylarında, kimi vakit, sıcak ve nemli havanın bunaltıcı etkisiyle olsa gerek, çok fazla anlam aramadan okuyabileceğim, hafif kitaplara yönelirim. Eserin kolay okunur ve akıcı olmasının edebi değerinden taviz vermesi gerektirdiğini düşünmüyorum. Polisiye romanlar yazları tercih ettiğim bir tür olagelmiştir. Agatha Christie romanları gibi suçluyu bulmak üzerine yazılmış polisiyeleri sıkıcı buluyor, okuyamıyorum. Daha ziyade suç ve suçlu psikolojisi üzerine düşünmeye sevk eden, olayın yaşandığı yeri, atmosferi veren, suçlu, mağdur ve tanıkların bakış açısına odaklanan romanları seviyorum. Georges Simenon bu konuda çok başarılı bir yazar, daha sonra onu ayrıca ele alacağım. Şimdi ise bir diğer önemli isim, yakınlarda okuduğum romanın yazarından bahsetmek istiyorum.

1921 doğumlu Amerikalı yazar Patricia Highsmith gerilimin kraliçesi olarak bilinir. Eserlerinde korkudan ziyade kaygı duygusunu hissettirmesi ile ünlüdür. İlk romanı Trendeki Yabancılar, ünlü yönetmen Alfred Hitchcock tarafından filme uyarlanınca büyük ün kazanmış, peşi sıra pek çok eseri sinemaya kaynaklık etmiştir.

Yazardan okuduğum ilk eser Ripley serisinin başlangıç kitabı olan Becerikli Bay Ripley’di (Remzi Kitabevi, çeviri: Armağan İlkin). Burada yazarın Dostoyevski’nin Suç ve Ceza eserinden esinlendiğini anlaşılabiliyor. Yazar duyguları okura geçirmede o kadar başarılıdır ki, Ripley’le beraber yakalanma endişesini iliklerimize dek yaşarız. Bir anti kahraman olan Ripley karakterinin örtük eşcinselliği hissedilir.

Eşcinselliğin tabu olduğu dönemlerde Carol isimli kitabıyla eşcinsel ilişkiyi romanının eksenine almıştır Patrizia Highsmith. Başrolünde başarılı oyunculuğu ile Cate Blanchett’in yer aldığı 2015 yapımı Carol filmi en sevdiklerim arasındadır. Kitabını henüz okumadım. Bir öykü sever olarak, okuma listemde ilk sırada, Kadın Düşmanlığı Üstüne Küçük Öyküler kitabı var, sırf ismi için bile tercihim olurdu. Yazarın Türkçeye henüz çevrilmemiş pek çok eseri olduğunu biliyorum, umarım fazla uzun sürmez ve hepsini okuyabiliriz. Bu sıra dışı yazarın dünyasını keşfetmek için gazeteci Andrew Wilson tarafından kaleme alınmış olan Güzel Gölge (Everest Yayınları) isimli biyografiyi okumanın da gerekli olduğunu düşünüyorum.

Yazarın son eseri olan Küçük g Bir Yaz Masalı, tam bir yaz romanı. Hafifçecik. Öylesine. Bu tanımlama yazarın tarzına uyuyor biraz çünkü o, bir yan karakteri tanımlarken “hiç de yakışıklı değildi, öyle bildiğiniz bir adam” deyip de çıkabiliyor işin içinden.

Ortada bir romanın konusu olabilecek ağırlıkta mevzu yokmuş gibi görünüyor. Bana kalırsa yazarın başarısı tam olarak burada ortaya çıkıyor. Üç yüz yetmiş sayfayı sıkılmadan rahatlıkla okuyor, karakterleri kendi arkadaşımmış gibi hissediyor, sorunlarını dert ediniyor, sanki Zürih’te o mahallede yaşıyor hissine kapılıyorum. Okumalarım öykü ağırlıklı olduğundan kimi zaman karakterin günlük sıradan bir aktivitesi anlatılırken, oradan anlamlar çıkarmaya çalışır buluyorum kendimi. Örneğin posta kutusundaki mektupların alınmasından bahsedildiğinde değişik bir haber gelecek sanıyorum ve sadece faturalardan, iş taleplerinden oluştuğunu görünce şaşırıyorum. Oysaki sıradan görünen tüm detaylar romanın genelinde gerçeklik algısını arttırmaya, karakterlerin yaşamını içselleştirmeye yarıyor. Çehov’un ünlü sözünün tersine duvardaki silah patlamıyor bu sefer.

Küçük g daha çok eşcinsellerin takıldığı ama herkese açık bir kafedir. Roman karakterlerinin yolları o kafede kesişir. Orada tanışan ve birbirlerinin hayatlarını etkileyen insanları konu edinir roman. Ortada yine bir suç durumu vardır elbette. Yaklaşık üç aylık bir zaman dilimini anlatır, onun için adı Bir Yaz Masalı olmalı. Ferzan Özpetek filmleri ilginizi çekiyorsa eğer, ona yakışan bir film olurdu dersem, hemen gözünüzde canlanır kimi sahneler: yemek masaları, dost muhabbetleri… Yazar bu eserinde eşcinsel yaşamların yanında örtük, bastırılmış eşcinselliği ve bunun sebep olabildiği eşcinsel düşmanlığını gösteriyor okura. Ben romanda en çok Rickie karakterini sevdim. Hayatta herkesin öyle bir dostu olsa ne güzel olur diye düşündüm. Siz de seversiniz Rickie’yi ve Küçük g kafeyi.

“Dünyanın dönmesini sağlayan insanın kendi fantezileri değil miydi? İnsanın moralini yüksek tutan neydi ki? Aşk gibi, hırs gibi, umut gibi, uğraşmak gibi şeyler. Hepsi soyut, hepsi fanteziydi, ama ekmek kadar yaşamsaldı. Rickie böyle düşünüyordu.” (sayfa 35)

Küçük g Bir Yaz Masalı (Can Yayınları, 3. Baskı 2020, çeviri: Pınar Kür)

 

1 thoughts on “Gerilimin Kraliçesi Patricia Highsmith’ten Bir Yaz Romanı/ Küçük g: Bir Yaz Masalı/ Ayşegül Gezgin

  1. Birsen Karaloğlu dedi ki:

    Son derece yalın ve samimi bir tanıtım yazısı için teşekkürler. Sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir