Travma Temizleme Merkezi

Tutuklular Çemberi - VikipediYedi kadın vardı. Çember olmuşlardı. Travmalarını sıfırlayacak, hiçbir şey hatırlamadan çıkıp gideceklerdi merkezden.

“Anlatın. Sırayla… Sonra kabloları bağlayacak ve anlattığınız bölümü sıfırlayacağız.”

“Anlatmamız şart mı? Biz size yazsak neresi olduğunu, siz direkt sıfırlasanız?”

“Yok sistem öyle çalışmıyor. Yüksek sesle tekrarlamanız gerekiyor.”

“Peki özel olarak anlatsak?”

“Sistem birlikte olmanızı gerektiriyor.”

Herkes yerinde bi kıpırdandı. Kalçalar sandalyenin altında çivi varmışcasına huzursuzlandı. Eller kucakta, parmaklar kıpır kıpır. Az sonra herkes birbirini yarasından tanıyacak. Neyse ki sonra hatırlamayacak.

Sarışın kadın bir an önce anlatıp, kaçmak istiyordu:

“Kırdılar beni çok. Porselen bir bebektim. Şimdi binbir parçayım, her parçam yapıştırıldı 404’le. Kırıldığım yerleri unutmak istiyorum.”

Şişman, yanakları al al kadın vardı yanında:

“Ne kadar yesem doymuyorum. Hep eksik bi şey tam şurda.” Eliyle kalbini gösterdi.

Sıkı sıkı topuzuyla dimdik oturan kadın aldı sözü:

“Düşünce bile azarlanan bir çocuktum ben. O kadar çok eleştirdiler ki, şimdi bir övgü kırıntısını bile kabul edemiyorum. Unutmak istiyorum eleştirilerin hepsini.”

Çiçekli elbisesinin açık yakasını çekiştiren, saçları belinde kadındaydı sıra:

“Aşka düştüm. Bana kötü yola düştü dediler. Kaçmaktan yoruldum kendimden, herkesten.”

Kısacık saçlı, bezgin bakışlı girdi söze :

“Beni soyarak aradılar emniyette… Küçük düşmektense böyle, kötü yola düşseydim keşke.”

Yüzüğüyle oynayan, melankolik bakan gözlerdeydi söz sırası:

“Çok sevdim. Sevildiğimi sandım. Aldatıldım. Gözümün içine baka, baka. Aptalmışımcasına. Unutturun bana!”

Kaç tur geçti böyle sayamadılar. Tedirginliklerini attılar. Kimi tertemiz, kimi kirli çamaşırları çemberin ortasına yığdılar. Saat yoktu merkezde. Kollardaki saatler de toplanmıştı girişte. Dünya saatiyle kim bilir dört-beş saat geçmişti.

Kimsenin diyeceği kalmayıp, bir sessizlik yaşanınca merkez görevlisi aldı sözü:

“Hazır mısınız, başlayalım mı?”

Yedi çarpı iki göz birbirine baktı.

“Yok, hazır değilim ben. Gideceğim hiçbir parçamı silmeden.”

“Saatlerdir açım ve hiçbir şey istemiyor canım.”

“Acımıyor sanki yaralarım eskisi kadar. Vazgeçtim ben.”

“Orayı silersek, sanki her şey değişecek. Aşkı tanımamış olursam, bu beni çok üzecek.”

“Unutursam, düzeltemem dünyayı. Uyaramam geri kalanları.”

“Hadi gidelim. Dışarıda bi kahve içsek mi beraber?”

Yedi kadın çıkıp gittiler. Para da ödemediler.

Deniz Köker

1 thoughts on “Travma Temizleme Merkezi / Deniz Köker

  1. Birsen Karaloğlu dedi ki:

    Kısa öykü yazma başarınızı kutluyorum. Öykünüzün yapısı güçlü, akışı etkileyici, hele de sonu çok vurucu. Kaleminize yüreğinize sağlık.

Birsen Karaloğlu için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir