YAĞMUR ALTINDA YÜZMEK
George Saunders edebiyatın hemen her alanında birçok eseri olan, kariyeri oldukça parlak Amerikalı bir yazar. New York’taki Syracuse Üniversitesi’nde yaratıcı yazarlık dersleri veriyor. Yağmur Altında Yüzmek (Dört Büyük Rus Yazarla Edebiyat Dersi)isimli kitabı da bu derslerin içeriğini anlatan, keyifli bir çalışma kitabı. Öğrencileriyle yaptığı çalışmaların anlatımını içeren kitap, yazmaya gönül verenler için oldukça nitelikli ve iyi bir yol gösterici.
Öğrencileri arasında yazarlar ve yazar olmak isteyenlerin olduğunu belirten Saunders, kitabının girişindeki yazısında yaptığı işi, (bir anlamda da kitabının amacını) yazmaya gönül verenlere “rahat ve neşeli şekilde kendileri olmalarını sağlayacak teknik araçlar edinmeleri için yardımcı olmak” olarak niteliyor. Yazar ilerleyen sayfalarda, teknik donanım için gerekli olanları edinebilmenin yolunun, iyi bir öykünün ilmek ilmek çözümlenmesinden geçtiğini gösteriyor.
Yazarla birlikte kitaptaki 7 öykünün çözümlemesini yaparken, hem okur hem de yazar olarak çok şey kazanacağınızı düşünüyorum.
George Saunders kitabında “On dokuzuncu yüzyıl Rus öyküsü çevirileri üzerine ders veriyorum” diye özellikle belirtirken, Rus edebiyatçılarının öykülerini didik didik edip çözümleyerek, içlerindeki büyülü yapıyı ortaya çıkarmaya çalışmanın çok heyecan verici olduğunu da belirtiyor.
“Rus yazarları, özellikle 19. ve 20. Yüzyılın başlarındakileri gerçekten çok seviyorum. Gogol, Çehov, Tolstoy, Babel ve onların büyük konuları ele alış biçimlerini seviyorum.”
Rus Edebiyatı, her anlamda dünya edebiyatının en önemli, en zengin, önde gelen edebiyatlarından biri. Özellikle 18. Yüzyıldan itibaren başlayan modernleşme hareketleriyle birlikte sanat ve düşün dünyasındaki gelişmeler, Rus Edebiyatının dünya edebiyatındaki önemli ve saygın yerini güçlendirmiş, 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan eserler de ele aldığı insana dair varoluşsal ve toplumsal sorunları derinlemesine işleyen konularıyla, bugün bile aşılamamıştır.
Derin felsefi düşüncesi olan bu roman ve öyküleri George Saunders şöyle tanımlıyor:
“Edebiyata bir süsleme değil, hayati, bir ahlaki-etik araç olarak bakıyorlardı. Onları okuyunca sizi değiştiriyorlardı; dünyayı daha farklı, daha ilginç bir hikâye anlatır hale getiriyorlardı, içinde anlamlı bir rol sahibi olabileceğiniz ve sorumluluklarınız olan bir hikâye.”
Bugün de ne Dostoyevski’nin yarattığı karakterler, ne Tolstoy’un yarattığı muhteşem olay örgüsü ve atmosfer, ne de her ikisinin tartıştığı insan halleri aşılabilmiş değildir. Gogol’un Palto’su, Turgenyev’in felsefi romanları, onların ışığıyla yetişen Çehov’un öykücülüğü de aşılamamıştır.
Son derece sade bir dille yazdığı kitabında George Saunders, Rus Edebiyatının usta kalemlerinin öykülerinden seçtiği örneklerden yola çıkarak, iyi bir öykünün nasıl yaratıldığı hakkında okuru aydınlatıyor. Okuyanı teknik terimlere boğmadan, adeta keyifli bir atölye çalışması yapıyor. Sıkılmadan, rahatlıkla onunla birlikte ilerleyebiliyor, çalışmanın nasıl yapılacağını anlayabiliyorsunuz.
Kitap 7 öyküden oluşuyor. Çehov’dan Arabada, Tatlım ve Frenküzümü, Turgenyev’den Çalgıcılar, Gogol’dan Burun, Tolstoy’dan Efendi ve Kul, Çömlek Alyoşa öykülerini derinlemesine inceleyerek, her öyküyü sahne sahne çözümlüyor.
Onunla birlikte paragraf paragraf, cümle cümle okuyarak öykünün örülüş biçimini keşfetmeye başlıyorsunuz. Saunders’ın yönlendirmesiyle, bir öykünün nasıl yaratıldığına tanıklık edip tekniklere dair farkındalık ediniyorsunuz. Bu yöntemle öykülerdeki karakter derinliğini, anlatma ve yazma biçimlerini anlamaya, öğrenmeye başlıyorsunuz.
George Saunders; örnek öykülerden hareketle bir öykünün nasıl sahnelendiğine, farklı karakterlerle kurgulanan öykünün işlerliği için karakterler arasında ortaklığın nasıl sağlanması gerektiğine, mekânın öykünün anlamını ve yapısını güçlendirecek şekilde yapılandırılmasının nasıl olacağına, öyküyü örüntü tekrarıyla yapılandırabilme tekniğine dikkatinizi çekiyor. Öykü içinde öykü anlatma, eksiltili anlatım gibi teknikleri de, Rus ustaların öyküleri aracılığıyla ders gibi işliyor. En önemlisi de felsefi ya da ahlaki bir konunun tartışmasını öyküde yapılandırabilmeye de ayrı bir önem veriyor. Tolstoy’un Efendi ve Kul isimli öyküsü de bu anlamda son derece yerinde bir seçim.
George Saunders bu yol gösterici kitabını, yazar olmak isteyen, ya da yazarlığını geliştirmek isteyenler için yazdığını söylese de kitap, edebiyat estetiği açısından eleştirel okuma yapanlar için de teknik anlamda geniş ufuklar açan, estetik bakış açısını zenginleştiren ipuçları veriyor. Okur olarak da öykünün her bir ayrıntısının öyküde var olma sebeplerini anlamanıza yardımcı oluyor. Farkındalık yaratan bir okuma deneyimi için yol gösteriyor. Öykülerin okuma sırasında yarattığı etkiyi, metnin duygusal yankısını tartışarak iyi bir öykünün okuru nasıl içine çektiğini, nasıl etkilediğini gösteriyor.
Saunder’ın yol göstericiliği, yazar adaylarının kendi öykülerini oluştururken sağlam bir yapıyı kurabilme çabalarına ışık tutmakla kalmıyor, teknik anlamda eleştirel okumayı da güçlendiriyor.
Yağmur Altında Yüzmek, yazmaya gönül verenlere zenginlik kattığı, yol gösterdiği kadar, eleştirel okumaya da derinlik kazandırıyor. Kısa öykünün kısalığına sığdırılan değerleri kolayca farkedilir kılıp fazlalıklarından arınmış bir öyküyü başarılı yapan göstergelerin varlığını anlamanıza yardımcı oluyor. Bunun için kitabında incelediği her öyküyü etik ve ahlaki sorular ışığında ele alıyor. İncelediği her öyküde “Hayatta doğru olan nedir? Bir öykü bizi neden duygusal olarak etkiler?” sorularını, çözümlemelerinin odak noktasında tutuyor.
Bu anlamda Saunders’ın kitabında anlattıklarının öykü yazanlar için geliştirici, yol gösterici olmasının ötesinde, yazarken kullanılan bakış açısında da farklılığa yol açacağına inanıyorum. Çünkü okuru öykünün içinde tutmak, yazma biçiminize bağlı olduğu kadar, düşünce derinliğinizle ve bakış açınızla da yakından ilişkili. Az sözle çok şey söylemek, okuru hikâyenin içine çekmek ve orada kalmasını sağlamak ustalık istiyor.
Yağmur Altında Yüzmek de ustalaşmanız gereken noktalara dikkat çekmesi açısından çok değerli bir çalışma.
Yağmur Altında Yüzmek kitabı, incelenen her öykünün, her çalışmanın sonunda George Saunders’ın Aklıma Gelmişken başlığıyla yazdığı 7 değerli denemeyi de içeriyor. Yağmur Altında Yüzmek isimli çok işlevli kitabının, yazar ya da okur farketmeden, edebiyata gönlünü verenlerin başvuru, başucu kitabı olacağına inanıyorum.
Bütün bu özelliklerinin yanında Sabri Gürses’in eşsiz çevirisi de kitabı değerli kılan faktörlerden.
Yazmak, yalnızlaştığımız dünyada anlattıklarımızı dinleyecek birini bulamamanın getirdiği bir zorunluluk. Öyküler zamanın hızlandığı, koşuşturmanın arttığı bu çağın en güzel ifade yöntemi. Ama yazarak anlatmak kadar kolay değil. Kâğıt kalemle baş başa kaldığınızda anlatacaklarınızı kâğıda dökmek büyük beceri istiyor. Az sözle çok şey söylemek, okuru hikâyenin içine çekmek ve orada kalmasını sağlamak ustalık istiyor. Ustalaşamasak da iyi bir yazar olabilmek mümkün, elbette çok çalışmak kaydıyla. O zaman siz de Yağmur Altında Yüzmek’i denemelisiniz.
Diğer yazılarımıza buradan ulaşabilirsiniz.
Sayfanın altındaki sosyal medya butonlarını kullanarak yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilir, yorumlarınızla bize ulaşabilirsiniz.