BALCA DİL/19 MAYIS İLKADIM
Kuvva olmaya çıktılardı yola
Misak-ı Millî’yi bi eyce çizmeye niyet ettiydiler
Samsun güvenli liman olduydu Bandırma’ya
İyi ki Sinop’a çıkmadılar!
Rum çeteler bastıydı Karadeniz’i boydan boya
Bilirlerdi ne taşıdığını Bandırma’nın
Güvertede apoletlerini söktüydü Mustafa’m
Paşalıktan azlettiydi kendini,
Vazgeçmediği halkı/ özgürlüğü içün
Halka karışmadan halk olduydu
Hiç işittiniz mi kendini azleden başka bir paşa!?
Kemal’di o!
Hiç kimsenin düşünemediğini düşünürdü dehaca
Cesurdu o!
Sait Bey Sunamın dedesiydi
Kılına zarar gelmesin deyi selam durduydu Reji İskelesi’nde
Emniyeti sağladıydı protokolle beraber esas duruşta
On altı kişi mi uyandıracaktı Samsunluları, Anadolu’yu?
Onlar hiç uyumamışlardı ki!
Mustafa’m gözünü hiç kırpmamıştı ki!
Ve Samsunlular da zaten uyanıktılar.
Kemal’in başak saçlarından, harman alnından yayılan o aydınlık düşüncelerde birleştiler. Bir solukta Havza’ya vardılar el ele, gönül gönüle… Samsun’da başlayan inanç yolculuğu Kurtuluş Yolu’nu açacak, Amasya’yı, Erzurum’u, Sivas’ı dolaşacak, Anadolu’da emperyalizmin uşaklığını yapan palikaryaların İzmir’de denize dökülmesiyle son bulacaktı.
Ne kolay anlatması değil mi? Sanki bir çırpıda olmuş gibi…
(…) Şairler de şiir yaptıydı Kurtuluş Destanı’nı…
‘Elifim Kocaöküz olup Sarıkız’ın yanına koştuydu kendini
Yedip düşman üstüne mermi taşıdıydı gıcılayan kağnısıyla’
Bi eliyle çorap ördüydü Mehmetlere Zöhre Kadın diğer eliyle fişek doldurduydu
Fatma, birden Fatma Çavuş olduydu atının terkisine atladığında
Satı Kadın bıraktıydı çocuklarını bi başına
Atıldıydı düşman üstüne göğsünü siper edip
Sıska atlar, katırlar, eşekler bile rütbe aldıydı
Baldırı çıplak, yalınayak yürüdüydüler cepheye
Ayak derileri çarığa, göne karıştıydı da
Kavlağan, çınar kabukları, yosunlar katık olduydu onlara
Onlar,
Çoluk çocuk, kadın erkek demeden
Yüreği sarp Mehmetlerin yürek sesi
Nal sesleri ürküttüydü İzmir’i yakanları uzaktan
Güneşin şavkı İzmir’e vurduydu
Aydınlattıydı 19 Mayıs güneşi
İyot/kan/ barut/ yanık kokusu karıştıydı havaya
Can vermekten korkmadıydı hiçbiri
Meçhul askerlerdi onlar kadınlı erkekli, bebektiler, gençtiler, yaşlıydılar…
Vazgeçmediler…
Hızla kurtardılar vatanı…
Evet hız verdin, umut verdin, can verdin yeniden bize Atam! Çoğalan umutlar Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da yıldan yıla arttı, atılan o ilk adım, büyük adımdı İLKADIM’da, Karadeniz’de coştu, Ege’de dinginleşti. Ve bugün özgürsek, cumhuriyetle yönetiliyorsak sendendir, cesur yüreğinden/yüreklerdendir…
Atam, gençliğin büyük gücünü, yarınlardaki rolünü çok iyi bildin, bizlere hep güvendin…
Doğum günün ilan ettiğin 19 Mayıs gününü gençlere armağan ettin: Kendi dirilişinin gücünü gençliğe aktardın bilinçle…
Sen ve ben bugünün yolcularıyız
Rüzgâr bir kuş gibi uçuyor yarın
En coşkun gençliğin biz sularıyız
Biz can damarlarıyız bu kaynakların*
Bugünün gençleri, barışçıl kalemleriyle düşünce savaşları kazanıyor, aydınlık kafalarıyla buluşlar yaratıyor Atam! Yürekleri yine sarp ama barışta insancıl. Bilekleri çelikten kuvvetli ama savaş sever değil… Senin ilkelerin ve devrimlerin doğrultusunda yaşarken zeki ve çalışkan… Yanlışlarda yerinen, doğrularda birleşen, gerçek başarılarda övünen durumda.
Çağdaş uygarlık çizgisine dev adımlar atmakta kararlı. Kaleminde gerçekler, fırçasında bütün renkler var gençliğin. Çoksesli müzik dinlerken çoksesli düşünmeyi de öğreniyor ATAM! Defne dalı hep yeşil Türk gençliğinin!
İyi ki doğdun, iyi ki bizim Atamız oldun… Bayramımız kutlu olsun!
*Turgut Yaylalı
Harikasın..!
Çok güzel dile getirmişsin yaşananları….
Yüreğine,kalemine sağlık…
Yıldızlar yolun olsun..!
Sevgili Berna,
Okurken çok duygulandım.
Samsun’un Kızı! Ne güzel anlattınız o muhteşem İlk Adım’ı.
Yüreğinize sağlık.